Bölüm 42

188 34 83
                                    

~Sad piano - Victim 🎶

Günahlarımın bedelini sevdiklerimin yok oluşuyla ödemek bambaşka bir duyguydu.
Biz aslında hiç olmamıştık, olamamıştık.
Hep bir engel, hep bir hüsran...

Sonumuzun böyle olacağını kim bilebilirdi ki?

Gözlerimi yavaşça araladığımda bulanıktan net halini alan odaya baktım.
Üstünde uyuduğum beyaz çarşaflı tek kişilik yatak ve yanımda duran koltukta annem vardı.

Gözleri kapalı bir şekilde duruyordu, yanımda duran askıda serum takılıydı, damlayan her su yavaşça kablodan ilerleyerek damarlarıma sızıyordu.

Gözlerimi kırpıştırdıktan sonra kollarımla destek alarak kendimi doğrultmaya çalıştım ancak sağ omzuma giren acıyla inleyerek tekrar yatağa gömüldüm.

Annem sesimi duymuş olmalı ki hemen gözlerini açarak bana bakışlarını dikti.

Dudaklarının kenarını kıvırarak "Kızım" dediğinde ona hafiften zar zor tebessüm etmiştim.

Ayağa kalkıp yatağın iyice kenarına geldiğinde ellerini dikkatle boynuma dolamıştı, öyle naif ve yumuşak dokunuyordu ki sanki her an kırılacakmışım gibi davranıyordu.

Benden yavaşça uzaklaşırken "Nasıl hissediyorsun güzel kızım?" dediğinde suratıma yerleştirdiğim tebessümü artırarak cevap verdim.

"İyi hissediyorum anne."

Evet iyi hissediyordum fakat içimde tuhaf bir his vardı, ancak hislerimden çok annemin bakışları daha da tuhaftı.

Endişeli desen değil, korku desen değil ama biraz mutluluk ve biraz da...

"Kızım sana bir şey sormak istiyorum."

Annemin sözleri düşüncemi bölerken ona "Sor" diyebildim.

Nefesini ciğerlerine hapsederken tam konuşacaktı ki kapının bir an açılmasıyla ikimizin de bakışları gelen kişilere kaydı.

Azra ve Mithat gelmişti.

Azra bana bakarken onu nasıl yüz üstü bıraktığım aklıma geldi, gerçekten bu utanç vericiydi.

Eğer ben o gün kaçmasaydım bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.

Yutkunarak gözlerimi Azraya dikerken "A-azra B-ben senden özür-" bir anda üstüme gelip kollarını boynuma geçirdiğinde konuşmamı bölmüştü.

"Saçmalama ne özürü, ya sana bir şey olsaydı biz ne yapardık sonra" dediğinde suratıma yayılan gülümsemeyle sol kolumla ona sarılmıştım.

Azra çok çabuk affedici ve merhametli birisiydi, onun böyle olması beni kendisine daha çok bağlamıştı.

Hatta bazı davranışlarıyla bazen aklıma Baharı bile getiriyordu.

Sarılmamız bittiğinde "İyi ki varsın Azra" diyerek dişlerimi göstermiştim.

"Sen de var olmaya devam et küçük."

Mithat konuşurken bakışlarımı Azradan çekerek ona yöneltmiştim.
Ses tonumu alaylı bir şekilde ayarlayarak "Ne küçüğü? asıl sensin küçük" dediğimde hafifçe gülümsemişti.

"Sen benim gibi kaslı birisine nasıl küçük dersin."

Dudaklarımı büzdükten sonra "Yoo her şeyin küçük işte" diyince bir kaç saniye duraksayarak Azrayla Mithat suratıma bakmıştı.

Ne demiştim ki şimdi ben?

Azra kahkahasını bir anda patlatarak karnını tuttuğunda "Aynen her şeyi küçük" dediğinde sebepsizce gülümsemiştim.

ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin