Bölüm 29

202 38 27
                                    

~Quiet Resource🎶

Yalnızlık ile sırılsıklam olurken, Damla damla sağanaklı umutlarım vardı ama hepsi şiddetli bir gök gürültüsüyle dağılmıştı.
Umudum dağılınca da geriye sadece umutsuzluk kaldı,

Umutsuzluk ise Yalnızlık ve Mutsuzluğun evrensel kümesidir...

Ufak bir gök gürültüsü onun sesiyle beraber etrafa dağılırken gözlerimi kırpıştırmıştım.

'Ben varım?'

Gerçekten de beni olduğum gibi seviyor muydu?
Yoksa şuanki durumdan kurtarmak için mecburiyetten mi söylemişti?

Siyaha çalan gözlerine baktığımda neler düşündüğünü keşke bilseydim diyebildim ama o kadar güzel bakıyordu ki onun dipsiz kuyusunun içinde aşağı düşen ruhumla kayboluyor gibiydim.

Elini bana yavaşça uzatarak yağmurun şiddetiyle "Benimle ol Açelya, gitme" dediğinde kalp atışlarım ardı ardına hızlanmıştı.

Onun uzattığı eline bakarken parmaklarının arasına gökten düşen yağmurlar dans ederek kayıp gidiyordu.

Ona güvenebilir miydim?

Herşeyimi emanet edebileceğim, gözlerindeki boşlukta kaybolacağım, kalbini kalbimde hissedebileceğim birisinin olabilecek olması bana imkansız gibi geliyordu.

Elimi en sonunda yavaşça onun avucunun içine konunca beni ağır haraketlerle kendine çekerek başımı göğsüne yaslamamı sağladı.

Kalbinin atışı kulaklarımda yankılanıyordu, onun ki de hızlanmıştı.

Belki beni gerçekten seviyordur?

Ya da vicdanı rahat etsin diye söylemiştir bunları.

Yine de mutluydum ilk defa bu his içimde yeşermişti. Yüzümde oluşan tebessümle öylece dururken kulağıma doğru değen nefesiyle konuştu.

"Seni kendime saklamak istiyorum Açelya."

Sesi yüreğime işlerken kokusu burnumda tütüyordu resmen, başımı kaldırarak siyah gözlerine gözlerimi diktiğimde gülümsemem daha çok yüzümde yayılmıştı.

Bu yaşadığım şey bir rüya olabilir miydi?

Bu halimi görünce Ayaz da gülümsemişti, başımı olumlu anlamda sallayarak "Ben zaten senin içinde esir olarak kalmışım, sadece bunun farkına geç vardım Ayaz."

İçimde aydınlanan umut ışığı gözlerime yansırken şuan yaşadığım için önce tanrıya sonra da Ayaza teşekkür ettim.

Dudaklarını alnıma getirerek öptükten sonra derin bir nefes aldığını hissettim.

Sırılsıklam olduğumdan üşümem gerekiyordu ancak onun sıcaklığı tüm hücrelerime yayılıyormuş gibi hissediyordum.

Ben bundan sonra onunla beraber asla üşümeyecektim...

Dudakları benden koparken "Hadi hasta olacaksın eve gidelim artık" dediğinde gülümsememle beraber kafamı aşağı yukarı sallamıştım, ancak arkasında duran Nisayı görmemle yüzümdeki gülümseme solmuştu.

Nisa öfkeyle soluyarak bize bakıyordu, daha deminki tatlı davranan kızdan şuan gram kalıntı yoktu.

Omzundaki askılı çantayı eliyle aşırı derecede sert bir şekilde sıkıyordu, sadece bakıyordu işte, elinden bir şey gelmeyeceğinin o da farkındaydı.

Ayaz arkasını döndüğünde Nisayı görünce herhangi bir tepki vermesini bekledim ama aksine boş gözlerle ona bir kaç saniye baktıktan sonra elini elime kenetleyerek beni yanına çekmişti.

ÖLÜM TAAHHÜD'Ü |Wattys2020|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin