Bölüm-2

1.6K 59 9
                                    

     "Hayırdır ne baktın?" Adamdaki rahatlığa bak. Yatakta yarı çıplak halde yattığı halde sorduğu soruya da bak. Sanki sokakta yanından geçerken bakmışım gibi tepki veriyor. Lan arkadaş çıplaksın neredeyse.

    Tamam karınım falanda bu kadar de şey etmemek lazım yani bence
"Şey, s-sen böyle mi uyuyorsun?" deyip işaret parmağımla çıplak kısmı olan göğsünü bakmamaya çalışarak işaret ettim. Parmağımla işaret ettiğim yere bakıp
"Geri kalanıda mı çıkarayım onu mu istiyorsun?" diye sorduğunda utancımdan yerin dibine gireceğimden emindim.

    Hemen bakışlarımı kaçırıp, dolaptan yastık battaniye alıp muhteşem! yatağıma geçtim ve hazırlayıp hemen uzandım. Pislik herif, söylediği lafa bak, "giri kılını dı mı çıkırıyım" mış.
"İçinden konuştuğunu mu sanıyorsun sen? Kes sesini de uyuyayım" deyince daha fazla konuşmamak için elimle ağzımı kapatıp uyumaya çalıştım.
 
     Sabah kanepede iki büklüm halde uyandım ve tabii ki belimdeki ağrılarla beraber, onlar olmadan olur muydu hiç? Ben bir ömür burda nasıl yatacaktım ya?

   Doğrulup komidinin üstünden aldığım telefonun saatine bakıp sabahın 7'si olduğunu görüp yerimden kalkıp önce bi esneyerek kemiklerimi rahattım ardından da pek saygı değer ağamızın yanına gittim ve "Murat Ağa, Murat ağa" diye seslenmeye başladım dokunmadan ona. Hah birde dokunacaktım öyle mi? Birkaç defa süren seslenmelerimden sonra

   "Ne var lan? Sen de kimsin?" deyip kalktı öküz. Oha adama bak evlendiği kadını hatırlamadı. Yerinden doğrulup bana bakmadan banyoya gidip işini hallettikten sonra çıktı.

   Bana bakıp "ha sen şu dün evlendiğim kızdın değil mi? Rıza şerefsizinin gayrı meşru kızı. Namuslu geçinip başkasından çocuk peydahlamak. Gerçi Seyhanlardan başka ne beklenirdi ki?" deyip gidecekken bana ettiği hakaretlere göz yumup kolundan tuttum.

   Sinirle bana baktığında
"Şey, örtü için gelecekler de birazdan" deyince anlamaz gözlerle bana bakıp anlamaya çalıştı ama anlamayınca ne demek istediğimi
"Ee bana ne?"
"Nasıl bana ne? Örtüyü vermezsem adım çıkar. İnsan içine nasıl çıkarım ben?"

   "Temiz misin namuslu musun onu bile bilmiyorum. Niye sana kefil olayım? Ne malum önceden bir haltlar karıştırmadığın? Sonuçta Seyhanlardansın. Her namussuzluk bekle-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden bu kadar hakaret de fazlaydı deyip içimde yükselen sinir ateşiyle dayanamayıp tokadı basmıştım yanağına bile.

   Başı yana düştüğünde ne yaptığımın farkına varıp
"B-ben çok özür dilerim ağam. Sen şey deyince bir anda kendime hakim olamadım. Sen öyle söyleyince valla bile isteye olmadı. Affet beni ağam" dediğimde başı bana döndü saçını düzeltip

   "Demek kendine hakim olamadın ve bana tokat attın. Bakalım ben kendime hakim olamayınca ne yapıyorum" deyip ilk tokadı attı ve ardı ardına bana vurmaya başladı. Vurmaya başladıktan sonra yatağın yanında yere düştüm. Ellerimi siper edip kendimi korumaya çalışıyordum ama etki etmiyordu.

   En son durup öne düşen saçını arkaya doğru eliyle düzeltti ve "Senin azabın daha yeni başlıyor Tuğra Seyhan" deyip yakasını düzelterek odadan çıktı. Kaç tane vurduğunu saydım ve not ettim kafam da. Elbet bizim de hakkımızı savunacağımız gün gelir Murat Efendi. O zaman kork işte benden.

   Acıdan dolayı gözlerimden yaşlar ardı ardına düşerken hiçbir şey düşünemediğimi fark ettim. Demek ki böyle bir şeydi şiddet görmek ve gıkını bile çıkaramamak. Mecburiyetten katlandığım bu evlilik daha ilk sabahında cehennem olmuştu bana. Ama katlanmak zorundaydım. Hatta dayaktan çok daha da beterleri gelecekti muhtemelen. Hepsine katlanacaktım mecburen. Bir amacım vardı çünkü.

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin