Bölüm-7

1.2K 49 9
                                    

   Evet işte dananın kuyruğunun koptuğu an. Ne cevap verecektim lan ben bu başımda cehennem zebanisi gibi duran adama? Cehennem Zebanisi mi? Tam böyle cuk oturdu adamın üzerine valla. Nerden aklıma geldiyse artık
"Kızım manyak mısın? Ne sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi" deyince Murat'a baktım. Anlamaz gözlerle bana bakıp cevap bekliyordu anlaşılan.

   "Sinirlerim bozuldu da o yüzden şey ettim ben kusura bakma"
"Evet hala bir cevap bekliyoruz senden. Bu silahın sen de ne işi var?" Evet şimdi ne cevap verecektim ben? Yalan mı söylesem acaba, düşün düşün düşün. Beyin seni yıllardır bugünler için besledim. Sana zahmet olmazsa o kadar cevizin hakkını ver. Acaba kendimi korumak için yanıma aldım öylesine diye? Ya şarjöre bakarsa ve en önemlisi kovanları bulmuşlarsa? O zaman en mantıklısı doğru cevap vermek.

   "Kendimi korumak için aldım odandan. Tam aşağıdayken arka kapıdan bir ses geldi. Ben de ordan başladım işte" dediğimde bakışları doğru mu söylüyorum diye tüm yüzümü karış karış dolaşmaya başladı. En sonunda da Kürşat'a döndü Kürşat onaylar gibi kafa sallayınca bana döndü tekrar.

   "Silah kullanmayı bu kadar iyi kullanmayı nerden öğrendin peki?"

    "Cevap vermemi ister misin? Bana sorarsan kimin öğrettiği ile alakalı duyacağın bu cevap hiç hoşuna gitmeyecek" biraz düşününce anladı tabii ve

   "Tamam sus, aldım ben cevabımı" deyip geri döndü ve içeri girdi. Allah Allah adama bak hem soruyor hem cevaba kızıyor.

   Pınar merakla bana bakıp "Kim öğretti de abim bu kadar sinirlendi hem de adını bile duymadan?"
"Bence biraz düşünürsen bulursun"
"Abin mi?" diye kısık sesle sorunca onu onaylayarak kafa salladım.

  Murat dışarı çıkınca Kenan abi ona bakıp  "Murat konak yapılana kadar otelde kalarım"
"Tamam abi, zaten bir iki günlük işi var, tamirat falan" deyip içerden çıktı

   "Murat" deyince dönüp bana baktı. "Ne var" anlamında kafa salladı öküz. İnsan bi efendim falan derdi neyse takılma şimdi buna Tuğra sen soruna geç artık "Ben bu sürede babamların evine gidebilir miyim?" diye tedirginlikle sordum. Gerçi bu öküzün ne cevap vereceği belli de maksat ailesini istemiyor demesinler. Bana sert şekilde bi süre bakıp

    "Tamam git kal sen. Döndüğümüzde geri gelirsin sen de konağa" deyince gözlerim kocaman açıldı şaşkınlıkla. Doğrulamak için Pınar'a baktım. O da en az benim kadar şaşırmıştı.

    "İzin mi verdi? Yoksa ben mi yanlış duydum?"
"Verdi valla bende şoklardayım inanır mısın. Saldırıda burda olsaydı kesin kafasına birşey yedi diye düşünürdüm ama burda da değildi"

"Biraz daha şansını zorlarsan yakarım iznini "

"Tamam tamam hiçbir şey demedim. Hemen eşyalarımı topluyorum" deyip yukarı çıktım ve birkaç parça eşya alıp çantaya koydum ve kapıya çıktım.

"Kürşat bırak gel" deyince Kürşat bana bakıp önüne döndü ve arabaya gitti. Ben de herkesle vedalaşıp çıktım konaktan. Arabanın arka koltuğunda otururken dayanamayıp
"Hayırdır? Neye baktın o kadar?"
"O kadar adamı nasıl indirdin onu düşünüyorum"
"O kadar dediğin birkaç adamdı"

"Arka kapıda senin vurduklarında alınlarından vurulmuştu korumaların öldürdüğü birkaç kişi dışındaki kalanlar da aynı yerden vurulmuştular"

"Yok ya bazıları göğsünden ve farklı farklı yerlerinden vuruldu yani gördüğüm kadarıyla tabii"

    "Normal de senin şu anda böyle bir durumda korkudan titremen falan gerekiyordu benimle kurşunların girdiği yerleri tartışman değil. Kanıtlayamam belki bazı şeyleri ama bu sonsuza kadar böyle gitmeyeceği gerçeğini değiştirmez. Elbet birgün çıkacak ortaya sırrın" deyince içimden "planladığım gibi giderse fazla sürmez zaten" dedim.

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin