Ee noldu şimdi? Kurtulmuş muydum şimdi? Eğer beni öldürdüysen çok pis sıçtın Murat. Devlet bunu yanına bırakmaz. Vuruldum mu yani? Yok vurulsaydım eğer bir acı hissetmem gerekiyordu. Gerçi kafadan vurulduysam birşey hissetmezdim. Lan kafadan vurulsaydım etraf karanlık olmazdı böyle. Yani ölmüş ve yeniden gözlerimi açmış olurdum herhalde. Off adrenalin kafa yaptı galiba.
Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda Murat'ın silahlı elinin gökyüzüne doğru havada olduğunu gördüm. Hemen yanıbaşında da onun elini bileğinden yakalamış olan Kemal abisini fark ettim. Demek ki son anda abisi yetişmiş yani abisi yetişmese.... beni öldürecekti. Bu kadar mı çoktu nefreti bana?
"Ne yapıyorsun lan sen? Kadına silah doğrultmak ne demek oğlum?"
"Sen karışma abi. Benim meselem bu. Ben de böyle çözecem meselemi""Sen çok yanlış anlamışsın mevzuyu Murat Ağa. Bu kızla evlendin diye tapulu malın olmadı senin"
"Benim karım olduğu gün tapuyu aldım abi"
"Haydi onun tapusunu aldın diyelim böyle bir şey yokta neyse sen bu masumun canına nasıl kıymaya kalkarsın Murat? Allah'ın verdiği canı sen mi alacaksın Murat? Murat, hayırdır oğlum kendini yaradanla bir mi tutuyorsun sen?" dediğinde Murat afalladı ve birşey söyleyemedi bi süre.
"Haşa abi, o nasıl söz?" Murat'ın sakinleştiğini görünce o da sakinleşti.
"Murat, kardeş bak sen okumuş adamsın, koskoca mühendis oldun oğlum sen. Bu cahillik sana yakışmıyor. Ben sende ki o merhameti gördüm diye ağalığı sana bıraktım zamanında. Sen de aniden sinirlenirsen ve o sinirle karar alıp uygularsan o cahil bunaklardan ne farkın kalacak? Ağalığa ilk başladığın gün bana ne demiştin hatırlıyor musun?" dediğinde Murat ağır ağır salladı kafasını
"Bu topraklara adaleti ve merhameti hakim kılacam. Artık bu topraklarda hiçkimse ezilmeyecek ne kadınlar ne de erkekler" deyince başımı kaldırıp ona baktım. Yere dikmiş bakışlarını öylece bakıyordu.
"Peki sen şu anda ne yapıyorsun? Az önce engellemeseydim ne yapacaktın Murat? Silkelen ve kendine gel. Bu kızın hiçbir suçu yok ama şu haline bak, bak haydi" deyip omzundan tutup bana doğru çevirdi. Ben de başımı dik tutup Murat'ın gözlerine baktım. Birkaç saniye öyle pişmanlıkla bakıp çevirdi bakışlarını. "Sen bile bakamıyorsun ama bu kız günlerdir, haftalardır senin eziyetlerine, zulmüne, hakaretlerine maruz kaldı. Ha ailenin bazı üyelerinin yaptıklarından bahsetmiyorum bile. Ama o kadar zulme rağmen birgün bile çıtını çıkarıpta saygısızlık etmedi. Şimdi git düşün, taşın, silkelen ve kendine gel. Benim o eski kardeşimi geri getir" deyip uzaklaştı Murat'tan.
"Arzu, Pınar yardım edin kıza. Pansumanını falan yapın" deyince olayların başından beri köşede sessizce ağlayan Ceren koşup bana sarıldı ağlayarak. Kemal abi şaşkın gözlerle bir Ceren'e bakıyordu bir bana bakıyordu. Sonra hafif gülümseyip avludan çıktı. Murat'ta onun ardından konaktan ayrıldı. Sedire oturunca "Şu çenen yüzünden iki kardeşin arası açıldı"
"Sultan Hanım, sakin ol. Bak biraz daha konuşursan kalbini kırmaktan korkuyorum. Senin yerinde olsam bugün bu gergin ortamda hiç ağzımı bile açmam"
"Edepsiz. Ailede terbiye bırakmadı" deyip içeri girdi
"Ben ilk yardım çantasını getireyim" deyip çıktı avludan Arzu
"Kızım bunları yapacağını bile bile niye üstüne gittin bu kadar?"
"Ben üstüne gitmeseydim eğer o sinirle-" deyip sustum ve kucağımda hala için için ağlayan kıza kaydırdım bakışlarımı ve ardından devam ettim "sussaydım tüm sinirini ondan çıkaracaktı. Ben de-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlı Berdel
General FictionBu bir berdel hikayesi ama aslında tam da berdel hikayesi değil. Şöyle ki en basit açıklaması berdeli araç olarak kullanıp amacına ulaşmak olarak tanımlayabiliriz bu hikayemizi. Klasik berdel hikayelerinden sıkılanlar için veya yeni konular arayanla...