Bölüm-37

561 28 4
                                    

    "Sana buraya oturabileceğini kim söyledi?" deyince tuttuğum sandalyeyi sert şekilde yerine iteledim. Tam sert bir şeyler söyleyecekken

    "Benim oturduğum masaya Tuğra da oturabilir baba. Hatırlatmama gerek yok öyle değil mi?"

    "Ben O'nun oturduğu masa da oturmam"

   "Pekala, size afiyet olsun o zaman" deyip kalkınca

   "Baba nereye?" deyince Murat Ceren'in elinden tutup

"Gel kızım annenle yemek yiyecez" deyince Ceren de hızla yerinden kalktı. Murat bana dönünce yüzündeki ifadeden itiraz etmemem gerektiğini anlamıştım. Uysal şekilde başımı salladım. Odadan çıkınca ben de peşinden gittim. Mutfağa girince içeri de ne işi olduğunu anlamamış halde peşinden girdim.

   "Fatma Teyze 3 kişilik yeriniz var mı?" deyince çalışanların hepsi gibi ben de şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerle ona bakakaldım.

    Toparlanan Fatma Teyze hemen "buyur ağam estağfurullah" deyince geçip oturduk üçümüzde. Ceren hemen babasının kucağına atladı.

   "Benim yerim burası değil mi baba"
"Evet güzel kızım. Her zaman senin yerin burasıdır" deyip saçlarından öptü. Sonra ayakta dikilenlere bakıp "Ee otursanıza, ne bekliyorsunuz?"

   Fatma Teyze "Estağfurullah ağam"
"Eştafuyuyyah" deyince gülmeye başladık. Murat Ceren'in kulağına eğilip

   "Kızım bu teyzelere ve ablara de ki hemen oturup yemek yesinler yoksa babam size çok kızacak"

    "Tamam baba. Fatma Teyze, Berivan abla, Zeliha abla ve Zümrüt abla eğer hemen oturup yemek yemezseniz babam size kızacakmış hem de çok kızacakmış" deyince hepsi birbirlerine
bakmaya başladılar.

   "Oturun haydi. Beraber bi yemek yiyelim" dediğimde korka korka oturdular. Yemeklerimizi yerken
Murat "Zümrüt senin okul nasıl gidiyor?" deyince

   "Sen okula mı başladın Zümrüt?" diye sordum gülümseyerek

   "Ağam sağolsun izin verdi okula gitmeme"
"Benim değil Tuğra sayesinde"

"Benim mi? Ben hiçbişey yapmadım ki?"
"Sen bana dedin ya, Zümrüt liseye gitmeyi çok istiyor diye"
"Ben hatırlamıyorum"

   "Hanımağam Allah senden razı olsun. Sayende gidebiliyorum okula" deyince suratımı ekşitip

"Ceren sen bana ne diye sesleniyorsun?"
"Anne"
"Peki, Zümrüt'e?"
"Abla"

   "Geldik son soruya bakalım bunu bilecek misin? Ben Zümrüt ablandan büyüğüm ya onun bana ne demesi gerekiyor" deyince biraz düşünüp

"Tuğra ablaaa" deyince

   "Aferin sana çak bi beşlik bakalım" deyip ellerimizi birbirine vurduk. "Duydun mu Ceren'i Zümrüt'cüm!"

"Duydum abla"

   "Zümyüt'cüm su verir misin?" deyince hep birlikte gülmeye başladık.

  Kenan abi "Ohh, biz içerde gergin gergin oturalım milletin burda keyfi yerinde bakıyorum" deyince mutfağın kapısına baktık.

   "Valla abi biz boşuna içeri de oturuyoruz. Gelip burda yemek yiyelim"
"Sanki biraz kalabalığız"
"Ben yerimi buldum bile Pınarcım. Ceren'in kucağına oturacam ben" deyince Ceren de korkarak "babaaa!" diye bağırıp az önce indiği Murat'ın kucağına atladı tekrar. Herkes gülerek mutfağa girdiler. Galiba yemek odasında sadece Yusuf Ağa, terminatör ve Sultan hanım kalmıştı. Gerisi hepsi burdaydı. Ömer ve Pınar mutfak taşına oturmuş öyle yiyorlardı yemeklerini. Diğerleri de masaya sıkışmış halde yiyorduk yemeklerimizi.

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin