"Pekala ama ben bi şu tuhafiyeye uğrayıp geleyim"
"Tamam biz burda bekliyoruz o zaman" deyince ben dönüp tuhafiyeye girdim. İçeri de birkaç müşteri vardı ve olgun bir satıcı vardı. Müşteriler çıkınca yanına yanaştım.
"Kolay gelsin. İşler nasıl?"
-"Hamd olsun"
"Devletimiz varolsun" deyince başını hafif kaldırıp gözlüklerinin üstünden bana baktı sonra etrafımıza bir bakış atıp bana çevirdi tekrar bakışları "size bir emanet bırakacaktım. Arkadaşım gelip alacak"
-"Tamam, peki arkadaşınıza siz mi haber verirsiniz biz mi haber vererim?"
"Ben haber veririm. Teşekkür ederim iyi günler" deyip paketi bırakıp çıktım."Ee birşey almamışsın?"
"İstediğim şey yoktu burda"
"Tamam haydi devam edelim o zaman. Şuraya girerim" deyince gösterdiği yere baktım.
"Ee burası kadın giyimi?"
"Tamam işte sen erkeklerin dükkanından mı giyiniyorsun Tuğra?""Sen de ne inatçı çıktın arkadaş? Alışveriş de alışveriş, alışveriş de alışveriş"
"Bak seni az çok tanıdım Tuğra. Senin kendin için alışveriş yapmayacağını bildiğim için ben geldim zaten bugün" deyip önden dükkana girdi. Ne yani benim için mi gelmiş? "Biraz daha sırıtacak mısın yoksa içeri gelecek misin?" Bazen öküzlüğü tutuyor ama olsun. İçeri onun ardından girdiğimde tüm çalışan kızların Murat'ın etrafına toplandıklarını gördüm. Sinirle yanlarına gittim.
"Ee nerden başlıyoruz?" Deyince herkesin bakışları bana döndü.
"Ben nerden bileyim. Nasıl işliyor sizin alışveriş maceranız bilmiyorum çünkü""Ya alt tarafı bi alışveriş yapacaz ne abarttın" deyip kızlara kötü kötü bakınca hepsi dağıldı anında. Kıyafetlere bakmaya başladım.
"Denediklerini ben de görecem" deyince şaşkınlıkla ona baktım
"Yok artık. O ne alaka?"
"Sen şimdi gidip saçma sapan şeyler alırsın. Sonradan katil olmayalım. Önceden önlemimizi alalım değil mi?" Deyince gülüp hey Allah'ım ya deyip kıyafetleri tek tek denemeye başladım. Acaba delirtse miydim biraz bu adamı? Kırk yılın başında elime bir şans geçmiş, kullanırım tabii. Çıkıp Murat'ın önünde durdum. İlk defa bir erkeğe aldığım elbiseyi beğendirmeye çalışıyordum. Daha neler görecez bakalım"Bu nasıl?"
"Bunun omuzları çok açık, olmaz" deyince diğerini denedim. "Bu çok dar. Her yerin ortada" deyince aynadan kendime baktım. O kadar da dar değildi ama neyse bir tane daha denedim.
"Bu nasıl?"
"Ee hani giyinmemişsin?"
"İşte giyin- ya o kadar kısa değil, uff" deyip içeri girdim."Hayır sen de niye böyle şeyler giyiyorsun anlamıyorum" diğer elbiseyi deneyip çıkınca gözleri faltaşı gibi açıldı adamın. Etrafına sert şekilde bakıp yanıma geldi. "Tuğra sen beni katil etmeye mi çalışıyorsun? Bu ne lan böyle? Bu nasıl elbise her yeri açık bunun. Git adam akıllı birşey giy"
"Ya Murat etrafına bir bakar mısın? Burdaki elbiselerin hepsi böyle." dediğimde etrafına bakmaya başladı. Sonra kafasını kaşımaya başladı.
"Niye uyarmıyorsun?"
"Ee girerim dedin girdik hemen. Sormadın ki sen de""Tamam tamam. Şimdi giriyorsun o kabine, bunları çıkarıyorsun zaten çıkarması çok zor olmasa gerek bir parça elbise zaten. Ben de seni bekliyorum burda" Bu adamı kızdırmak çok zevkliymiş ya. Dur biraz daha devam edeyim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlı Berdel
General FictionBu bir berdel hikayesi ama aslında tam da berdel hikayesi değil. Şöyle ki en basit açıklaması berdeli araç olarak kullanıp amacına ulaşmak olarak tanımlayabiliriz bu hikayemizi. Klasik berdel hikayelerinden sıkılanlar için veya yeni konular arayanla...