Bölüm-10

950 44 2
                                    

"Artık başlamanın zamanı geldi"
"Emin misin?"
"Oldukça eminim"
"Tamam o zaman planlamanı yapmışsındır sen. ilk işin ne olacak ?"

   "İlk işim şüphelileri belirlemek ama nasıl yapacağımı bana sen söyle?"

"Telefon dinleme ve takibi en uygunu şu anda"
"Nasıl alacam senden cihazı?"
"Benden almayacaksın, birincisi gören olursa şüphe çeker ikincisi Mardin'de değilim"
"O zaman tuhafiye?"
"Evet oradan alacaksın. İşin bittiğinde de oraya bırakırsın"
"Anlaşıldı patron"

"Kimle ve ne zaman başlayacaksın?"
"Bu akşam Murat'ın amca tarafı yemeğe gelecek. Biliyorsun şirket yönetim kadrosunda onların da payları var. En uygun zaman bugün diye düşünüyorum"

    "O zaman senin bugün çarşıya çıkman dikkat çeker ve izin de alamazsın misafir var diye".

    "Haklısın, ben orasını hesaba katmadım. Nasıl yapacaz o zaman?"

   "Saat tam 1'de kapıdaki dilencinin yanına çık"

     "Ben nasıl çıkacam, alo alooo" telefonu kapatmış bile. Ben dilencinin yanına nasıl gidecem? Avluya çıkıp kapıya baktım. Kapıya doğru gidip dışarı çıktım.

   -"Buyurun hanımım birşey mi lazım?"

     "Yok birşey lazım değil" deyip sağıma soluma baktığımda ileri de bir dilencinin oturduğunu gördüm ve onunla göz göze geldim. "Size kolay gelsin" deyip içeri girdim tekrar. Mutfağa girince yemeklerin pişmek üzere olduğunu gördüm. Saat tam bir de tekrar mutfağa girdim. Berivan yemeklerin yanındaydı. "Berivan yemekler hazır mı?"

    "Hazır Tuğra. Doldurayım mı sana acıktıysan?"

     "Ben hallederim teşekkür ederim" deyip bir tepsiye tabakları koyup tepsiyi elime aldım.

    "Avluda mı yiyeceksin?"

     "Yok kapıda bir dilenci çarptı gözüme. Ona vereyim, sevaptır"

     "O dilenci önceden yoktu. Yeni geldi zaten. Bu ıssız sokakta niye dileniyorsa" birşey demeden kapıya çıktım.
-"Buyurun hanımım"

     "Ben hallederim" deyip dilencinin yanına gittim. "İşler nasıl?" diye sorunca

    -"Devletimiz sağ olsun bize yeter hanımım" diye şifreyi söyleyince tepsiyi önüne bıraktım.

    "Bak ekmek sepeti de koydum oraya. Oraya koyarsın yemediğini" deyip uzaklaştım ordan. Kapıdaki korumaya bakıp "size zahmet yemeğini yediğinde boşları getirirsiniz"

    -"Tamam hanımım" deyince içeri girdim ve kapıya yakın bir yerde oturmaya başladım. Çok geçmeden kapı açılınca elinde tepsiyle adamın yanına gittim.

     "Teşekkür ederim" deyip tepsiyi elinden aldım ve mutfağa geçtim. Ekmek tepsisini alıp içindeki ekmekleri çıkarınca gördüğüm cihazla gülümsemeye başladım.

     Yemek masasında oturan herkese baktım. Tek yapmam gereken telefonlara yaklaşmam. Yemekler bitince Berivan ve diğerleri toplamaya başladılar.
"Tuğra kızım kahveleri senin elinden içeriz değil mi?"
Tuğra: "Hemen yapıyorum Ayşe teyze" herkesin nasıl içtiğini öğrenip mutfağa geçtim ama önce az önce oturdukları odaya girdim. Bingo! Masada duruyordu telefonlar. Tek tek tüm telefonları kopyaladım. Telefonların kimlere ait olduğunu sonradan çözerim.

   "Abimin telefonu sen de ne arıyor?" diye bir bana bir elimdeki telefona bakıyordu Eyşan. Boğazımız temizleyip

      "Titreşim sesi gelince kimin diye baktım" diye elimdeki telefonu masaya bırakıp mutfağa geçtim. Kahveleri herkese verdikten sonra yerime oturdum.

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin