Bölüm-12

934 50 6
                                    

     Aşağı indiğimde "Kızım günaydın" diyen Ayle teyzeye gülümseyerek "Günaydın" deyip mutfağa girdim. "Günaydın kızlar" deyip kahvaltı için malzeme hazırlamaya başladım.

   Berivan'ın "Günay-" cümlesini bitiremeden sokaktan gelen ve gittikçe yaklaşan "imdat, Murat Ağa yardım et" sesleri gelmeye başladı. Ben de merakla avluya koştum. Dışardan ses hızla yaklaşmaya başladı. Kapıya yönelip açtığımda sokakta arkasına baka baka koşan 13-14 yaşlarındaki çiçek desenli entarili klasik bir Mardin kızı gördüm. Tam önümde durduğunda yüzündeki morluklar ve taze olduğu belli olan kan hala duruyordu.

    "Noldu? İyi misin? Niye kaçıyorsun?"
- "Abim, abim beni öldürecek" deyince sinirle geldiği yöne baktım. Bir kişi koşarak ve elinde silahla bize doğru koşuyordu. Omzumdan tutulup döndürülünce Murat ile göz göze geldim.

   "Hemen içeri giriyorsunuz" deyince başımı salladım ve içeri girdim kızla birlikte. Kızı mutfaktaki yardımcılara emanet edip, odaya çıktım onları daha iyi görebilmek için.

    Ve adamın elindeki silah aklıma gelince dolaptan Murat'ın silahını aldım ne olur ne olmaz diye. Balkondan gizlice izlemeye başladım. Adam içeri girince korumalar da girdiler içeri. Onların ardından birkaç kişi daha girdi içeri belliki o adamın yandaşlarıydılar.

    "Bu ne hadsizlik lan? Konağımı nasıl basarsınız?" diye bağırınca adamın yanındaki üç kişi silahlarını çekip bizim korumalara silah doğrultukları anda korumalar da silah çektiler. Ohoo insan bi selam verir, hal hatır sorar, ne bu acele arkadaş.

    -"Ağam, sen de bir emanetim var. Onu almaya geldim"

    "Bana sığınan birini hiç kimseye vermem" deyince içimden helal sana aslan dedim. Ama daha sonra olacakları bilmeden tabii

    -"Ağam sen bu işe karışma. Aile meselesidir"

    "Aile meselesi olsaydı kendi evinizde olurdunuz. Ama benim konağımda oluyorsa hiç kusura bakma bu benim de meselem. Şimdi defol git burdan"  Murat ne mantıklı konuşuyor be? Adam bir anda silahını çekip Murat'a doğrulttu

    -" Sana, karışma dedim Murat Ağa!" diye bastıra bastıra konuşunca Murat güldü ama o arada eliyle çaktırmadan belini yokladı ve anladığım kadarıyla silahı yoktu. Ve ne yazık ki karşısındaki adamda bunu anlamış olacak ki "Hayde, çağır bacımı. Yoksa senin için kötü olacak AĞAM!" diye sırıtarak konuştu. Murat silaha doğru bir adım daha atıp

     "Çağırmıyorum. Ne yapacaksan yap" deyince elimdeki silahı kontrol ettim. Adam silahın emniyetini açınca ben de elimdeki silahı açtım ve adama nişan aldım. Adam tam parmağını tetiğe götürecekken ben silahı ateşledim ve adamı, silah tutan elinden vurdum.

   Murat kapalı gözlerini açıp kendini kontrol etti. Sonra önündeki kanlı elini tutup ağlayıp, zırlayan adama bakıp şaşkınlıkla etrafına bakmaya başladı. O sırada koşarak elinde silahıyla Kürşat girdi avluya ve O da silahı ateşleyeni aramaya başladı. İkisinin de gözleri aynı anda benim gözlerimle kesişince şaşkınlıkla bir elimdeki silah bir yerde kıvranan adama baktılar.

     "Şimdi, bu şerefsizi alıp defolun burdan ve hakkınızda verilecek kararı bekleyin" deyince adamlar yerde kıvranan adamı alıp çıktılar. Ben de elimdeki silahı alıp aşağı indim. Ve hala şokta olan iki adamın yanına gittim. Murat'ın vücudunu endişeyle inceleyip
"İyi misin?"

   "İ-iyiyim iyiyim de sen, nasıl balkondan buraya ateş edebildin? Ve nasıl isabet ettirebildin?"

     "Ayıptır söylemesi nişancılığım biraz iyidirde"

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin