"Bana kızgın mısın?" diye sorunca Murat'a döndüm ben de ve "Niçin?" diye sordum.
"Sonuçta benim yüzümden kovuldun. Ama inan bana kovulacağını hesaba katmamıştım. Gerçi kovulacağını bilsem de yine aynı şeyi yapardım"
" Tamam Murat sen olaya müdahil olmasaydın ben zaten aynı müdahale de bulunacaktım adama"
"Yani kızmadın?" diye korka korka sorunca onun bu haline gülüp kendimi kanepeye attım.
"Güldürme beni Murat. Şu anda korkudan üç buçuk atıyorsun. Rahat ol kızmadım tabii. Aksine hoşuma da gitmedi değil" deyince kaşları şaşkınlıkla yukarı kalktı.
"Mevzu sen olunca nerde ne tepki alacağımdan tırsıyorum bazen. Bir dakika bir dakika sen hoşuma gitti mi dedin" deyince ona bakmadan
"Ne duyduysan o. Fazlasını duyamazsın benden" deyince yanıma oturup kolunu da omzuma atınca bu seferlik birşey demedim.
"Gerçi iyi ki dövmüşüm o hergeleyi"
"Tamam da abartma. Yarın gidip yeni iş aramam gerekiyor" dediğim sırada kapı çaldı. Gidip bakayım derken omzumdaki ellerini bastırıp
"Boşver çalıp çalıp gider. Biz pozisyonumuzu bozmayalım. Zaten yılda bir ancak yakalayabiliyoruz bu fırsatı" deyince gülerek
"Murat bırak beni, zaten kırk yılın başında biri geliyor evime" dediğimde offlayıp kalktı
"Kesin o dangalozlardan biridir. Bak bu sefer dalacam birine o olacak. Bi fırsat yakaladım onu da hemen sabote edin anasını satıyım" diye söylenen söylene kapıyı açtı.
Değişen yüz ifadesinden sevmediği birinin geldiğini anladım. Hiçbir şey demeden kapıyı açık bırakıp geldi ve yanıma oturdu. Kim geldi diye kalkacakken engel oldu kalkmama. Kapıdan Kemal abi ve Elif gelince gülümseyerek ayağa kalktım Murat'ı da zorla geçerek tabii.
"Oo hoşgeldiniz. Ne güzel bi sürpriz"
"Tabii tabii ne demezsin" diye mırıldanınca ters ters ona baktım. O ise sadece omuzlarını silkti umursamaz şekilde. "Niye ayakta dikiliyorsunuz otursanıza. Sanki yabancı yerdesiniz" deyince ikisi birbirine endişeyle bakıp oturdular ama emanet şekilde oturdular kanepelere. "Doğru düzgün oturacak mısınız şu kanepelere? Yoksa ben mi oturtayım? Benim evindesiniz rahat rahat oturun, Kemal abi, Elif haydi" deyince biraz daha rahatladılar."Annemden öğrendik dünki olayları. O yüzden bi ziyaret edelim dedik"
"İyi yapmışsınız da gelmeniz için illa bi sebep mi gerekiyor Elif?"
"Yok da işte ne bileyim. Sürekli gel gitten de insan rahatsız olur diye" deyince ben de Murat'ın yanına oturdum.
"Rahatsız oluyoruz zaten" diye mırıldanınca Murat'ın koluna vurdum bi tane.
Kemal abi de "Ee Tuğra yine rahat vermemişler sana duyduğum kadarıyla""Ağzının içinden içinden konuşma. Ne diyeceksen direk söyle"
"Ne ağzımın içinden konuşacam? Doğru söylüyorum sen de biliyorsun"
"Neyi doğru söylüyorsun Allah aşkına sen? Hayır ne biliyorsun da ne söylüyorsun çok merak ediyorum"
"Bu kız o konağa her geldiğinde biri ya da birileri canını sıkmıyor mu?"
"Bizim konağın meseleri seni ne ilgilendiriyor Kemal Seyhan? Sen kendi evinle kendi karınla ilgilen"
"Tuğra senin evinden biri değil. Bekar bi kız bunu anla. Ve sanma ki o yalnız biri. Burda kapı gibi abisi ve bir de ailesi var. Biz Seyhan'lar bize iyilik yapanları yarı yolda bırakmayız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlı Berdel
General FictionBu bir berdel hikayesi ama aslında tam da berdel hikayesi değil. Şöyle ki en basit açıklaması berdeli araç olarak kullanıp amacına ulaşmak olarak tanımlayabiliriz bu hikayemizi. Klasik berdel hikayelerinden sıkılanlar için veya yeni konular arayanla...