Bölüm-16

899 56 10
                                    

  Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir odadaydım. Kulağıma gelen sesleri ayırt etmeye çalıştım. Makine sesleri vardı, galiba hastanedeki cihazların sesiydi bunlar. Ve dışarıdan geldiğini tahmin ettiğim araba sesleri.

   Boş odaya göz gezdirdim. Niye hastanedeydim ben? Yaşadığım son şeyi son olayı hatırlamaya çalıştım ama başıma yoğun bir ağrı girince olduğum yerde başımı iki elimle tutarak kaldım. Yavaşça geçen ağrıdan sonra yatakta doğruldum. Yaşadıklarım an be an gözümün önünde tekrar yaşandı biranda. "Ceren?" deyip ayağa kalktım. Ve başımdaki ağrıyı umursamadan sekerek kapıyı açıp koridora çıktım. Koridor da gördüğüm kalabalıkla kaşlarımı çattım.
   

   Kenan şaşkın şaşkın "Tuğra, ne işin var senin ayakta?" deyince herkes bir anda kapıya döndü. Kapının çerçevesinden destek aldım ve bana doğru hızla gelen Murat'a bakıp "Ceren?" diye sorabildim sadece. O da kolumdan tutup odaya geri götürdü zorla. Endişeliydi sanki yüzü, Ceren'e birşey mi olmuştu acaba? Yatağa geri yatırdı beni ve bana doğru eğilip

    "Merak etme, Ceren çok iyi. Burnu bile kanamadan kurtardık" deyince derin bir oh çekip gözlerimi kapattım.

    -"Uyuyor mu?" diye kimin olduğunu seçemediğim bir ses duydum ama kafam öyle bir karışıktı ki gözlerimi bile açamıyordum.

    "Uyudu. Doktor aldığı darbeler tehlikeli olabilir, biraz uyuması iyi olabilir dedi"

   -"1 gündür uyuyor zaten. Daha ne kadar uyuyacak? Zararlı olmaz mı onun için fazla uyku?" Yuh 1 gün mü? Ne demek bir gündür uyuyorum? Nasıl bir darbe aldım ben öyle? En son hatırladığım omzumdan vurulmam falan. Sonrası yok ben de gerçi.
 
" 1 gün mü? Şaka yapıyorsunuz değil mi?"
 
"Sen uyumadın mı?"

 "Denedim ama uyuyamadım. Neler oldu? Biri bana anlatabilir mi?" dediğimde

    "Biz tam yetiştiğimizde adam seni tekmeleyerek bayıltmıştı. Bizi görünce Ceren'i rehin aldı. Tam Ceren'i öldürecekken biri ona uzaktan sıktı ve biz de Ceren'i kurtardık" dediğinde ben kimin sıktığını merak ediyordum. O sıra da odanın kapısı açıldı ve içeri Yusuf Ağa girdi. Ardından da Rıza ve Kemal Seyhan girince şaşkınlıkla gözlerim yerinden fırlayacaktı az kalsın.

   Kenan "Ceren'in hayatını kurtaran abin Kemal'di Tuğra" deyince bakışlarım direkt olarak Murat'a kaydı. Pencerenin önünde durmuş sırtını da pencereye dayamıştı ve elleri pantolonunun cebinde yere bakıyordu boş bir ifadeyle.

   "İyi misin kızım? Var mı ağrın falan?" deyince ona döndüm
 "İyiyim baba sağol. Teşekkür ederim abi"
"Ne teşekkürü deli kız? Kim olsa aynısını yapardı"

    "Sen nasıl bildin orada olduğumuzu?" Bu sorumla Murat da başını kaldırıp Kemal'e bakmaya başladı. Galiba o da merak ediyordu bu sorunun cevabını ama inadından soramamıştır keçi.

   "Elif midye aşerince almak için merkeze gidiyordum. Orman yolunda ki araçları gördüm ardından Murat'larında ellerinde silahla ormana daldıklarını fark edince ters giden birşeylerin olduğunu anladım. Ve burdayız işte"

"Daha önce hiç midye yemiş mi Elif?" diye gülümseyerek sordum
 "Yok be. Televizyon da gördü de öyle canı çekti" deyince güldük ikimizde.

    " Ben doktora sorayım ne zaman çıkabilirsin diye" deyip hızla odayı terk etti Murat. İnatçı keçi seni, kaç kalabildiğin yere kadar. Ardından Yusuf Ağa da çıkınca Kenan abiye dönüp
 "Sen kaçmayacak mısın Kenan abi?" diye sorunca ufak bir kahkaha attı.

     "Yok valla ben trip atamayacak kadar yorgunum" deyince biz de gülmeye başladık. Odaya giren Murat ile sessizliğimiz bozuldu

    "Doktor çıkabilirsin dedi. Biz kapıdayız kıyafetlerini kendin değiştirebilir misin? Yoksa hastane kıyafetiyle mi gelirsin eve?" diye sorunca odadakiler çıktılar.
"Ben hallederim"

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin