Bölüm-17

859 48 4
                                    

     Yüzüme konan bir sürü öpücükle biranda "Murat" diyerek şaşkın halde açtım gözlerimi. Beni mi öpmüştü O? Ceren'in beni öpen kişi olduğunu görünce omuzlarım düştü biraz. Niye üzüldüm şimdi lan ben? Beni öpen Murat değil diye miydi bu üzüntü? Yok ya yani değildir o sebebi yani yok artık Tuğra. İyice zıvanadan çıktın sen, sapık mısın kızım sen? Kendimi toparladım ve Ceren'i öpüp "Günaydın güzel kızım benim. İyi uyudun mu?"

     "Çoook güzel uyudum. Senin yanında yatınca daha güzel uyuyorum ben"
 "Bence de beraber uyuyunca çok güzel oluyor.Haydi aşağı inelim. Misafirler gelir birazdan. Ama önce üstümüzü değiştirelim"
 "Anne aynı giyinelim mi?" diye heyecanla sordu.
 "Aynı mı? O nasıl olacak?"

    "Aynı giyinelim ki senin benim annem olduğun belli olsun. Herkes desin ki aa bakın Ceren'in de annesi varmış" dediğinde Ceren'in hissettiği ve benim çok iyi bildiğim o eksikliği, o ezikliği fark ettim.

      "Tamam o zaman gel bakalım" deyince hızla aşağı zıpladı. "Yavaş düşeceksin deli kız" dedim gülerek. İkimizde yeşil elbise de karar kıldık. Aşağı indiğim de Berivan mutfağın kapısını tutup

    "İçeri girmeyi aklından bile geçirme" deyince sinirle ona baktım. "Böyle korkunç bakışlar atman da işe yaramaz. Çünkü senden daha fazla korktuğum Ayşe Hanımım var Tuğra" deyince ufladım ve gülen Ceren ile birlikte avluya çıktım.

    "Tü tü tütü maşallah. Allah nazarlardan korusun inşallah. Gel şöyle otur kızım" deyince Ayşe teyzenin yanına oturdum. "İyi misin var mı ağrın falan?"
"Yok iyiyim sağolun"
 "Nene ben annemi öptüm bir sürü hem de. O yüzden iyileşti hemen"
 "Aferin güzel torunum benim"

   "Baba bak annemle aynı giyindik. Güzel olmuş muyuz?" diye sorunca utanıp yere bakmaya başladım. Ah Ceren ah, söylenecek şey mi bu şimdi?

     "Çok güzel olmuşsun-uz" deyince hafiften gülümsediğimi fark edince hemen toparlandım. Ama Murat görmüştü çünkü pis pis sırıtıyordu. Konuyu acilen değiştirmem gerekiyor.

    "Ağam eğer iznin olursa ben yarın şirkete geleyim?"
 "Ne acelen var Tuğra? Biraz dinlen kendine gel, ondan sonra gelirsin"
 "Murat haklı. Biraz dinlen sen"

"Yok ben iyiyim. Eğer meşgul olursam daha çabuk iyileşirim, sağolun"
 "Tamam, sen bilirsin. O zaman yarın Murat ile gelirsiniz"
"Tamam baba" cadde de duran araba sesiyle

      "Misafirlerimiz de geldi" deyip ayağa kalktı. Hepimizde merakla bu gizemli misafirleri karşılamak için ayağa kalktık. Kapı açıldığında hepimiz dehşete düşmüştük. 

     Çünkü kapıda Elif ve Seyhan ailesi duruyordu. Murat'a baktığımda yüzünde hiçbir ifade yoktu. Galiba onun da haberi vardı. Önden Rıza Seyhan ve eşi Zehra teyze girdi. Onlardan sonra da Kemal ve Elif girdiler. Elif endişeli bakışlarla etrafına bakıyordu. Pınar'a baktığımda o da abisi gibi zoraki şekilde bekliyordu.
"Selamun aleyküm"

    "Aleyküm selam Rıza. Hoş geldiniz" Yusuf Ağa'yı böyle içten ve sevecen beklemiyordum açıkçası. Kabul etse bile Murat gibi soğuk davranır diye düşünüyordum.

    "Hoşbulduk Yusuf Ağa. Sağolasınız" deyip Kenan abi ve Murat ile tokalaştı ve benim yanıma geldi. Ben de dikkatli şekilde yarama dikkat ederek eğildim ve elini öpüp

"Hoş geldiniz baba, hoş geldin Zehra teyze"
"Hoşbulduk kızım"

     "Hoşbulduk kızım" deyip oturdular. Kemal abim Yusuf ağanın elini öpüp başına götürünce derin bir nefes aldım.

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin