Bölüm-23

782 50 11
                                    

   Yavaşça ve şaşkın halde arabaya doğru yürümeye başladım. Ayakkabımla ezdiğim cam parçalarının sesi kulaklarıma kadar geliyordu.

   "Tuğra yaklaşma arabaya, patlama riski var" dediğinde ben Kemal abiyi duymuyordum bile. Sadece önümde kağıt gibi buruşmuş ve ters halde duran daha yeni aldığım arabama bakıyordum. Nasıl mümkün olabilirdi? Daha aldığım ilk gün, henüz almamın üzerinden 2 saat bile geçmeden böyle bir kaza tesadüf olabilir miydi? Telefonum titreşince kendime geldim. Alıp ekrana baktığımda Murat'tan bir mesaj geldiğini görünce kaşlarımı çattım.

   "Yeni araban hayırlı olsun. Yani keşke olsaydı" diye yazmıştı.

   -"Kamyonda şöför yok" diye biri bağırınca bunun Murat'ın işi olduğunu anladım. Sinirle dükkan çıkışına yöneldim.

"Tuğra nereye? Polisi bekleseydin"

    "Ben bunu kimin yaptırdığını biliyorum abi" deyip çıkınca arkamdan bağırarak

    "Kim yapar böyle bir adiliği Tuğra? Tuğra cevap ver kim yaptı?" Taksiye atladığım gibi "Zazaoğlu Holdinge" deyip arkama yaslandım. Sinirden elim ayağım titriyordu resmen. Bedel ödemekten kastın bu muydu Murat Bey? Ben sana gösteririm bedel ödemeyi. Holdingin önüne gelince taksiden hızla inip içeri girdim. Girişteki sekretere "Murat nerde?" diye sorup lobiye göz attığımda Murat'ın iki kişiyle birlikte karşıdaki camlı odaya girdiğini görünce oraya yöneldim.

   -"Hanımefendi giremezsiniz öyle. Hanımefendi! Güvenlik!" diye bağırıyordu arkamdan. Tam odanın önüne gelince biri sağ omzumdan biri de sol kolumdan tutunca kolumdan tutanın karnına eğilip dirsek attım ve yere doğru eğilen kafasına da diz vurunca sırt üstü yere düştü. Diğer adam ise önüme geçmişti. Havaya zıplayarak adama tekme atınca adam geriye doğru uçup Murat'ların odasının camını büyük bir gürültüyle yerle bir edip odanın ortasına düştü Murat ve misafirlerinin şaşkın bakışları arasında. Kırılan cam parçalarının üzerine basa basa içeri girip içerdekilere sert şekilde baktım ve en sonunda da Murat'a ters ters bakmaya başladım.

    "Böyle mi bedel ödeteceksin Murat Ağa?" diye sorunca adamlara dönüp

    "Ben sizi daha uygun bir zamanda ararım" dedikten sonra adamlar odadan çıktılar.
Kürşat etrafına bakıp "Herkes işine dönsün, hemen!" deyince millet dağıldı ve ortalık sakinleşti. Yerde yatan güvenlikçiyi de alıp çekildiler ayak altından.

    "Noldu Tuğra Hanım? Arabanıza bir şey mi oldu yoksa? Kaza mı yaptın yoksa?"

   "Bana kelime yapma Murat. Yaptıysan erkek gibi üstlen, karşımda kıvırma sakın!" dediğimde sinirlenmesini beklerken o aksine daha da sinir bozucu şekilde sırıtmaya başladı.

   "Ben bir polise yalan söylemem Tuğra Hanım. Yaptım veya yapmadım da demem. Kaçak dövüşmeyi senden öğrendim ne de olsa. Ee arabanın kaskosu falan yok mu? Paranı alırsın ordan niye dert ediyorsun anlamıyorum"

    "Bana bak Murat, sen daha dünkü çocuksun" dediğimde sırıtan suratı sert bir hâl aldı. "Sen dünkü çocuksun çünkü beni böyle yola getirmeyi düşünüyorsun. Romantik aşk kitaplarından okuduğun bu yöntemler bende işe yaramaz. Ben bu uğurda canımdan vazgeçmişin bir arabadan dolayı mı pişman olacam? Peh sana yani. Söylemek istediğim, istediğini alamadın Murat. Sen bana bedel ödetemezsin, ödetemedin de zaten" dediğimde yerinden kalkıp yanıma doğru geldi ve bana doğru eğilip

   "Dünkü çocuk öyle mi Tuğra Hanım? En son yapacağım hamlemi ilk sıraya alıyorum o zaman. Vedalaş onunla, çok sevdiğinle" deyip odadan çıkınca öylece arkasından bakmaya başladım. Ne diyordu bu adam? Kiminle vedalaşmamı istiyor bu?

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin