Bölüm-13

873 43 10
                                    

   Akşam yemeği yendikten sonra tam sofrayı toplayacakken

   "Gelin Hanım, bi kahve içeriz elinden" dediğinde boş tabakları topluyordum. Acaba Hatice ablaya mı Arzu ablaya mı söylüyordu Yusuf Ağa? İlk defa gelinlerinden kahve istediğini duydum. Her zaman Pınar yapardı kahvesini çünkü.

"Tuğra" deyince
 "Efendim Pınar"

   "Babam sana diyor" deyince şaşkınlıkla Yusuf Ağa'ya baktım.

     "Benden mi istediniz ağam?" deyip işaret parmağıyla da kendimi gösterdim bir yanlışlık olmaması için.

     "Evet senden istedim, gelinim"

      "T-tamam, hemen yapıyorum" deyip hızla geri döndüm. Ahh tabakları unuttum deyip masaya döndüm aceleyle. Başımı kaldırdığımda Murat'ın gülümseyerek beni izlediğini fark ettim. Şu havlu olayından dolayı ona bakınca utanıyordum. Biranda elimdeki bardak masanın üstüne düştü.

Kemal abi gülerek "Kızın heyecandan eli ayağı birbirine girdi"

    "Sakin ol" hıhı demesi kolaydı zaten Murat ağa. Mutfağa girip malzemeleri aramaya başladım.
"Berivan şu şey nerde?"
"Ne nerde?"

     "Şey işte ya şu sapı var işte, ortası boşluk etrafı çelikten"
Zeliha gülümseyerek "Bayağı detay verdin Tuğra. Bu mutfaktaki çoğu şey senin tarifine uyuyor. Farkındasın değil mi?

"Demliği soruyor"
"Hayır Zümrüt, demlik değil şu içinde kahveyi yaptığımız"

   "Ha sen cezveyi soruyorsun. Allah seni bildiği gibi yapsın. Şurda üst rafta" kahveyi yapıp avluya götürdüm.

     "Sağol kızım. Şöyle oturda seninle konuşalım biraz" deyince Murat'a baktım. O da "otur" anlamında başını sallayınca boş bir yere oturacakken

    "Geç kocanın yanına otur orası boş" deyince Ayşe teyzeye ters bir bakış attım ama hiç oralı değildi bile.

    "Bak kızım, söylediklerinde haklıydın haksızsın demiyorum ama bizi de anla. Geçmişte yaşananlar yüzünden hala içimiz kan ağlıyor" dediğinde Murat'ın ellerini sıktığını fark ettim. "O yüzden sana çok sert ve kötü davrandım. Senden dileğim bu yaşlı adamı affetmendir" deyince ona baktım. Gözlerinde ki samimiyet ve pişmanlık çok bariz ortadaydı. Derin bir nefes alıp

    " Geldiğim ilk günden beri söylediğim gibi ailemin o olayla bir bağı yok. Neyse konumuz o değil zaten. Affetme kısmına gelirsek, siz benim büyüğümsünüz tabii ki de affederim sizi" dediğimde gülümseyerek bana elini uzattı. Ben de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim ve kalkıp elini öpüp yerime oturdum.

     "Hatice de Arzu da ilk gelin geldiklerinde onlara bir isteklerini sordum. Şimdi sana da soruyorum dile benden ne dilersen" deyince öyle kaldım birkaç saniye. Sonra aklıma gelen fikirle

     "Ama dileğimi kabul etmeseniz bile kızmayacaksınız?" deyince gülmeye başladılar.
Ömer merakla "Ben hem korktum hem de deli gibi merak ettim şimdi" dedi
 "Tamam söz. Hem yapamayacağım ve kızabileceğim ne isteyebilirsin ki"

    "Sizden dileğim, kızınız Elif'i affetmeniz" deyince Kemal abi elindeki fincanı yere düşürdü. Murat ise bana dönüp sert şekilde bakmaya başladı. Murat'ın annesi ise minnet bakışlarla bana bakmaya başladı. Beklemediğim şey ise Pınar'ın sert bakışlarıydı. Anlam verememiştim bu bakışlara. Yusuf Ağa ayağa aniden kalkıp birşey demeden odadan çıkınca erkeklerde onu takip edip çıktılar.

   Ayşe teyze bana dönüp "Kızım keşke söylemeseydin. Başka birşey isteseydin"

"Belki kabul eder diye dedim"

Planlı BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin