Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda yine o odada olduğumu gördüm. Geçmişten bir çok iz taşıyan gördüğüm bu rüya ise bana hoş hissettirmişti.
Bağrışma seslerini de duyduğumda iyice kendime gelerek bulunduğum yerden doğruldum. Sesler artık netleşmişti.
"Umut yapma! Ne olur yapma."
Bu sesi tanımıştım. Oydu.
"Kusura bakma abi ama ben seni uyarmıştım. Ayrıca bu ilk de değil, odaya gelip ona yemek bile vermişsin. Aklından ne geçiyordu ha? Seni kolayca affedebileceğim mi?"
"Bak Umut lütfen, o çocukların hiçbir suçu yok. Ben sadece onu kurtarmak istedim. Çünkü o da suçsuz."
"Yeter artık abi! Şuna suçsuz deyip durma. Teyzeme olanları ne çabuk unuttun?"
Yine o konu. Allah aşkına ben ne yaptım teyzelerine?
Sesleri biraz kesilince ben de nerde olduklarını anlamaya çalıştım. Yan odadalardı sanırım. Ayağımda bağlı olduğunu fark ettiğim zincirle duvara doğru ilerledim. Ama bunların sesi neden bu kadar temiz geliyordu ki? Boğuk olması gerekmiyor mu? Neyse.
"Artık sana yeter Umut. Ben teyzeme olanları falan unutmadım. Ama sana sadece onun bir suçu olmadığını söylüyorum. Dünyaya o adamın kızı olarak gelmişse bunda onun suçu ne? Kim seçebiliyor ki anne babasını?"
Ne yani, benim anne babamın kim olduklarını biliyorlar mıydı? Bunu kesinlikle ögrenmem lazım. Benim anne babam kim?
Bir süre daha ses gelmediğinde Umut bambaşka bir soru sordu.
"Abicim, gerçekten istiyor musun o çocuklara zarar gelmemesini?"
"Tabiki Umut. Nolur onlara dokunma. Onlar çok masum, hiçbir suçları yok."
"Tek bir şartla."
"Kabul."
Umut'un iğrenç kahkahası kulağıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Ondan nefret ediyordum. Hatta iğreniyordum. O asla bir insan olamazdı.
"O kadar emin olma abicim. Önce bi dinle istersen."
"Bak, o çocuklar sırf ben bir kıza yardım etmek istediğim için tehdit altındalar. Hiçbir şeyden haberleri yok üstelik. Tabiki de ne dersen kabul edeceğim."
Ne yani, abisi Umut onu tehdit ettiği için mi bana yardım edemiyordu? Artık her kimse o çocuklar, bana yardım etmek uğruna onların canını tehlikeye mi atmıştı? Bu bana hoş hissettirmişti ama hissettirmemeliydi. Şu an o çocuklar tehlikedeydi. Benim yüzümden.
"İntikam oyunumda partnerim olmanı istiyorum abicim. Bana eşlik eder misin? A pardon, evetden başka şık yoktu."
O buna karşılık zar zor duyduğum bir sesle "Ne?" Demişti.
Aynı şekilde ben de çok şaşkındım. Umut bunu ondan nasıl isteyebilirdi ki? O beni risk alarak kurtarmak isterken şimdi nasıl bana zarar verecekti?
"Duydun işte. 30 saniyen var abi. Düşün. Tamam ya da ..."
Gıcıklığına yaptığına emin olduğum bir şekilde cümleyi yarıda bırakmıştı. İçimden bir ses onun hayır demesini istiyordu. Nedense sanki evet derse kırılacakmışım gibi.. Of herneyse ne diyorum ben?
"20."
Saniyeler hızla akıp gidiyordu.
"10."
Ama o çocuklar da sırf benim yüzümden zarar göreceklerdi.
"5."
Fakat o zaman, bu içimdeki onun bana zarar vermesi düşüncesine üzülen kısım neden vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFDALYA
General Fiction"Burada kimse yok ki Rüya." Can'ın sesini duyduğumda bunu çoktan fark etmiştim. Ama daha 1 saniye önce ordaydı. "Ama daha şimdi oradaydı. Nereye gitti ki?" Omzuma değen ellerle ani bir ürkmeden sonra ellerin sahibine döndüm. "Canım bak orada kimse...