26.Bölüm-Ben onu seviyorum

103 33 2
                                    

Rüyadan devam..

Sinirle üzerime bluzumu geri giydim. Bu sırada gözümden yaş aktığını gördüğümde gözlerimi sıkıca yumdum.

Hayır, lütfen. Şimdi değil, biraz daha dayanmalısın. Sabret.

İçimdeki titreme ağlamamı engellemekte hiç yardımcı olmuyordu bana. Az önce Efdal'in seçtiği bu elbiseyi giymek için duyduğum heves aklıma geldikçe içim titriyordu. Gerçekten tüm bunları hak ediyor muydum?

Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarı bırakarak gözlerimi açtım. Ceketimi de giydikten sonra aynaya döndüm. Artık o yara izlerini görmediğim için daha mutluydum.

Gözlerimin hafif kızarmış olduğunu gördüğümde elime selpak alarak yaşlarımı sildim. Çantamdaki fondoteni almak için baktığımda onun da evde kaldığını gördüm.

Artık yapacak bir şey yoktu. Böyle çıkmalıydım. Peki onlara ne diyecektim? Neden giymedigimi soracaklardı. Of ya.

Kabinden elimde elbiseyle, yüzüm yerde çıktım.

Sadece Ceyda vardı. O yoktu yani. Biraz da olsa rahatlamıştım.

"Kuzum noldu, niye giymedin elbiseyi? Hem, dur bir dakika. Sen şu gözlerini bana çevir bakiyim. Ağladın mı sen? Noldu canım sana?"

Böyle pata küte sormasıyla afalladım ve etrafa bakındım. Eğer kimse yoksa ona söyleyebilirdim. Fakat tabiki kaşlarını çatmış ve bize bakan Efdali köşede görmeyi planlamıyordum.

Onunla göz göze gelince kelimelerim birbirine karıştı. Bana sorar gözlerle bakıyordu. Ne diyecektim şimdi ben?

"Ş-şey... Ş-ş-şey yani.. Ha evet. Elbise olmadı ya. Dar geldi. Başka bedeni de yoktu. Ben de çok beğenmiştim. Ona üzüldüm biraz."

Helal be. Ne yalan uydurdum. Efdal de inanmıştır herhalde.

Geri ona döndüğümde orda olmadığını gördüm. Nereye gitmişti ki bu şimdi?

"Tamam canım o zaman. Bu kadar üzülmene gerek yok ama. Başka elbise bak. Ben şurdakilere bakacağım tamam mı?"

"Tamam."

Ona bakıp tekrar oraya dönmüştüm ama hala yoktu. Nereye gitti ki bu şimdi ya?

Hâlâ o tarafa bakınırken aniden bileğimden tutulup çekilmemle neye uğradığımı şaşırdım.

"Noluyo ya?"

Evet aynen. Bağırmak, çığlığı basmak yerine çok zeki ben noluyo diye sormuştum. Allahım ne zaman akıllancam ben?

Beni kabine çektikten sonra anca kafamı çevirip kim olduğunu görebilmiştim. Tabiki kafamı yerden kaldırırken konuşmaya başlamıştım bile.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun, kim oluyorsun ya? Beni böyle kolum-"

Tabiki karşıma baktığımda bana sırıtan bir Efdal görmeyi beklemiyordum. Şaşkınlıktan dilim tutulmuş, gözlerim kocaman açılmıştı.

"S-sen.."

Diyebildim sadece. Fakat o hiç bu konuyu uzatmadan neden geldiğini belli edercesine konuştu.

"Ya ben. Söylesene Rüya, neden giymedin o elbiseyi?"

Ne? Kahretsin ne diycem ben şimdi ona?

"Şey.. demin söyledim ya. Duymadın mı? Elbise olmadı bana. Başka bedeni de yoktu. Ondan bıraktım."

İnandırıcı olması için kekelememeye çalışmıştım. Tabi gözlerinin içine bakmaya da çalışmıştım ama yapamayıp arada bir kaçırmıştım. Tıpkı şu an olduğu gibi.

EFDALYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin