Rüya'dan
Gözlerimi kapatalı çok olmamıştı ki alt kattan gelen gürültülerle geri açtım.
Neler oluyordu böyle?
Seslere bir anlam vermeye çalışırken ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledim. Daha net duyabilirdim belki. Merdivenden gelen adım sesleri dışında bir şey duyamamıştım. O sırada bir ses geldi.
"Kaldır ellerini! Polis. Sakın ani bir hareket yapıyım deme."
Ses çok az gelse de duymuştum. Aşağıdan geliyordu. Ayrıca bir dakika. O polis mi demişti? Aman Allahım. Buldular beni. Kurtuluyorum sonunda. Hemen sağ taraftaki odanın kapısının sesini duyduğumda bağırdım.
"Burdayım. Burdayım ben. Kurtarın beni. Nolur."
Bağırmamdan sonra odanın kapısı açıldığında karşıma polis üniformalı biri çıktı. Polisin bana acıyan gözlerle bakması bile umrumda değildi. Sevinçten akmaya başlayan gözyaşlarımla polise sarılmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Sonunda, sonunda buldunuz beni. Kurtarın beni bu kelepçelerden lütfen."
Gerçek miydi bu? Yoksa bu da Umut'un aldatıcı bir oyunu muydu? Hayır, öyle olmamalı. Ben birazdan burdan kurtulmuş olacağım. Hâlâ inanamıyorum.
"Komserim kız burda. Yaşıyor."
Adam aşağıya doğru bağırdıktan sonra bileğindeki kelepçeye doğru eğildi. Biraz baktıktan sonra heyecandan ne yapacağını bilemeyen bana döndü.
"Şimdi korkma tamam mı? Geriye çekil ve ayağını bu tarafa doğru uzat. Sadece zincir kırmak için bir el ateş edeceğim."
Ah be polis abi. Yaşadıklarımı bilsen bunun onların yanında hiç olduğunu anlardın. Ses etmeden dediklerini yaptım. Kulaklarıma ellerimi kapattıktan sonra bir el ateşledi.
"Tamamdır."
Gözlerimi açtığımda dışarı çıkmak için hareketlenecektim ki duyduğum sesle kalp atışlarım yavaşladı, vücudum hareket özelliğini yitirdi sanki. Olduğum gibi kalakalmıştım.
"Bırak abi sen de ya. Yeter artık. Nerde Rüya? Nerdeler hani? İki saattir bekliyoruz."
Erim'in sinirli sesini duyduğumda kalbimde bir ok misali giren sızı gözlerimdeki yaşları çoğaltmıştı. Bu hissettiğim neydi? Özlem mi? Peki bir özlem hissi nasıl bu kadar sevindirirken diğer yandan canımı acıtabliyordu?
Kendime gelmeliydim. Şu an duygu karmaşasının hiç sırası değildi. Daha fazla beklemeden merdivenlere koştum. Bu sırada bağırıyordum.
"Erim! Ceyda, Burak, Can! Burdayım ben, hayattayım. Ölmedim."
Hızlı bir şekilde merdivenlerden inerken tekrar Erim'in sesi geldi.
"Biz de burdayız Rüya. Sakın korkma. Geldik artık. Yanındayız. Korkma güzelim."
Koşarak kapıya ilerlerken girişteki odada Umut'un ellerini havaya kaldırmış bir şekilde bir polisle konuştuğunu gördüm. Kapının önünden geçerken Umutla göz göze geldik. Bana öyle bir nefretle bakmıştı ki. İçime nüksetmeye çalışan korkuya izin vermeyerek koştum dışarıya.
Dışarıya çıkar çıkmaz eve doğru koşmakta olan arkadaşlarımı gördüm. Hayır pardon, kardeşlerimi. Onları gördüğüme hala inanamıyordum. Sanki tam onlara kavuşacakken Umut'un yüzüme su boşaltmasıyla uyanacakmışım gibi geliyordu.
Gözlerimi onlara sabitlemiş birbirimize koşarken ayağıma takılan taşla yere kapaklandım. Umursamadan geri kalkarak koşmaya devam ettim. Sonunda bir araya geldiğimizde hepimiz birbirimize sarıldık.
Hâlâ inanamıyordum. Bitmiş miydi yani? Kavuşmuştum dimi artık onlara?
![](https://img.wattpad.com/cover/189796579-288-k102122.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFDALYA
Ficção Geral"Burada kimse yok ki Rüya." Can'ın sesini duyduğumda bunu çoktan fark etmiştim. Ama daha 1 saniye önce ordaydı. "Ama daha şimdi oradaydı. Nereye gitti ki?" Omzuma değen ellerle ani bir ürkmeden sonra ellerin sahibine döndüm. "Canım bak orada kimse...