0.8

1.3K 142 36
                                    


"Şu sweat lere bakacağım."

Chae söylenerek ilerledi ve mağazının öbür ucuna hızlı adımlarla giderek askıları karıştırmaya başladı.

Biz de ağır adımlarla onun peşinden yürümeye başladık. "Üzerini çok çabuk değiştirmişsin." Dedim ona bakmadan.

Mağazada akustik bir müzik dolanıyordu. "Belki de ıslanmamışımdır hiç."

Bu defa kafamı ona çevirdim. "Yalancısın çünkü değil mi? Nasıl inanıyorsam sana. Yağmurda ıslanmadın değil mi?"

Sadece etrafa bakındı. Başka tek kelime etmeden sadece etrafı izledi.

Cevap alamadığım için gururum kırılmıştı belki de. Ben de etrafa bakınmaya başladığımda bir kaç kız yanımızdan geçerken birisinin kolu omzuma değmişti.

Adımlarımı kesip onlara baktığımda kıkırdayan iki kız arkalarına dönmemişti. Pembe saçlı olan buraya kaçamak bir bakış atıp gülerek önüne döndüğünde yürümeye devam ettiler.

Ileri doğru bir adım atacaktım ki hemen yanımda beni kafasını eğmiş izleyen Mark'ı görünce durakladım.

Yüzüm nasıl bir hal almıştı bilmiyordum ama yüzümü inceliyordu. Biraz dibime girmişti ve ben de onun yüzünün ayrıntılarını görebilmiştim. Bir göz kapağının üzerinde, gözlerini kırptıkça ufak bir ben oradan gözüme ilişiyordu.

"Sakin falan sanmıştım seni ama neredeyse gidip kızları dövecektin yanından geçtiler diye."

Kaşlarım havalandı. "Öyle bir şey yapmayacaktım. Sadece dertlerini öğrenecektim."

Geri çekildi. "Yüzün de öyle diyordu." Diye mırıldanıp ilerlemeye devam etti.

Ne diyeceğimi bilemeyip kendi kendime derin bir soluk vererek onun peşinden gittim.

"Siyah mı yoksa kırmızı mı?"

Chae elinde iki tane sweat tutuyordu ve ikisi de aynı model olup farklı renklerdi. Ikisinin de üzerinde latince bir şeyler yazıyordu.

"Siyah bence. Jungkook hyung siyah sever." Dedi Mark elleri göğsünde toplamış bir şekilde.

Ona göremeyeceğini bilerek göz devirip askıları tutan Chae'ye baktım. "Bence kırmızı olanı al. Herkes siyah giyer." Siyah giymiş Mark'a göz attım. Bana kısaca bakıp Chae'ye baktı.

"Siyah asilliktir."

"Siyah normalliktir." Dediğim an ona dönmüştüm.

Kaşlarını çattı. "Bunu dolabı siyah giysi dolu biri mi söylüyor?"

Ah.

Nereden vuracağını çok iyi biliyordu.

Dolabıma girmiş biri olarak.

Chae'ye çaktırmamaya çalışarak tek kaşımı kaldırıp, "Nereden biliyorsun dolabımdaki giysilerin siyah olduğunu?"

Chae'nin gözleri ikimizin üzerindeydi. Bunu göz ucuyla görebiliyordum.

Mark iki kaşını birden kaldırıp indirdi. "Ceketin ve pantolonun siyah. Yani bunların devamı olduğuna eminim."

"Ne kadar zıt kişiliklisiniz. Her neyse. Birisi yardım edecek mi yoksa kafamı daha mı çok karıştıracak?" Dedi Chae isyan ederek.

Elimi saçlarımdan geçirip gerileyerek diğer raflara yöneldim. Karmaşa çokken bir de ben bunların üzerine bir tanesini ekleyemezdim. Mark ile konuşmak ve daha çok olay çıkmasına neden olmak istemiyordum.

Zıttık.

Chae haklıydı.

En az siyah ve kırmızı gibi. Saçmaydı. Iki renk de koyu tondaydı.

Ama biri geceyi biri ölümü çağrıştırıyordu bana.

Onlar seçimlerini yaparlarken öylece reyondan reyona geçtim. Sadece bakınıyordum. Az önce yanımdan geçen kızları, kadın reyonunda gördüğümde gözleri bende değil de ilerideydi.

Hafifçe omzumun üzerinden döndüm.

Mark ve Chae kasada kırmızı sweat'i paketletiyorlardı.

Kızlara tekrar döndüm. Fısıldaşıyorlardı. Eğer lezbiyen değillerse Chae'ye değil de Mark'a baktıklarından emindim çünkü mağaza kalabalık değildi ve kasada bir tek onlar vardı. Az önce de yanımdan geçerlerken gülüştüklerinde hedefleri o olmalıydı.

Ne istiyorlardı?

Gözleri beni bulduğunda pembe kafanın açık açık göz devirdiğini görebildim.

Ciddi anlamda. Neden benim kanıma dokunuyordu bu hareketler?

Bir kaç adım attım. Insandık sonuçta konuşabilirdik değil mi?

"Renee."

Mark'ın sesi hemen arkamdan geldi.

Ne ara gelmişti?

Nasıl bu aksanla söyleyebilmişti? Beni oldukça uyarıcı bir tondu. Fransıza yakın bir aksan kullanmıştı.

Ona dönmeden önce kızların onu dikkatle izlediklerini gördüm. Ona döndüğüm gibi eli omzuma gitti ve beni ileri geçmem için yönlendirdi.

Ne derdi vardı? Sadece konuşacaktım.

Hızlı adımlarla yanından sıyrılıp dokunuşundan kurtulurken Chae'nin yanına gittim.

"Kırmızı olanı aldık. Kook hep siyah giyiyor bir değişiklik olur. Hem bayağı koyu kırmızı benim de hoşuma gitti. "

"Sevindim. Umarım sever." Diye yanıtlarken onu dükkanı terk ettik.

Mark'a bakacaktım. Ki döndüğüm gibi ileride kızlarla konuşuyor olması beni şaşırtmaktan çok sinirlendirmişti.





SeamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin