5.0

1.1K 132 117
                                    

Benim için çok çok özel bir şarkı bıraktım mutimedyaya. Açmayı unutmayın.

090819


Kumandanın ileri tuşuna basıp diğer kanala atladığımda yine o haber vardı.

Kütüphanenin altına laboratuvar kuran Bay Kim.

Böyle yakalanacağını planlamamıştım. Bu kadar kolay olacağını sanmazdım ama Mark Mina'yı bularak zaten çoktan her şeyi az da olsa kolaylaştırmıştı. Sadece kendisi bir türlü söyleyememişti. Ve benim bunu söyleyeceğim de planlanmadığından bir anda söyleyip kurtulmak büyük şanstı.

Ya da kader.

Sıkılıp DVD'ye film koymayı düşünürken Heeyoung koşarak salona girdi. Üzerinde kırmızı, kalın askılı ve üzerine oturan bir elbise vardı ve siyah küt saçlarıyla acayip güzel görünüyordu.

"Belimi olduğundan kalın gösteriyorsa denediğim ve bavulumda olan bu son elbiseyi çıkarıp partiye gitmekten vazgeçeceğim."

"Hayır. Saçmalama. Harika görünüyorsun. Zaten vücudun güzel ne diye takıyorsun ki?" Diye söylendiğimde ofladı.

"100 kilo gibi hissediyorum. Ama halledeceğim. Her neyse siyah topuklular iyidir değil mi? Evet onları giyip çıkacağım. Resmen erkek arkadaşıyla beni almaya gelecek." Dediğinde güldüm.

"Chaeyoung'a aşık olmuşsun gibi konuşuyorsun."

Kaşlarını çatıp dudak büzdü. "Sen reddettiğim erkekleri görsen... Chaeyoung idolüm gibi falan oldu. Numarasını aldım sosyal medyalardan da takipteyim ve sevgilisiyle eğer çıkmıyor olsaydı kesin yine onunla shiplerdim. Tanrım... Ben de böyle olmak istiyordum. Ama neyse ki arkadaş olma yolundayız. Ne saçmalıyorum! Resmen bff'yiz artık. Benden kaçışı yok. Ben gidip ayakkabılarımı giyeyim." Heyecanla konuşup tekrar odaya gittiğinde ona sadece gülebildim.

Kendim için hazırladığım sıcak çikolatadan bir yudum alırken içeriden topuklu ayakkabılarıyla koşup tekrar kapıda dikildi. "Olmuş mu? Olmuş de."

"Olmuş."

"Of ya olmamış işte."

"Saçmalamayı kes ve aşağı in Heeyoung. Efsane gözüktüğünün farkında değilsin. Chaeyoung seni gördüğünde ne kadar güzel olduğunu söyler ve sen de inanırsın tamam mı?" Dediğimde bana tereddütle baktı.

"Sanırım... neyse bekletmeyeyim. Öperdim ama makyajım..."

"Iyi eğlenceler." Diye konuşup ona el salladığımda gülüp gitti.

Kapı kapanma sesinin ardından eve sinen sessizliği hissettim.

Ah! İstediğin bu değil miydi Renee?

Isteyeceğim bir seçeneğim olmamıştı ki hayatımda. Önüme sürülenlerle yetinmiştim işte. Ne yapabilirdim ki? Kendi seçeneğimi kendim mi üretecektim? Ellerimde olan tek şey kendimdim.

DVD kutusuna uzanıp karıştırırken Twilight yine gözüme çarptı. Eclipse'i izlemeli miydim? Belki de o saçma umut kırıntısına uzaktan bakmalı ve sonra da Breaking Down'a geçip aptal mutluluklarını görmeliydim.

Eclipse DVD'sini takıp koltuğa geçerek altyazıları ayarlarken kapı çaldı.

Belki de Heeyoung bir şey unutmuştu. Ne de olsa telaşla çıkmıştı.

Üzerimdeki ince battaniyeyi kenara sıyırıp ayaklanarak kapıya ilerledim. Hızla araladığımda onunla karşılaşacağımı hesaplamamıştım. Partide olması gerekmiyor muydu?

SeamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin