HIM- KILLING LONELINESS
26.09.2019/20:00
♤
Laboratuvardan çıkarken kalabalık koridora karışıp insanların arasında hızla çıkmaya çalıştım. Kucağımdaki not defterlerini ve texbooku çantama koyma fırsatım olmadığı için düşmemeleri için göğsüme iyice bastırarak merdivenlere yöneldim.
Son ders laboratuvarda olduğundan üst kattaki anatomi labına çıkmıştık. Herkesten önce aceleyle çıkmamın sebebi Heeyoung'un, telefonumu çökertir cinsten attığı mesajlardı.
Dersten sonra caddenin sonundaki onun kampüsüne gitmem gerekiyormuş da, Chaeyoung hepimizi bir yere götürecekmiş. Başka zaman olsa bunu reddeder, eve kapanıp ders çalışmayı tercih ederdim ancak sınavlara aylar vardı. Bu sıralar git gide çöküyormuş gibi hissedişimi üzerimden atıp, silkelenmem gerekiyordu.
Bu yüzden dışarı çıkıp kaldırımda hızlı adımlarla sokakları arşınladım. Mesafe o kadar da uzun olmadığı için yürümeyi tercih ettim, biraz nefes almam için de iyi gelir diye yoldan geçen taksilerden birini çevirmeyi reddederek yürümeye devam ettim.
Aynı zamanda kucağımdaki kitapları da çantama atabilme fırsatı yakalayabilmiştim.
Sonbaharın ilk günleri ılıktı. Hafif rüzgar eserken üzerimdeki ince, açık kahve kazağım beni terletmemişti. Siyaha yakın koyuluktaki saçlarımı kendi halinde bırakmıştım.
O kazağı giyemiyordum.
Dolabımın o köşesinde, kutuda öylece bekliyordu. Kalbimdeki kızgınlıktan mıydı? Pekala onu o gece uyurken giymiştim ama bu, hayatımdan çıkışını tamamen kabullenmek içindi. Bir daha giymemiştim. Ellerime sürmemiştim. Ona bakmamıştım. Aklıma bile sokmamıştım.
Yani, sanırım öyleydi.
Kampüse girişte gözlerimi bahçede gezdirirken gördüğüm ilk kişi Jungkook olmuştu. Bu renkli ortamda siyahlarıyla göze çarpması olağandı. Siyah genelde dikkat çekmemek için giyilirdi ancak şu yüzyılda bu mümkün değildi. Her şey renkliydi.
Jungkook ile karşılaşıyorduk elbette. Chaeyoung'un kampüsüne gelirdi hep bu saatlerde dersi bitince. Heeyoung da artık Chae'nin en yakın arkadaşlarından olduğu için bütün planlara ben de dahil oluyordum.
Onlara yaklaşırken beni ilk fark eden Chae oldu. Üzerinde sarı çiçekli bir elbise vardı. Saçlarını gerisinden topuz yapmış, kırmızı dudaklarını hafifçe kıvırmıştı. Heeyoung'un sırtı dönüktü bana ama Chae'nin bana baktığını fark edince kafasını hızla bana çevirdi. Uzamaya başlayan küt saçları sallanmıştı. Kaküllerini de gözlerinden çekerek bıkkınca ofladı.
"Sonunda geldin. Gören de masada hastası var zanneder." Dedi Heeyoung.
Jungkook bana kısaca gülümseyip selam verirken ona karşılık aynısını yaptım. "Dersim ancak bitti. Hem masada hastam olsa hiç gelmezdim."
Chae yaklaşıp bana sarıldı. "İşkolik." Diyerek güldü ve geri çekildi. "Bir ev partisi var. Jaehyun düzenlemiş. Çocuklar olacamış."
Duraksadım.
"Çocuklar?" Dedim anlamayarak.
