2.7

1K 129 21
                                    

010819

"Alakası bile yok. Pizza hamburgeri sollar."

Beyaz saçlı çocuğun adının Jisung olduğunu tekrar öğrenmiştim. Elimi yanağıma bastırıp oturduğum tekli koltukta pizza dilimini yemeye devam ettim.

Herkes orta sehpada oturuyordu ve hamburger mi yoksa pizza mı muhabbet dönüyordu. Sanırım bir tek kumral saçlı ve adının Jaemin olduğunu öğrendiğim çocuk hamburgerden yanaydı. Ve Jisung'la ikisi bu yüzden dalaşıyordu.

Ve Mark...

Az önce telefonu çalmıştı ve apar topar diğer odaya gitmişti.

"Siz henüz anne sütü içerken biz pizza otlanıyorduk. Nasıl tercih yapabiliyorsun? Sana zararlı pizza." Jongin ayaktaydı ve bir elinde pizza dilimi diğer elinde kolayla küçük yuvarlak masaya yaslanmıştı.

Onun bu 'çetedeki' yeri en büyük olmak ve hepsiyle dalga geçmekti. Aynı zamanda da en ciddi işi yapmaktı. Hiçbir şeyi umursamıyor gibi görünüyordu ama çok ayrıntılı bir düşünce yapısına sahipti.

Onun hikayesini de merak ediyordum.

"Geç oldu." Mark'ın sesini duyduğum an kafamı kapıya çevirip henüz içeri girmiş ona baktım. Üzerinde koyu gri ince bir triko kazak ve altında da siyah eşofman tarzı bir pantolon vardı. Paçaları lastikliydi ve tıpkı... bir rapçiye benziyordu.

Koyu renk saçları alnını kapatırken, ufak bir erkek çocuğunu anımsatmıştı bana.

Gözlerim duvarda saat aradı ancak burada kapıyı bulabildiğim şükrediyordum. Çünkü her yer her yerdeydi. Ev gibi değil de, bir kulüp arkası odasındaymışım gibi hissettiriyordu.

Ve bunu kulüp arkası bir odaya gitmiş biri olarak söylüyordum.

Mark bana baktığında elimdeki pizzanın son lokmasını ağzıma attığım an dudaklarının titrediğini gördüm ama gülmedi. Elmacık kemiklerinin çıkıklığı, güldüğünü zannetmeme neden oluyordu.

Geri döndüğünde oturduğum yerden kalkıp herkese el sallayarak onun peşinden gittim. Yine arka odaya gidip yangın merdivenlerinden inmiştik.

Motoru aşağıda bekliyordu ve kaskı bana uzattığında takıp, onun arkasına yerleştiğimde sürmeye başladı.

Bir kaç gündür bu rutin bozulmamıştı.

Mark Lucas ile telefon görüşmelerine devam ediyordu. Yaptıkları planları bilmiyordum hatta bir plan mı yaptıklarından da emin değildim. Sadece bana düşen görevi yapıyordum.

Apartmanın olduğu sokağa yaklaşınca yavaşladı ve sokağın başında durdu.

Ben indiğimde kaskı çıkarıp ona verdim ama gideceğini sandığımda, kaskı arkaya koyup indi.

Kaskını çıkarıp elinde tutarken ona kafamı  hafifçe kaldırarak bakıyordum.

"Lucas'ın çökertmeye çalıştığı şu adamlar yerlerinde yok demiştim ya?"

"Evet?" Diye sordum merakla.

Dilini dudaklarında gezdirip nemlendirirken gözlerini benimkilerden ayırmadı. Bir an mideme yumruk yediğimi sandığımda, dişlerimi sıktım.

"Adamlar şehir değiştirmiş."

"Ne?"

Sesimin farkında olmadan yükselmesiyle Mark kafasını çevirip etrafa bakındı birileri var mı diye. Ancak burası ıssız bir sokaktı. Sadece ellerimi dudaklarıma bastırıp geri çektim.

Bana döndü. "Öyle işte. Şansa bak. Biz birbirlerine düşüreceğiz diyoruz, adamlar şehir değiştiriyor. Ara dur şimdi başka uyuşturucu pişiren bu bölgenin sahibi. Bay Kim'i de, o kimyasal tozlarını da..."

"Hey." Dediğimde duraksayıp bana baktı. "Düşün. Neden adamı kendi adamlarıyla birbirine düşürmek yerine başka bir adam araya koyuyoruz? Sağ ve sol kollarının bol olduğuna eminim. Hem kendi adamı sandığı ve size tozları sızdıran arkadaşınız onların güvenini kazanmış olmalı. Biraz konuşup aradaki kırılma noktalarını bulursanız eğer..."

Kaşları havalanmış bir şekilde beni dinliyordu. Nereden aklıma geldiğini bilmediğim bir yığın şey, dudaklarımdan dökülürken bir ara çatladığına emin olduğum dudaklarıma gitti gözleri ama bu bir saniye bile sürmediğinden rahatsız hissetmedim.

"Belki de." Durup cebinden telefonu çıkarıp baktıktan sonra cebine geri attı. "Saat 11. Gitmelisin."

Usulca kafamı salladım bir kaç adım geri gidip arkamı dönmeden önce. "Iyi geceler." Diye mırıldanmıştım ama cevap vermedi. Belki de duymamıştım.

Apartmana doğru ilerlerken aklımda düşen şey, aramızdaki ortaklıktı.

Her şey çözüldüğünde ve bu ortaklık bittiğinde, onunla bir daha karşılaşmayacağımı biliyordum.

Her şey çözüldüğünde ve bu ortaklık bittiğinde, onunla bir daha karşılaşmayacağımı biliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SeamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin