1.0

1.4K 132 41
                                    

Sadece kırılmak istemediğimdendi.

Aynadaki aksime baktım.

Tam bir yalnızdım. Çünkü kırılmak istemediğimdendi. Bir daha birinin tek bir kelimesiyle dahi savrulmak istemiyordum. Beni sinirlendirmesini ya da sevindirmesini istemiyordum.

Bir daha karşı cinsten biriyle hiçbir bağ kurmak istemiyordum.

Bir daha ne bir evlat, ne de bir arkadaş olmak istiyordum.

Sadece yalnızlığımda anlaşabildiğim tek kişi olan kendimle kaybolup, gitmekti amacım. Hayattaki tek yaşayış sebebim insanların tedavisiyken, onlardan uzak kalmayı da amaç edinmiş olmak yasal mıydı?

Belki tamamen yanlış bir yoldaydım.

Sadece önüme ne çıkarsa oradan ilerliyordum. Ve burada çokça yalan, siyah saçlar ve benler vardı.

Bir kaç günde sırf düzenimi bozduğu için aklıma takılıyordu. Normaldi. Ama olmaması gerekiyordu.

Onu bir daha görmek istemiyordum.

Bu geceki partiden sonra, bir daha düzenimi bozmasına izin vermek istemiyordum.

Dolabın karşısında geçen 10 dakikadan sonra arkadaki askılarda kalmış elbiseyi aldım. Chaeyoung yaklaşık yarım saat önce konum atmıştı. Taksiyle 15 dakika uzaklıkta bir klüptü. Oraya sürekli gittiklerinden falan da bahsetmişti ve geç kalmamamı söyleyip bana veda etmişti.

Pasta merasimi olacakmış çünkü.

Jungkook 22 yaşına girecekmiş sanırım ve pasta merasimi yapacaklarmış. Chae onun için iki katlı siyah bir pasta hazırlatmış.

Tanrım!

Bu çocukların hayatı siyaha boyanmış olmalıydı. Pasta bile siyahtı.

Ellerimdeki siyah düz elbiseye bakarken kendimin de siyaha boyandığımı hissettim. Sanırım benim de dikkat çekmek istemediğimden giymek istediğim tek elbiseydi.

Üzerimdeki pijamalarla değiştirdim.

Dizlerimin bir bir karış üzerinde bitiyordu. Dümdüzdü ve belimi sararken kalçalarımı da ortaya çıkarmıştı. Bir an tereddüt ettim. Sadece sweat giyerek de gidebilirdim...

Kimin umrundaydı ki? Sadece bir kaç saat oturduğum yerde kalacak ve alkolsüz bir şeyler içip milleti izleyip geri dönecektim.

Kalın askıları kolumdan geçirince uzun siyah saçlarım omuzlarımı kapattı. Az önce düzleştirmiştim ve zaten pırasa gibi oldukları için pek vaktimi almamıştı. Ince zincirli çantanın içine cüzdanımı ve telefonumu tıkıştırıp koluma takarak masaya oturdum.

Rimelle kirpiklerimi kıvırıp dudaklarıma kırmızı ruj sürecekken araya giren hafif tondaki kırmızı dudak kalemini sürdüm.

Çünkü böylece herkesin dikkatini yüzüme çekmiş olmayacaktım. Eğer o mat kırmızı ruju sürecek olursam kendim olmayacaktım. Bununla bir derdim yoktu istediğimde sürebilirdim ve bunun ben olmaktan çıkmak gibi bir anlamı da yoktu belki ama sadece dikkat çekmek istemiyordum.

Sonunda hafif makyajla odayı terk edip portmantodan deri ceketi üzerime geçirip ince bantlı topuklu siyah ayakkabıları zorlukla giydim.

Şimdi geçen gün sıradanlıktır dediğim siyahlara bürünmüştüm.

Yasal falan değildi bu.

Kendime yaptığım bir hakaretti.

Ne zaman düzgün bir yoldan ilerleyecektim ki ben? Daha ne olabilirdi ki başka kendimi kaybetmekten?

SeamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin