OY SINIRI 20+
Zayn - Common ile okuyun.
Oldukça ağır olan kapıyı güçlükle ittirip dışarı çıktığımda serin hava yüzüme çarptı. İyiki aşağı inmeden önce kot çeketimi giymeyi akıl etmişim. Sararmış otların yarım yamalak yer kapladığı toprak zeminde ilerlerken kot çeketimin önünü çekiştirip kapatarak kollarımı göğsümde birleştirdim ve kendime oturmak için bir aradım.
Geçen sefer oturduğum bank tam karşımda duruyordu fakat oraya oturmak istemiyordum. Başka oturabileceğim bir yer ararken bir hışırtı sesi duydum fakat umursamadım. Rüzgar esiyordu ve birçok şey rüzgardan dolayı savrulup hışırdayabilirdi. Birkaç adım attığımda bu kez sert bir zemine düşen bir şey varmış gibi bir ses duyduğumda ürktüm ve olduğum yerde durup biraz da korkarak karanlığa baktım.
Sessiz kalmam gerektiğini düşünsem de bunu yapmadım ve karanlığa doğru "Kim var orada?" diye seslendim. Ses gelmiyordu fakat görebildiğim tek şey karanlıkta parlayan sigaranın kırmızı ışığıydı. Orada kesinlikle biri vardı ama bana cevap vermiyordu. Beni tanımayan biri olduğunu düşündüğüm için daha fazla ses çıkarmadım. Odama dönsem iyi olacaktı.
Odama gitmek için olduğum yerde arkamı dönüp hızlı adımlarla ilerlerken bu sefer kırılan bir cam sesi duydum ve ardından tanıdığım bir ses tınısıyla bir küfür ilişti kulaklarıma.
"Siktir."
Durdum ve arkamı döndüm. Sigaranın kırmızı ışığı bu kez hareket ediyordu. Bir iki adım attım yine o yöne doğru ve boğazımı temizleyip çok da sesli olmayan bir şekilde "Zayn?" diye seslendim. "Sen misin?"
Ondan hala bir ses gelmediğinde yanına gidip gitmemek konusunda kararsız kaldım. Belki de beni yanında istemediği için seslenişime cevap vermiyordu. Yanına gidemedim ama geri de dönemedim. Kırılan cam sesine takılı kalmıştım. Ya da o cam sesi sadece bahaneydi, bilmiyorum.
"Benim." dedi seslenişimin üzerinden epey geçse de.
"İyi misin? Cam sesi duydum da. Bir şey mi kırıldı?"
Cevap vermesini beklerken bir yandan da ona yaklaşıyordum. Yaklaştıkça görüntüsü netleşiyordu, duvarın dibinde oturuyordu. Sırtını ve kafasını duvara yaslanmış, bacaklarını kırmış, kollarını da dizlerine yaslamıştı. Ona yaklaştığımı yeni fark ediyor olacak ki beni görür görmez sigara tuttuğu elini kaldırdı ve "Gelme." dedi.
Parmaklarının arasındaki sigarayı dudaklarına sıkıştırıp doğruldu ve "Camlar var." dedi. Onları toplamaya çalışıyordu. Artık onun tam karşısında duruyordum.
"Kırılan neydi?" diye sordum ama o cevap vermese bile cevabı yoğun bira kokusundan anlayabilmiştim. Yerde ay ışığından dolayı parlayan sıvı biraydı ve kokusu etrafa yoğun bir şekilde yayılıyordu.
Elindeki camları geri yere bırakıp ayağa kalktığında dengesini kaybedip yanındaki duvara tutundu. Sarhoş muydu? Onu tutmak için elimi uzattığımda kolunu geri çekti. Dokunmamı istemiyordu. "Sen iyi misin?" diye sorduğumda sigarasından son bir duman çekip onu yere attı ve üstüne bastı.
"İyi miyim sence?"
Tüm bedeniyle bana döndü ve iki eliyle de kendisini göstererek yine aynı soruyu sordu.
"Sence ben iyi miyim?"
Sarhoş olduğu için ne dediğini bilmiyordu. Ben de onunla nasıl başa çıkacağım bilmiyordum. "Burada bekle. Yardım etmesi için birini çağıracağım." deyip arkamı döndüğümde "Hayır." diye ikaz etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
West Coast
FanfictionSadece birkaç dakikada hayatınız hiç ummadığınız bir şekilde değişebilir mi? Peki ya hayatınızın bittiğini düşündüğünüz noktada ya hayatınız aslında yeni başlıyorsa? Doktor Bethany Davis işlemediği bir suç nedeniyle ülkenin Batı Yakası'na gönderildi...