OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!
OY SINIRI 20+
Sonunda kırış kırış olan eşyalarımı dolaba yerleştirmiştim. Belki de yarım saat sürecek olan işlem benim ağlamalarım nedeniyle bir saatten fazla sürmüştü. Bu lanet yere yerleşiyor olmak gerçekten psikolojik anlamda darbeleyiciydi. İşlemediğim bir suç nedeniyle evimden, ailemden, mesleğimden olmak beni ne kadar burada tutabilirdi, buraya ne kadar alıştırabilirdi ki? Düşündükçe aklımı sıyıracak gibi oluyordum. Sonsuza kadar burada kalmayacaktım. İnanıyorum ki mahkemede her şeyin benim üzerime kalan lanet bir olaydan ibaret olduğu anlaşılacaktı.
Eşyalarımı yerleştirmemin üzerinden iki saat geçmesine rağmen hala yatakta öylece yatıyor ve boşluğa bakıyordum. Evimden gelen her şeyi buraya yerleştirmek bana çok koymuştu. Şuan psikolojik olarak kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Green ile birlikte kahvaltıya da inmemiştim. Bugün bütün gün uyumak istiyordum.
Yatakta sırt üstü dönüp gözlerimi kapattığımda gözlerimde birikmiş olan yaş, gözümün kenarında kulağıma doğru aktı. Onu silme zahmetine bile girmedim. İstediğim tek şey uykuydu.
Fakat çalan kapı bu isteğime ne yazık ki engel oldu. Kapıyı kim çalıyordu bilmiyordum ama inatla çalmaya devam ediyordu. Green olsa anahtarla girerdi, ona uyuyacağımı söylemiştim. Ama bu lanet kişi kapıyı kıracak gibi çalıyor ve beni sinirden deliye döndürüyordu. Ellerimi kulaklarıma bastırdım ve "Lanet olsun git başımdan!" diye bağırdım.
Sadece birkaç saniyeliğine kapıya vurmayı kestiğinde ellerimi kulaklarımdan çektim ama tekrar başladı. Sinirle üzerimdeki örtüyü üzerimden attım ve yataktan kalkıp hışımla kapıyı açtım. Zayn'i görmeyi beklemiyordum. Bir şey demesini bekledim ama o sadece yüzüme bakıyordu. Ağladığımı anlamamış olmamasını umdum ama az önce göz yaşının aktığı yerdeki ıslaklığı hala hissediyordum. O da muhtemelen bunu fark etmişti.
"Neden ağlıyorsun?"
Harika.
"Seni ilgilendirmez." dedim sert bir şekilde ama sonra onu neden terslediğime bir anlam veremedim. Sadece neden ağladığımı sormuştu. Yutkundum ve elimle kapıdan destek alarak "Ben... özür dilerim. Pek iyi hissetmiyorum da." dedim. Başımı kapıya yaslandı. Yatağa dönmek istiyordum.
"Saat on ikiyi geçti. Çalışmamız on birdeydi ama eğer kötüysen..."
Cümlesine devam etmedi ama devamını tahmin ettim. Çalışmayabileceğimizi söylüyordu. Ben onu tamamen unutmuştum.
"Ben... unutmuşum. Birkaç dakikaya hazır olurum." dedim ve kapıya yaslanmaya bir son verip bir adım geri çekildim. Vereceği cevaptan emin olsam da yine de şansımı deneyerek "Beklemek istersen," dedim ve yatağıma baktım. "İçerde bekleyebilirsin."
Önce içerideki yatağıma kısa bir bakış attı sonra ise koridorda bir yerlere bakışlarını çevirip "Burada bekliyorum. Çabuk ol." dedi. Dudaklarımı birbirine bastırırken başımı ağır ağır aşağı yukarı salladım ve kapıyı yavaşça kapattım. Banyoya girip yüzümü yıkamam gerekiyordu önce. Kendime gelmeliydim.
Soğuk suyla yüzümü yıkayıp saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve sadece bir saat önce yerleştirdiğim dolabımı açıp içinden rahat olabileceğim bir şeyler seçtim.
Şortumun iplerini aceleyle bağlamaya çalıştıkça ipler dolanıyordu ve bu sinirimi bozuyordu. Zayn kapıda beklediği için de acele davranmaya çalışıyordum. Tişörtümü de giyip anahtarları gri şortumun cebine attım ve ayakkabılarımı ayağıma geçirerek odadan çıktım.
"Gidebiliriz."
Hiçbir şey söylemeden önden yürümeye başladığında peşinden gidiyordum. Asansörü çağırma düğmesine bastığında ikimiz de hala konuşmuyorduk. O direk karşısına bakıyordu, ben de yere bakıyordum. Ayakkabımın çözülen bağcığını fark ettiğimde onu bağlamak için eğildim. Sanki konuşmak için bağcığımı bağlamamı beklemiş gibi "İyi hissetmezsen söyle. Dersi bitiririz, ben de işime bakarım." dediğinde eğildiğim yerden ona baktım. O ise hala karşıya bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
West Coast
FanfictionSadece birkaç dakikada hayatınız hiç ummadığınız bir şekilde değişebilir mi? Peki ya hayatınızın bittiğini düşündüğünüz noktada ya hayatınız aslında yeni başlıyorsa? Doktor Bethany Davis işlemediği bir suç nedeniyle ülkenin Batı Yakası'na gönderildi...