thirty one

1.1K 110 56
                                    

Hayatımda ilk defa, bir yarayı dikmek benim için bu kadar zordu. Gövdesinin ortası açılmış ve kalbinin tıkanan damarları onarılmış bir hastanın gövdesini tekrar birleştirmek için dikmek bile bu kadar zor değildi benim için. Neden şimdi bir bıçak yarasını dikmek bu kadar zordu? Yaralı Zayn olduğu için mi?

"Bu yeterli mi?"

Elindeki şişeyi bana göstererek arabaya doğru gelen Leo'nun sesiyle düşüncelerimi toparladım ve stresten kemirdiğim dudağımı ısırmaya bir son verdim. "Yaptığımız şey deli saçması." diye söylendim kendi kendime ama yaptığımız şeyin gerçekten saçma olması bu işi yapmamı engellemeyecekti çünkü hepsi bunu yapmam konusunda inat ediyordu.

"Beta, bunu Zayn için yapmak zorundasın."

Leo'ya sadece sert bir bakış attım ve hiçbir şey demeden elindeki şişeyi sert bir şekilde çekip aldım. Arabanın arka kapısını açıp bindiğimde Zayn başını öbür tarafa çevirmiş, camdan dışarı bakıyordu. Yarasına bastırdığı tişörtünü alırken dönüp bana baktı ama başımı kaldırıp asla gözlerinin içine bakamadım.

Kanaması yavaşlamıştı ama yarası gittikçe iyileşmiyordu. Aksine, daha ciddi bir hale geliyordu. Şişenin kapağını açarken bile ellerim titriyordu ve benden onun bıçak yarasını dikmemi istiyorlardı. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Kapağı açamadığım fark ettiğinde Zayn şişeyi elimden aldı ve kapağını açıp şişeyi kafasına dikti.

"Bu acını hafifletmeyecek."

Elindeki kanın bulaştığı şişeyi bana uzattı ve "Ben alışkınım zaten Doktor. Yap hadi, bitsin bir an önce." dedi. Alnımdan süzülen ter koluna damladığında önce koluna sonra bana baktı. Gittikçe geriliyorum ve nefesim ciğerlerime az geliyordu. Ona böyle baktıkça yapacağımız şey bir kez daha beynime vurdu resmen ve şişeyi tekrar onun eline tutuşturdum.

"Yapamayacağım."

"Doktor." dedi şuan bile sert çıkmayı başaran sesiyle. "Yap artık şunu. Sen bekledikçe bana daha büyük bir işkence yapıyorsun."

Nefesimi dışarı verip elimin tersiyle alnımı sildim ve "Zoe," dedim titreyen sesimle. "İğneye içkiden döküp ipi geçir. Halledelim, bitsin."

Şişeyi ona uzatırken dik dik Zayn'e bakıyordum. O da gözlerini benden çekmiyordu ama onun bakışları benimki gibi değildi. Benden yardım dileniyordu bakışlarıyla bile. "Bunu bana yaptığın için seni asla affetmeyeceğim." dedim. Gözlerini sadece bir saniyeliğine benden çekti ve sonra tekrar bana baktı. "Sıkıntı değil."

"Oldu mu?"

Bana iğneyi uzatan Zoe'nin elinden aldım iğneyi ve "Olmuş." dedim. Şişeyi de aldım elinden ve yarasına dökmeden önce kafama diktim. Birkaç yudum aldıktan sonra derin bir nefes çektim içime ve "Hazır mısın?" diye sordum Zayn'e. Koltukta daha düz bir pozisyon adlı ve karşıya dikti gözlerini. "Hazırım. Yap hadi."

Tişörtünü ona uzattım. "Al bunu."

Tişörtü elimden çekti ve derin bir nefesl alıp verdi. Elimdeki şişeyi eğerek içindeki içkinin yarasına dökülmesini sağladım. Ona verdiğim tişörtü ısırdığında bedeni acıyla gerilmişti ve koltuktan kalkmıştı. "Üzgünüm." diye mırıldandım ve biraz daha içki döktüm yarasının iyice temizlenmesi için. Şişeyi Leo'ya uzatıp titreyen ellerimi sıktım ve tuttuğum nefesi dışarı bırakıp "Tamam. Sadece on dakika." diye teselli ettim kendi kendimi ve onu.

İğneyi parmak uçlarımın arasına aldığımda elim hala biraz da olsa titriyordu ama daha fazla bekleme lüksüm de yoktu. Zayn çok acı çekiyordu. İğnenin ucunu yarasının hemen yanından, etine geçirdiğimde elini yumruk yaptı ve ona verdiğim tişörtü ısırırken acıyla inledi. Onu böyle gördükçe ağlamak istiyordum ama eğer ağlamaya başlarsam yarasını asla dikemezdim. İğneyi yukarı doğru çekip ipin etinden geçmesini sağladım ve iğneyi bir kez daha etine geçirdim. Yumruk yaptığı elini oturduğumuz koltuğa vurdu.

West CoastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin