thirty seven

1.1K 120 57
                                    

arzu ederseniz you broke me first ile okuyabilirsiniz size kalmışş ama ben onunla yazdım efsane oluyor

Arabayı park ederken Green'in koşa koşa yanıma geldiğini gördüm. Odaya gitmemi beklemek çok yerine alelacele buraya kadar geldiğine göre bir şey olmuştu. Camları kapatıp kontaktaki anahtarı çevirirken arabanın yanına kadar ulaşmıştı. Kapıyı açıp aşağı indiğimde "Neredesin sen? Karıştı burası birkaç saat önce." dedi telaşla. Kapıyı kapatıp kilitledim.

"Şehirdeydim. Ne oldu?"

"Zayn ve Vincent birbirine girdi. Senin için."

"Ne?" dedim panikle ama söylediklerinde dikkatimi çeken tek şey birbirine girdi kısmıydı. Zayn'in yarası çok tazeydi, çok büyük kavga ettilerse dikişleri açılmış olabilirdi ve bu hiç iyi olmazdı. Yarası ben gelene kadar mikrop kapmış olabilirdi.

"Nerede şimdi?"

"Kim?" diye sordu benimle birlikte yürürken. "Zayn tabiki." dedim ve anahtarı cebime attım. Bill'e sonra verirdim, şuan acelesi yoktu. "En son sahile gidiyordu."

"Sağol. Ben bir gidip bakayım. Odada konuşuruz." dedim ve yanağına küçük bir öpücük bırakıp sahile doğru koşar adımlarla yürüdüm. Sahilde birkaç kişi vardı ama hiçbiri Zayn değildi. Belki de odasına geri dönmüştür diye düşündüm ve mesaj atmak için telefonumu çıkardım ama sonra olabileceği başka bir yer daha aklıma gelince telefonu cebime geri koydum ve köpeklerini sakladığı yere doğru yürümeye başladım.

Upuzun sahili birkaç dakika boyunca yürüdükten sonra Zayn'i tahmin ettiğim yerde buldum. Sırtını büyük bir kayaya yaslamış ve Leydi'nin, bacaklarında duran kafasını seviyor bir yandan da onunla sessiz sessiz bir şeyler konuşuyordu.

"Zayn." diye seslendim ona beni görmesi için ama sesimi duymasına rağmen hemen bakmadı bana. Leydi'nin başını okşayan eli durdu ve anca birkaç saniye sonra baktı bana. Ama bakışları normal değildi, donuk bakıyordu ve kavgadan başka bir şey daha olmuş gibiydi sanki. "İyi misin?" diye sordum ama soruma da cevap alamadım.

Leydi'nin kafasını yavaşça kaldırdı bacağından ve ayağa kalkıp üstünü silkeledi. Geçmişinde yaşadığı acıları öğrenmenin de etkisiyle ona doğru yürüdüm hızlı hızlı ve sıkıca sarıldım ama o karşılık vermedi. Ters bir şeyler vardı, hissediyordum. Zayn iyi değildi.

"İyi gözükmüyorsun Zayn." dedim gövdesine doladığım kollarımı biraz daha sararken ama o kollarımı tutup yavaşça çekti ve bunu yaparken kendisi de geri çekildi. Ne yaptığını anlamaya çalışırken kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. "Ne oluyor Zayn?"

"Bir şey olduğu yok." dedi buz gibi sesiyle. "Birinin bana dokunmasınsan hoşlanmıyorum, biliyorsun." Benimle son derce soğuk ve uzak konuşuyordu. Söylediği şeyle alay eder gibi güldüm. "Zayn şaka mı yapıyorsun? Biz seninle dün gece seviştik bunun farkında mısın?"

Gözlerini benden çekip arkamda, uzakta bir yere baktı ve kaskatı ifadesiyle "Hataydı." dedi. O an beynimden vurulmuşa döndüm. Kalbimin sıkıştığını ve nefesimin kesildiğini hissettim. Hiçbir diyemedim. Gözlerim doluyordu yavaş yavaş ve karşısında öylece dikilip hayal kırıklığıyla ona bakıyordum.

Acıyan boğazımı yumuşatmak için yutkunup kırgın çıkan sesimle "Ne?" diyebildim sadece. Söylediği şeye inanmak istemiyordum. Boğazım yavaş yavaş yanmaya başlarken gözlerime biriken yaşlar taştı ve bir damla aşağı süzüldü. "Böyle mi düşünüyorsun gerçekten?" Sesim titremişti.

Sadece bir saniyeliğine bana baktı ve bakışlarını denize çevirip yutkundu. "Evet. Bana dokunmana izin vermem başından be hataydı." Söylediği her kelime kalbime bıçak gibi saplanıyordu. O yaralı diye bende de mi yara açmak istiyordu?

West CoastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin