West Coast

eighteen

Giyinme odasından dışarı resmen kendimi attığımda Zayn kapının karşısındaki duvara yaslanmış beni bekliyordu. Cebime attığım isim kartını çıkarıp "Şunu hemen takalım." deyip kartı yakasına takmak için uzandım fakat kartı elimden çekip "Ben takarım." dedi. Yine uyuzluk saati gelmişti. Ne olurdu burada en azından benim sözümü dinleseydi? Onu umursamayıp kartı takmasını bekledim. Kartı takmakla bir dakikaya yakın uğraştı ama yine de yardım etmemem izin vermedi ve bu yüzden oyalanarak vakit kaybettik ancak kartı taktığı zaman "Tahminimce odalar üst kattadır." diyerek koridorun sonuna doğru hızlı hızlı yürümeye başladım. Tam bir adım arkamadan geliyordu o da.

Koridorun sonundaki asansörlere ulaştığımızda çağırma düğmesine bastım ve ikimiz de asansörün gelmesini bekledik. Asansör sekizinci kattan aşağı sonunda indiğinde asansöre binmek için ikimz de adım atınca bana çarptı ve bir şey demeden bir adım geri çekilip geçmem için öncelik verdi. Beklenmedik hareketler yapıyordu. Asansörde hiç kimse olmadığı için son derece şanslıydık çünkü bu isim kartları kimin bilmiyordum ve belki de yakamda ismini taşıdığım kişiyle karşı karşıya bile gelebilirdim.

Asansörün düğmelerinde birinci katın düğmesine bastım ve asansör yukarı çıkana dek tek kelime dahi konuşmadık. Asansörün kata ulaştığına dair çın sesi gelip kapılar açıldığında bu kez bana öncelik vermedi ve kendisi önce çıktı asansörden. Arkasından ben de çıktım. Sağımızda ve solumuzda iki uzun koridor vardı. Birinden başlamalıydık çünkü koridorlar çok uzundur ve koridorlarda bir sürü oda olmalıydı. Hatta aradığımız oda bu katta bile olmayabilirdi.

"Hangi taraftan başlayalım?"

Sağına ve soluna baktıktan sonra omuz silkip "Fark eder mi?" dediğinde göz devirdim ve "O zaman birimiz sağa birimiz sola gidiyor." diyerek onu arkamda bıraktım. Sağ taraftaki koridorda ilerledim bir süre ve onun ne yaptığına bakmak için omzumun üstünden arkama baktım. Resmen sallana sallana yürüyordu. Ona tekrar gözlerimi devirip hızlı adımlarla yürümeye devam ettim bir yandan da kaşı numaralarını kontrol ederken. Koridorun sonuna kadar gittiğimde en sondaki odanın numarasına da baktım ama bu taraftaki odalar 48 numarada bitiyordu. Öbür tarafta da kırk sekiz oda olduğunu varsayarasak her katta doksan altı oda vardı ve bizim aradığımız oda dördüncü kattaydı. Gerçekten bu kadar insan yaşıyor muydu bu bölgede bu kadar büyük hastane yapacak kadar?

Geldiğim koridoru geri dönerken karşı koridordan gelen Zayn'e seslendim.

"Burada değil."

"Bu tarafta da yok." diye karşılık verdiğinde başımı sallayıp "Biliyorum." dedim ve ulaştığım asansörün kapısını açmak için düğmeye bastım. Asansörün kapısını açılıp içeri girdiğimizde dördüncü katın düğmesine basmak için düğmelere doğru uzanmıştım ki o benden önce davranarak 4 yazan düpmeye bastı. "Her kata çıkmaya gerek yok. Oda dördüncü katta." dediğinde ona bakıyordum. Demek ki o da hesaplanmıştı benim gibi. "Biliyorum, hesapladım."

Dördüncü kata geldiğimizde bu kez ben ondan önce indim ve tahminimce sağ tarafta kalan koridorda olduğunu düşündüğüm odayı bulmak için sağa doğru yöneldim. O da arkamdan beni takip ediyordu. Koridorun ortasında kalan ve bir başka alana yol açan koridordan bir adam çıktığında ne olduğunu anlamadığım bir anda Zayn bileğimden tutup beni duvardaki kolonların oluşturduğu boşluğa çekti ve sırtım o anın hızıyla duvara çarptı. Bir eliyle duvardan destek alıyordu ve bedeni bedenime yakın bir mesafede duruyor, gözleriyse bana bakmıyordu. Başını çok çıkarmamaya çalışarak koridora doğru bakıyordu ve tahminimce adamı kontrol ediyordu.

"Zayn." diye sessizce fısıldadığımda gözlerini aşağı eğerek bana baktı. "Kim o adam? Tanıyor musun?" Tekrar koridora çevirdiğinde bakışlarını soruma cevap verdi. "Miguel'in adamı. Linda kesinlikle bu koridorda." Anlamadığım bir şey vardı. Linda denen kadın ve Miguel'in ne bağlantısı vardı ve üstelik Bill'in adı da neden bu işin içindeydi? "Kim bu Linda? Neden bu kadını arıyoruz biz Zayn? Üstelik...üstelik Miguel ne alaka?" diye ardı ardına sıraladığım soruların hiç birine crvsp vermeyerek bambaşka bir şey söyledi. "Yine çenen düştü Doktor."