forty

1.2K 123 72
                                    

arkadaşlar jorja'nın söylediği şarkı multide var isterseniz açıp bi dinleyebilirsiniz çünkü sayfayı aşağı kaydırınca şarkı kapanıyor

Hava bugün serindi ve ben normalden fazla üşüyordum. Birkaç gündür üzerimde halsizlik vardı ama nedenini çözemiyordum. Sanırım grip oluyordum.

Miguel'in gelişinin üzerinden beş gün geçmişti ve Linda geldiğinden beri Bill çok sakindi. Dün gece iki kızın kavgasına ceza bile vermemişti, karısıyla vakit geçiriyordu.

O günden beridir de Zayn'i hiç görmüyordum. Sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde yemekhanede oyalanıyordum onu görürüm diye ama yemek yemeye bile gelmiyordu. Ya odasından hiç çıkmıyordu ya da gecenin bie yarısı şehire gitmişti Leo'nun yanında kalıyordu. Benden uzak durmasını söylemiştim ama onu özlüyordum.

Kuruttuğum için kabaran saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalışıp dolabıma doğru yürüdüm. Banyo yapınca iyice üşümüştüm. Dolabın kapağını açıp içindeki svetşörtlerimi kurcaladım ve bir tanesini çektiğim sırada Zayn'in Leo'nun evinde kaldığımız gece bana verdiği svetşört kucağıma düştü. Yıkayıp dolaba kaldırmıştım ama vermeye fırsatım olmamıştı.

Burnuma yaklaştırıp kokladım kalın kumaşı. Deterjan kokusu bile Zayn'in kendi kokusunu bastıramamıştı. Yutkundum ve elindekini dolaba koyup kendi svetşörtlerimden birini çekip aldım. Tişörtümü üzerine geçirdiğim svetşörtün altında kalan uzun saçlarımı dışarı çıkartırken telefonum çaldı. Arkamda kalan dolabın kapağını ittirip yatağıma doğru ilerlerken hâlâ saçlarımı düzeltmeye çalışıyordum.

Çalan telefonda Bill'in adını gördüğümde şaşırdım. Bir süredir kimse ile ilgilenmezken benimle ne işi vardı? Daha fazla çalmadan açıp telefonu kulağıma götürdüm ve "Efendim Bill." dedim.

"Bethany. Avukatın geldi. Seninle görüşmek istiyor."

Aklımdan bir sürü sebep geçti Bolton'un buraya gelmesiyle ilgili ama hangisi benim için iyi hangisi kötüydü bilmiyordum. Ne diyeceğimi de bilemedim, öylece sustum. Bill'de telefonun diğer ucundan "Beta? Orada mısın?" diye sordu sessizliğimin üstüne. "Evet." diye mırıldandım sadece. Beklediğim bir şey değildi bu durum.

Fazla vakit kaybetmeden aşağı indim. Bolton Bill'in bürosunda oturuyor ve Bill ile muhabbet ediyordu. Kapının büyük camını tıklatıp içeri girdiğimde bana arkası dönük oturan Bolton ayağa kalktı ve bana sıkıca sarıldı.

"Bethany. Seni ne kadar özlemişim."

Ona karşılık verdim ve benden ayrılırken gülümsemeye çalıştım. "Nasılsın?" diye sordu elimden tutup beni karşısındaki koltuğa oturturken. "İyiyim. Her şey yolunda."

Her şey yolunda değildi ama birçok şey yolundaydı. Buraya iyice alışmıştım. Hatta daha beş gün önce bir kızın boğazına bıçak bile dayamıştım. Gerçekten buradan biri gibi olmuştum artık, buraya gelmek ve beni görmek için geç kalmıştı. Bana ailemden bir haber bile getirmemişti.

"Ben sizi yalnız bırakayım."

Göz ucuyla koltuğundan kalkan Bill'e baktım. Etrafımdan dolandı ve bürosundan çıkıp gözden kayboldu.

"Sana birkaç haberim var."

Vereceği haberleri umursamadan "Annemler nasıl? Bir kızları olduğunu hatırlıyorlar mı?" dediğimde yüzündeki tebessüm soldu ve suratı düştü.

"Bethany. Neden böyle söylüyorsun?"

"Hiç." dedim omuz silkerken. "Aylardır burada suçsuz yere yatıyorum ve ailem avukatımla bana bir haber bile göndermiyor. O yüzden öylesine sordum."

West CoastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin