İnstagram: leyl_wattpad
Gökçen hızlı davranıp yana kaçtı. Onur, Gökçen'in az önce durduğu yere düştü. Kalktığında kafasını sallayarak toparlandı. Gökçen'in bir gözü ayağa kalkan Tuğrul'daydı.
Omuzlarımı hareket ettirdiğimde Burak'ın kolları gevşedi. Artık beni eskisi gibi sıkı sıkıya sarmıyordu. Auramdaki korkuyu görmüş olmalıydı. Korku zaten tüm bedenimi sarmışken hareket yeteneğimi kaybetmiş gibiydim.
Gökçen çizmesine uzandı ve Ege'nin arkasındaki gruba baktı. Gözlerini hepimizin üstünde dolaştırdı. Dişlerini hırlar gibi birbirine bastırdı. Bakışları vahşi Amazon kadınları gibiydi.
"Ben yoksam sen de yoksun," dedi tıslayarak.
Çizmesinden çıkarttığı bıçağı hiç nişan almadan Ege'ye fırlattı. Burak'ın kollarından kurtuldum, daha ne olduğunu anlayamadan öne atıldım. Ege'ye koşarken bıçak geriye döndü ve Gökçen'e doğru uçtu.
İçgeklerin refleksleri mükemmeldi. Onlara yetişmek, onlarla aşık atmak gerçekten zordu. Gökçen yine bunu kanıtlamıştı. Bir hamlede eğildi. Keskin bıçak, arkasındaki ağaca bir ok gibi saplanıp kaldı. Ağacın birkaç yaprağı sallantının etkisiyle yere düştü.
Ege, bana dönmedi fakat koluyla beni durdurmayı başarmıştı. Elini bana uzatırken aramızda bir kol mesafe bıraktı. Kızgın gözlerini şaşkınlıkla bize bakan Burak'a çevirdi.
"Seni aptal," diye hırladı dişlerinin arasından. "Ona niye engel olmadın? Sana İdil'in yanından ayrılma demiştim."
Burak'ın söylediklerini duyamadım. Odağımda tamamen Gökçen ve Ege vardı. Ege, göz ucuyla Tuğrul'a baktı.
Gökçen, sivri dişleri ortaya çıkarken yüzüne düşen sarı bukleli saçlarını geriye attı. Bunu büyük bir hırsla yapmıştı.
"Tuğrul," diye seslendi. Adeta bağırmıştı. "Buraya gel! Bana yardım et!"
Yaklaşık üç ağaç mesafe uzaklıktaki Tuğrul'un yüzünü net bir şekilde göremiyordum fakat korktuğunu az çok tahmin etmiştim. Tuğrul, zihin yeteneği yokken bir hiçti. O da bunun farkındaydı. Sonra Gökçen'i duymamış gibi arkasına döndü ve koşmaya başladı.
"Kaçıyor," diye bağırdı Özge.
Aynı zamanda öne fırlayıp Tuğrul'un peşine düşmek üzere harekete geçmişti. Son anda Kerem onu kolundan yakaladı ve kendine çekti. Kerem'in gözleri bir radar gibi etrafı taradı. Özge için gelecek her tehlikeye hazır gibiydi.
Gökçen, en yakın dostu tarafından terk edilmişti. Gri gözlerinden şaşkınlık ve korkaklık okunuyordu. Ne yapacağını bilemiyor gibiydi.
Işık parladığında Onur tekrar insan formuna döndü. Gökçen, Onur'un yeniden insan olduğuna sevinmiş gibi bakıyordu. Bir gözü Ege'deydi, Ege'nin boşluğunu yakaladığında Onur'a saldıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL SERİSİ - TAMAMLANDI -
FantasyDayanılmaz sersem gülümsemesiyle elini bana uzattı. Onun ellerini milyonlarca el arasından rahatlıkla tanıyabilirdim. "Düşünsene İdil," dedi beni göğsüne çekerken. "Ölüm çok güzel olmalı. Yumuşak kahverengi toprakta yatmak, başının üzerinde çimlerin...