22. YARA

741 56 129
                                    


Şarkı: Tuna Velibaşoğlu - Sen Kal Ölene Kadar

Levan İdil'i öldürmek istediğinde ilk defa ağlayarak bölüm yazmıştım. Bu bölümle beraber iki oldu...

Keyifli okumalar dilerim :)



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Rahat nefes alabilmek için ağzıma dolan zehri yutmak zorunda kaldım. Bunu yaparken yanlışlıkla havanın burnuma ilerlemesine neden oldum. Veronika'dan yayılan kanın kokusu hava yoluyla burnumdaki kanallarda ilerlerken boğazımın alevlerin içinde kaldığını demir darbesi gibi hissettim. Kasılıp kalmıştım.

Veronika bunca İçgek'in arasında olmakla hata etmişti. Levan onun burada güvende olduğunu düşünmüştü. Ne büyük ahmaklıktı. Şu anda kız kardeşini parçalara ayırıp zevkle dişlerimi boynuna batırmak istiyordum.

Dilimi dişlerimde gezdirdim. İçimdeki kan canavarı benden küçük bir izin bekliyordu. Eğer izin verirsem bir salise bile beklemeyecekti, biliyordum. Köpek dişlerim boynunu rahatça delebilmek için uzamaya hazırdı. Hatta diğer dişlerimin arasında sivrilip öne çıkmışlardı. Canavara izin verdiğim anda dişlerim hemen uzayacaktı ve ben de uğrunda yanıp küle döndüğüm kırmızı sıvıyı bir çeşmeden su içer gibi içecektim.

Ellerimi yumruk yaptım. Konuşulanları duyamıyordum, Yusuf onlarla konuşuyordu ama ben kıza kilitlenmiş aptal aptal bakıyordum. Tıpkı İdil'in bileğini çizdirip beni acıktırması gibiydi. İçimdeki alev İdil'in kanını içtiğim anı hatırlamamla durdurulamayacak kadar arttı.

İdil'in boynundan sıcak sıvı içime akmıştı. Onun kanını elde edebilme şerefine erişmiştim. O zamanlarda ne kadar şanslı olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu. Ağzı buruklaştıran fakat dilime değdiği anda içimde patlamalara sebep olan o kan...

Evet, her şey kolay olacaktı. Daha önce deneyimlemiştim. Veronika'nın en acısız şekilde ölmesini sağlayabilmek için elimden geleni yapacaktım. İşimi çabucak hallettiğimde hiçbir acı hissetmeyecekti.

Yere eğildim.

İçimdeki canavar bunu emretmişti, nasıl karşı koyabilirdim ki? Kan, parmaklarımı uzatıp dokunabileceğim kadar yakınımdaydı. Hırlayıp kızın üstüne atlamamak için çaba sarf ettim. Bacaklarım kasılıyordu. Eğer bacaklarımı serbest bırakırsam biliyordum, kan avcısı sabırsızlanacaktı.

Veronika ölse ne olurdu ki? Levan'ın canı yanar mı diye düşündüm. Levan, bu kızı artık önemsiyor muydu, kanını içsem bana kızar mıydı?

Duraksadım. Bunun ne önemi vardı ki? Levan bizim canımızı çok daha önce yakmıştı. Şimdi ödeşebilirdik. O İdil'i öldürmek isterken ne düşünüyorsa ben de şu anda aynı şeyleri düşünüyordum. İkimiz de sadece öldürmek istiyorduk. Tek bir farkımız vardı: Ben insan kanına aç bir yaratıktım.

LEYL SERİSİ - TAMAMLANDI -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin