Dayanılmaz sersem gülümsemesiyle elini bana uzattı. Onun ellerini milyonlarca el arasından rahatlıkla tanıyabilirdim.
"Düşünsene İdil," dedi beni göğsüne çekerken. "Ölüm çok güzel olmalı. Yumuşak kahverengi toprakta yatmak, başının üzerinde çimlerin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Neden başkanları öldürtmek istiyorsun?" diye sordu İlge.
İlge'ye döndüm. "Çünkü hainler."
"Bunu nasıl anladın?" dedi Kerem.
"Toplantıdayken Başkan Ayfer'in zihnime girmeye çalıştığını fark ettim," dedim. "Eminim ki sadece benim değil, çoğu kişinin zihnine erişmek istedi. Ben ve İlge dışındaki herkeste başarılı oldu. İlge İdil'in zihin korumasını aldığı için çok şanslıyız."
İlge bir süre düşündü.
"Bu bizim için nasıl bir şans oldu?" dedi.
"Başkanlar Can'ın emrindeler. Bunu hissedebiliyorum," dedim. "Can onlara ne vaat etti kim bilir... Tıpkı senatörlerde olduğu gibi başkanlar da taraf değiştirdiler. Can, içimizdeki en güçlüleri kendi yanına çekmiş oldu. Her zaman söylemişimdir, düşmanımız hepimizin toplamından daha zeki. Başkan Ayfer'in zihindeki görüntüleri görmesi Can'ın bizim siyasetimize hakim olduğunu gösteriyor. Benim zihnime erişemezken şimdi de ikinci olarak şifreyi çözecek asıl kişinin zihnine erişemiyor."
İlge'nin gözleri parladı. Neler döndüğünü anlamıştı.
"Tabii ya," diye gürledi. "Babamın teorik olarak öldüğü gün İdil'in güçleri boşu boşuna bize geçmiş olamaz. Talaykan zaten Can'ın neler yapabileceğini biliyor. O olması gereken her şeyin bilincinde."
"Ve sürekli bizi uyarıyor," dedim. Kerem'e döndüm. "İçimizdeki hainleri yok etmelisin Kerem. Sonra da ortadan kaybolmalısın."
Onaylayarak başını salladı.
"Planını anlat," dedi. "Belli ki buraya gelirken kafanda olması gereken her şeyi kurmuşsun. Ne istersen yapacağımı biliyorsun. Ben sana tabiyim Ege."
