8. CENNET VE CEHENNEM

1.6K 118 449
                                    

Keyifli okumalar dilerim, lütfen okuduktan sonra görüşlerinizi belirtin :)

Keyifli okumalar dilerim, lütfen okuduktan sonra görüşlerinizi belirtin :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bana yalan söyleme, Gökçen."

Çenemi ona inanmadığımı ve ondan korkmadığımı ispatlamak için yukarı kaldırdım. Etrafımda üç yüz altmış derece dönerken bir an da durdu ve olduğu yerde yarım daire çizerek bana döndü. Bakışları umursamazdı.

Gözlerimi kısarak ona baktım. Eğer Ege gerçekten öldüyse Gökçen nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Ege için çırpınıp her şeyi yapacak kadar onu sevmiyor muydu? Hatta benden bile daha fazla Ege'ye saplantılı değil miydi? Psikopatlık derecesinde bir sevgiydi onunkisi. Fakat neden şimdi mutluydu?

"Yalanlar istiyorsan söyleyeyim," dedi Gökçen düşüncelerimi bölerek. "Fakat sana yalan borcum yok. Bana inanıp inanmamak sana kalmış bir şey, sonuçta bunun için çabalamayacağım. Ben buraya haberi vermek ve sonunun yaklaştığını bildirmek için geldim."

Yumruklarımı sıktım. Kalp atışlarım hızlanıyordu. Gri gözleri gözlerime bakarken neden yalan söylemiyormuş gibi hissediyordum? Dil yalan söyleyebilirdi fakat gözlerin asla yalan söylemeyeceğini de biliyordum.

Hayır, böyle olmamalıydı. Ona inanmak istemiyorum. Ege'nin gerçekten hayatta olmadığına inanmak istemiyorum. Ben aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece mesafelerin önemsiz olduğunu düşünüyordum. Şimdi Gökçen tüm düşüncelerimi nasıl tuzla buz edebilir?

"Onu sen öldürdün," dedim kırık bir sesle. Bir damla yaş yanaklarımdan akıp gitti. "Rüyasında ona baskı uyguladın. Sen onu fiziksel olarak değil, ruhsal olarak öldürdün. Bir bıçak ya da silah kullansaydın bu kadar canım yanmazdı belki. Ama sen yaptın... Bunu ona nasıl yapabildin? Sen de Ege'yi seviyordun oysaki."

Bir anlığına duraksadım. Gökçen'e inandığımı anladım. Gökçen'in gerçekten Ege'nin katili olabileceği fikrine kendimi kaptırdım. Sonra dudaklarımı birbirine bastırdım.

Ne önemi vardı ki? Zaten Gökçen söyleyecekleri bittiğinde benim de icabıma bakacaktı. Madem Ege ile aynı gökyüzünü paylaşmıyoruz yaşamamın ne manası vardı? Ölmeli ve onu cennette görmeliydim. Cennette beraber olabilirdik ve artık dünyada bulamadığımız sonsuzluğu kendi cennetimizde tatmış olurduk.

"Beni daha tanıyamamışsın," dedi Gökçen.

Yüzünde en ufak keder yoktu. Ya duygularını iyi gizleyen biriydi ya da gerçekten Ege'nin ölmesi onu zerre kadar rahatsız etmiyordu.

Acımasız bir şekilde gözlerimin içine bakarak gülümsedi.

"Madem rüyayı sen de biliyorsun o halde benim neyden yakındığımın farkında olman gerekirdi," dedi tane tane. "Sen olmasaydın bunların hiçbiri yaşanmazdı. Ege ve ben mutlu bir hayat sürerdik. Buradaki tek suçlu sensin, İdil."

LEYL SERİSİ - TAMAMLANDI -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin