Dayanılmaz sersem gülümsemesiyle elini bana uzattı. Onun ellerini milyonlarca el arasından rahatlıkla tanıyabilirdim.
"Düşünsene İdil," dedi beni göğsüne çekerken. "Ölüm çok güzel olmalı. Yumuşak kahverengi toprakta yatmak, başının üzerinde çimlerin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Orada," dedim Ege'ye. Neredeyse kekelemiştim. "Daha önce gördüğüm melek... İlay'la beraber geldi. Onur'un yanında duruyor."
Ege benim baktığım yöne bakıp adeta görünmezi görmeye çalıştı. Ama boşunaydı. Yine onu benden başka kimse görmüyordu.
"Anastasya," dedi Talaykan ölü amber rengi gözleriyle gözlerimin içine bakarak.
"Benim adım Anastasya değil," dedim.
Sesim ağlamaklı çıkmıştı. Talaykan iki küçük adım atıp Onur'un cansız bedeninden uzaklaştı. Ellerini birbirine geçirip yumruk yaptı.
"Hayat ne kadar kötü görünse de her zaman yapabileceğin ve başarabileceğin bir şey vardır. Nefes almak umudun ön koşuludur. Umut iyi bir şeydir. İyi şeyler asla ölmez."
Kaşlarımı çattım.
"Az önce burada bir felaket yaşandı." Gözlerim doldu. Öfkeyle tıslar gibi konuştum. "Arkadaşım öldü. Nasıl bir umuttan bahsediyorsun? O nefes almıyor. Onun için umut yok."
Yüzü düşer gibi oldu.
"Birlikte geçirilen felaketler kişileri birbirine bağlar."
Soluğumu düzene sokabilmek için yutkundum.
"Onur gafil avlandı." Gözyaşlarım görüşümü engellemeye başladı. "Biz hiçbir şey yapamadık. Bir şansım daha olsaydı ona o kapıyı açtırmazdım."
"Kime açtırırdın Anastasya?"
"Kendim açardım."
"Bir Şaman öğretisi der ki, ders sen öğrenene kadar tekrar eder."
Şaşkınlıkla Talaykan denen meleksi yaratığın yüzüne baktım.
"Ne öğrenmem gerekiyor?" dedim.
"Bilinmeyenleri."
"Öyleyse anlat. Bir defa görünüp gitme."
Kahkaha atar gibi oldu. Omuzları sarsılmıştı.
"Bir defadan daha fazla geldim. Hem de defalarca kez fazla," dedi ihtiyatla.
Anlamaz gözlerle suratına baktım.
"Sana birçok kez göründüm," dedi. Parmağıyla Ege'yi gösterirken soluna doğru yürüyüp bahçenin ortasına ilerledi. "Onun şeklindeydim. Seni uyardım. Birçok kez."
