Bilmediğim bir günahın bedelini ödüyorum. Mezarlık bana kendi içimi rahatlatıyor. Soğuk ve korkunç. Hava tenimi okşuyor rüzgar bana hemen git burdan diyerek çarpıyordu. Ama gitmeden önce yapmam gereken bişey vardı. Sera ve annemin mezarının ortasına geçtim
- anne sera sana emanet. Ben emanetine sahip çıkamadım. Ama sana söz veriyorum intikamımızı alacam alana kadar da bana gün yüzü yok allaha emanet olun!
Mezarlıktan çıktım kendi evime gidicem olmam gerektiği yere işe önce babamı bulmakla başlıyacam. Arkamda ayak sesleri duydum hızlıca bana yaklaşıyordu ya cisem yada bora olmalı- hey nereye gidiyorsun?
- evime!
- Başın sağ..
- sakın!! Baş sağlığı dileme.
- şimasu bizde seninle gelelim mi?
Bana acıyan gözlerle bakan çiseme - istemez eksik kalın- anladık bizi sevmedin ama intikamında yanında oluruz!
Konuşan çiseme öfke dolu bakışlarımla cevap verdim- size güvenmem için tek bir şey söyleyin!
- istiyosan güvenme o asrın denen aşağılık bizimde canımızı yaktı!o çok korkunç pişirin teki oda oğullarıda leş kargaları gibi
- burda konuşmayalım kimse görmemeli.
Çiseme hak verdim o pislikler burdada olabilirler. Devam edik onları evime götürdüm. Asla geri dönmiyeceğime dair kendime söz verdiğim o eve intikam için geri dönmüştüm.- evin güzelmiş
- sizi dinliyorum Sedef kim ve babamı neden istiyorlar?
- Sedef abla dünyalar güzeli bi kızdı sürekli peşinde bi sapık var diye biliyordum. Adı ali Çakırbey, Araf Sedefe çok düşkün dü sürekli onla ilgilenir onu çok severdi. Son zamanlarda ise Araf çok değişti fazla ilgilenmedi sedefle araları da bozuldu. Araf aşık olmuştu başkasına Sedef bunu öğrendi ve cok kıskandı bi gece kavga ettiler ve sedef korumaları atlatıp kaçtı. O gün bu gün Sedef yok!
Ağzım açıkta dinledim. Evet doğruydu babam sapıktı bu yüzden annemi hep döverdi. Araf a bi an üzüldüm sera aklıma gelince bu düşünceyi hemen aklımdan çıkardım.- peki Sedef ne zaman kayboldu?
- 15 ekim
- Ne? 15 ekim mi!!
- annemin ölümü 15 ekim sera nın ölümü 15 ekim
Gözlerim dolarken sadece aklımda bunun tesadüf olmadığını tekrarlıyordum bora;
- sera nın birşeyden haberi yoktu değil mi?
Bende sorusuna soruyla karşılık verdim
- Araf piçi aşık tı değilmi?- evet. Ondan sonra tövbe etti zaten o 15 ekimden sonra pek görünmüyor du ama can her yerde olabilir.
- peki ne yapacaksın bundan sonra?
- önce evi toparlıyacam kendi odama asla girrmem ama. Güçlü duracam son bişey karakuğular bana yardım ettiğinizi bilmemeli ve siz kardeşmisiniz?
- malesef!
- kolun kanıyor!
- dikişler patladı
- bora sen anlarsın bi baksana
- gerek yok!
- sadece bakacam.
- silah izi bu. Biri vurmuş ama Sıyırmış
Borayı duymamış gibi yaptım. Evi temizlemeye yeltenen çiseme tam ağzımı açacaktım ki, itiraz kabul etmeyen bakışlara denk geldim. Bora yaramı sararken çok nazik davranıyordu.- canın çok yanıyor olmalı fakat belli etmiyorsun. Şima kardeşin öldü ama ağlaman gerekiyorken oturuyorsun nasıl bu kadar soğuk kanlı kalabiliyorsun? Gerçekten senden korkmaya başladım.
- güçlü durmak zorundayım başka çarem yok sözümü tutmak için bunu yapmak zorundayım
- artık kaçmıyacakmısın, onlara meydan mı okuyacaksın?
- öncelikle babamı bulmalıyım.
- nerden!
- aklımda bir kaç adres var beni götürebilirmisin?
- tabi ama şimdi zamanı değil. Temizledim yaranı fazla zorlama. Okula gelecekmisin?
- sanmıyorum
- bence gel can da orda. Onlara güçlü durduğunu göster orada yanında olamiyacam ama gözünü ne zaman kapatsan yanında olduğumu bil. Numaramı kaydet sana iş bulma konusundada yardım edecem. Unutma bunlar sana açıdığım için değil ikimizin de çıkarı için.
- bu gece burda kalın
- zaten bora kılıç çok yoruldu vede çok aç misafirlikte sınıfta kaldın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...