Belkide asıl mucizem budur. Yada bana reva görülen ama biliyorum ki her karanlığın ardında bir ışık o ışığın ardında bir mucize. Kimbilir mucizelere ulaşmak için belkide karanlık olmak gerekiyor
Bazen yıldızlara ulaşmaya çalışırsın onlara dokunmak için ben dün gece köpeğimi yıldızlardan istemiştim. Aynısı olmasada üzerime bir köpekle uyandım küçük tüylü ve siyah benim gibi siyah, öte yandan açılan gözümde sevincini yaşıyorum belkide benim mucizem bu daldığım yerden sefo beni çekip çıkardı- Yıldızlara dokunmayı başarmışsın sana köpekle birlikte şifa veren bir yıldız sanırım.
- Bu köpek nasıl beni bulmuş olabilir ?
- Yıldızlara dokunmaya inanıyorsun da köpeğin seni bulduğuna mı inanmıyorsun ?
Sefoya öldürücü bakışlar atınca yüzündeki sırıtış yokoldu ferdinin hazırladığı kahvaltı masasında oturuyorduk benim iştahım olmadığından sadece kahvemi yudumluyordum bu unutkanlık anılarımla beraber iştahımı da kapatmıştı. Nedenini bilmediğim bir can sıkıntısı vardı içimde. Garip bir sabah çünkü köpekle birlikte gözümde açıldı. Sanki dün gece şifacı biri bana sihirli bir dokunuş yaptı da ben iyileştirdi. Sefo yüzüme bakıp birşeyler diyordu onu dinleyemediğim için sorusunu anlamamıştım.
- Kızım düşünme okadar yani komşuların evinden yada başka bir yerden kaçıp sana sığınmış
- Onun için mama lazım
- Ben alırım bugün merak etme
Boranın mama alması içimi rahatlattı. Gölgeye baktığımda oynaması için önüne ip yumağı verdik. Bir saniye gerçekten ip yumağı mı ?
- Benim bildiğim kadarıyla ip yumağı kedilerin oyuncağı ?
Ne yapayım be anca onu buldum hem baksana velet gayet sevinçli görünüyor
- Gölge, adı velet değil gölge
Masadan kalkıp pencerede görülen gölgeye baktım gerçekten o iple gayet mutlu gorunuyordu. Ellerimle karnıma baskı uygulayarak yavaş adımlarla bahçeye doğru yürüdüm kimseden yardım istemedim zorlansam bile pes etmiyecektim onlarda iyileştiği mi kabullenip bana kaybettiğim anıları geri vereceklerdi. Kapıyı açıp gece yürüttüğüm paketten bir sigara çıkarıp yaktım. Gölgeye doğru gidip onu kucağıma aldım eğilmek canımı yakmıştı
- Gel bakalım senin adın artık gölge biliyorum sen bana uğurlu geldin. Peki hangi Uğur seni bana getirdi? Sencede ben yıldızlara mı dokundum?
Hem yürüyordum hemde gölgeyle konuşuyordum. Sıkıcı hal alınca onu kucağımdan yere bıraktım aklıma gelen şeyle sefonun bıraktığı ip yumağını elime aldım. Gölgeyle aramda uzun bir mesafe koydum o bana meraklı bakışlar atarken ben ip yumağını elimle havaya kaldırıp gölge diye bağırdım. Bağırmamla koşup kollarıma atladı böyle bir kaç kez daha yapmıştım amacım ismini söylediğinde beni bulmasıydı. Arkadan cırtlak bir ses duyunca sıçramama engel olmadım.
- Benimle oynayın. Gölge bey benimle oynasana hem bak o koca popolu çirkin abilerin sana mama almaya gitti
Sefo kucağımdan alıp ona birşeyler fısıldıyordu umarım köpeğin aklını çelmez bu piç
- Hey ne konuşuyorsun fısır fısır
- Ona akıl veriyorum be!
- Sen mümkünse akıl verme sonra sende kalmıyor
- Ha ha! Sen ona kulak gölge. Gerçi sesin cinsin erkek ama olsun ben kendimi sana tanıtayım ben deniz Seyfettin ama kısacası kızlar bana yakışıklı diyor. Buda beni yakışıklı buluyor ama çaktırmıyor anlarım ben. Ama sen çaktırma direk söyle haydi yakışıklısın de zekisin de gözlerin çok güze...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...