Ben düşmanlarımı hep ikiye bölerim başka bir zamanda dost olduklarım, kaç zaman geçsede düşman kalacaklarım. Karşıma çıkan her insan ikinci seçenek oldu şimdi insanlar seçimlerini kendileri yapacaklar. Ya benimle olup düşmanlarımı yenecekler yada kenara çekilip yenilme nasılmış izliyecekler. Oldukça uzun ve geniş yeşilliklerle dolu bahçede çardakta oturuyorduk Bora ve tunahanla. Ben gözlerimi gökyüzüne dikip yıldızları seyrediyordum. Aslında sanki onlarda beni izliyordu huzur buldum ama içimde mutsuzluk vardı tanıdık mutsuzluklar. Bora paketinden sigara çıkarınca elimdeki kahve dolu bardağımı kenara bıraktım.
- Bana da versene
Bir tane sigara yakıp bana uzattı alıp dumanını içime çektim işte şimdi kayıp olan mutluluğum sigara dumanıyla içime işlenmiş gibi
- Sigara içtiğini unutmamış sın
Sorusunu eş geçip sigaramdan son bir nefes alıp kahve bardağımı elime aldım
- Silahım nerde?
Bora ve Tunahan birbirlerine baktıktan sonra Tunahan söze daldı
- Senin silahın evinde üstünde değildi
- Madem sera anıl abinin yanında yarın evime gidecem
- İyileşmeden şu kapıdan çıkamazsın
- Daha yeni uyandınEvime gitmek istiyordum tehlike çanlarını duyabiliyordum. Kan kokusunu alıyordum ve korkuyordum
- Ben burdan gitmek istiyorum babamı bulmalıyım burda neyin içindeyim onu bile bilm...
- Baban neden seni bulmuyor?
- Tunahan sen içeri git kardeşim
Doğru söylüyor bunu ben neden daha önce düşünmemiştim hatırladığım kadarıyla babam bizi hiç aramadı. Tunahana hak vermekten nefret ettim tüm öfkenmle ona baktım
- Ulaşamamıştır biz çok adres değiştirdik İstanbul'a yeni gelmiştik hem benim babam bizi bulur ama ben önce bulmak istiyorum
- Tamam güzelim. Bulacaz sen bı iyileş
- Bekliyemem karakuğular onun peşinde o saklanıyor ona iftira attılar seraya söz verdim oturarak iyileşemem yarın gitmek istiyorum
- Bak söz iyileşince birlikte aray...
- Senin derdin baban falan değil sen benden nefret ettiğini hisediyorsun çünkü beni hatırlamıyorsun yaşaman için herşeyi yaptım ben sen orda iki ay uyudun ben başında iki ay uyumadım evime getirdim seni karakuğulardan kurtarmak için. Ne sandın lan beni katil mi sapık mı senin arkadaşınım ben. Senin gecenim ben madem istiyorsun git hatta şimdi git. Ben zaten kaybeden olduğum şu gördüğün pislik profilin altında ama el insaf lan. Arkadaşız sanmıştım meğer değilmişiz Bora ona gideceği yere kadar eşlik et çok güzel teşekür ettin eyvallah
Tunahan yanımızdan gidince yüzüm dönük bir şekilde gidişini izledim kalbime binlerce hançer saplanmışcasına acıdı. Bora her zamanki gibi yanımda bitti onu neden hatırlamıyorum ve neden korkuyorum. Bora elimi tutup güvenle baktı
- Geçecek o hep öyledir soğuktur yani bak benim evim karşıda ondan gerçekten nefret ediyorsan benimle gel
Onunla gitmelimiydim bilmiyorum. Doğru söylüyor beni yaşattı beni evine aldı karakuğulardan sakladı ona şimdi sırtımı dönemem
- Bora beni odama götür
Bora bana Eminmisin der gibi bakınca onu onaylayan gözlerle baktım. Koluma girdi yavaş adımlarla yürüdük eve doğru vijdanım bana lanet ederken kendimi tunahanı hatırlamaya zorladım ama olmadı. Zihnimin en derinliklerinde ama hatırlamıyorum. Sonunda eve gelmiştik bu gün çok yorgundum uyumak istiyordum. Boranın çorba iç ısrarlarına rağmen geri çevirdim gidene kadar söylense de en son ben kazanmıştım yeni bir karar aldım iyileşene kadar burda kalacaktım umarım ben de patlamaz.
Üstümde siyah kıyafetlerle çıplak ayaklarla yürüyordum oysa en son yatağımda uyuyordum. Peki ayaklarım beni nereye götürüyor birden ayaklarım durunca geldiğim noktaya baktım. Mezarlık! Geri kaçmak istesemde ayaklarım beni oraya sürüklüyor boş bir mezarla karşılaştım koşup burdan kaçmak istedim ama ayaklarım beni boş mezara itiyordu. Boş mezarda uzanırken bağırmak istedim olmadı sonra üstüme toprak attılar. Ben ölmedim yapmayın ben ölmedim baba yapma araff !
Gözümü attığım çığlıkla açtım kapı açılınca ışık yandı Tunahan hemen yanıma geldi- Ne oldu sen kabusmu gördün iyimisin doktoru arım...
-Ben kabus ... Gördüm garipti biraz- Geçti burdayım ben
Tunahan komidinin üstündeki suyu bana uzatınca bir dikişte bitirdim. Korku sardı bedenimi. Hala toprak kokusu burnumda.
-Yanında kalayım istersen? İyi görünmüyorsun
- Yalnız bırakma beni olurmu?
-Olur tabi kıyamet çiçeği
- Ben akşamki konuşma için yani şey.. kusura bakma
- Kusur yok ben özür dilerim seninle böyle konuşmamalıydım
- Ben hatırlamıyorum zorluyorum ama olmadı nasıl bir hayatım vardı bilmiyorum kardeşimle ortada kaldık biz. Korkuyorum ben
- Korkma ben Varım kıyamet çiçeği
- Cehennem tomurcuğu, neden sana öyle diyordum cehennem ne alaka
- Çünkü beni sinirlendirmeyi severdin
- Bora nerde?
- O alt katta odada uyuyordur
- Senide uyandırdım
- Uyumamıştım zaten
Nasıl şüphe etim bu adamdan bilmiyorum sanırım korkunun bana verdiği gazdı ama şimdi geçti hatırlayana kadar kimseyi birdaha suçlamayacam
- Teşekkürler her şey için
- Bana teşekkür etme gülümse
-Ben neden eksik hissediyorum üstümde bir lanet var içimde mutlu olmama gereği bir haykırış
- Seni nasıl bu dertten kurtaracağımı biliyorum hadi kalk
- Nasıl dur bı saat kaç
-Sabah olmak üzere hadi bana tutun
Borayı etrafta görmemiştim Tunahan beni bahçeye yönlendiriyorken hala uyuyor olmasına şaşırdım açıkçası. Tunahan beni evin arkasına bende seher vaktinin keyfini çıkarıyordum. Sonun da büyük bir dürbünün önünde duruyorduk bu dürbün gök yüzündeydi Tunahan elimden tutup bana yardım etti yarım açılan sağ gözümle gök yüzüne baktım yıldızlar ışıl ışıl parlıyor du karanlığa yıldızlar çok yakışıyor, yıldızlar adeta dans ediyor gibiydiler büyülenmiş bir halde onları izliyordum
- Atlas Yıldızı gaz ve tozla olan bir yıldız en sevdiğim yıldızlardan birisi. Ben severim onları izlemeyi gökyüzünün karanlığına onlar çok yakışıyor benim karanlığıma da sen. Benim arkadaşım olurmusun gökyüzü bana dar hatırlamıyorsun beni izin ver hatırlatayım
- Ben kendimide hatırlamıyorum belkide hatırlamamam en iyisi ben sadece kardeşimi istiyorum neden bilmiyorum ama içimde çok kötü bir his var tunahan. Karakuğular annemi aldı diğer ailem güvende ama ben güvendemiyim bilmiyorum kötü şeyler görüyorum zihnim bana oyun oynuyor belki ama kalbim atmıyor gibi mezarı olmayan bir ölü gibi
- Anlıyorum seni sana söz bu hissi içinden alıp atacam bana güven seni iyileştirecez onlar sana yaklaşımıyacak sadece birşey istiyorum
Tunahan benden ne istiyebilirki açıkçası ne isterse yaparım gök yüzüne bakmayı kesip Tunahana baktım oda gözlerini bana dikmişti
- Bir gün herşeyi hatırladığında bu kapıdan çıkıp gideceksin belki yalnız belki bizli işte o zaman gök yüzünü hatırla yıldızsız bir gök yüzü dipsiz bir kuyuya benzer beni o gün kuyuda bırakma kardeşim sana kardeşim diyorum yanış anlamanı istemiyorum ayrıca sana yaşattığım yasatamadığım verdiğim sözleri tutamadığım için özür dilerim şimdi burda benim Atlas yıldızım olurmusun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...