olmamasına razıyım yeterki oluyormuş gibi olmasın yeter. ...
Gözümü açtığımda farklı bi odadaydim Siyahın yoğun olduğu bu odada tek ışık kaynagim sağımda duran masadaki açık lambaydi etrafa baktım ama daha önce buraya hiç gelmemiştim ki ,bedenimi saran merak ve tehlike duygusu yoğunlaşınca yatığim yerden doğruldum. Tanıdık koku o an Burnuma çarptı vanilya kokusu bu kokuyu nerde duysam tanırım. Olamazdı değilmi? Düşündüğüm şey.
Ayaklarimi yataktan sarkitip ayağa kalktım gözlerim kiyafetime kaydı hala dunkiler üzerimde olduğu için şanslı sayilirim değilmi? Dün aklıma gelince yumruklarimi sıktım Taner Artemis senin ecelin olmazsam banada ferzin demesinler. kapıya ulaştigimda içimden birseyler cikmamami söylüyor olsada duyduğum koku yüzünden kendimi kapının dışında buldum. Uzun koridordan geçtim kimseyi bulamayınca tam aşağı inecektimki, sonda yarı açık olan kapıya çarptı gözüm, direk oraya ilerledigimde gördüğüm manzara karşısında nefesim kesilecekti. Çünkü tam karşımda yorgunluktan bitap düşmüş uyurken bile kaşlari çatık olan kişi tam olarak arafti. Kelimenin tam anlamıyla şaşkınlık içindeyim. Kapının dışındayken birden kendimi içerde bulmam da neyin nesiydi. ?
Ellerimi durdurdum çünkü serbest kalsa alnında biriken saçlarına dalacaklardi,ben buraya nasıl geldim en son hatırladığım o piçi cemin haşat ettiğiydi,vücudumu saran sinir dalgaları bianda sarinca ne zaman geldigimi bilmediğim kapıdan çıkmak üzereyken onu duydum.
"Lavantadan bukadar nefret ederken, neden aynı zamandada en sevdiğim oldu.
Benim kokumdu lavanta benim aksime Seram hep portakal kokardi o bundan sikayetciyken ben çok severdim. Elim kapı kolunda öylece durdu ne yapayım ne yapmalıyım bilmiyorum .ensemde sıcak nefesini hisedince gözlerimi kapattım. Ondan bukadar nefret ederken yakınında olmayı neden seviyordum. Kendime olan itirafım sonucu kendime kızıp kapıyı tam acacaktimki elimin üstünde olan eli durdurdu.
"Gitme.
Anlamadim ama bu sefer gerçekten anlamamistim ne demek gitme demek. Elim titreyince gözlerimi kapatıp burnumdan nefes aldım.
"Gitme sadece kal yanımda, gökyüzü bikere de bize gülsün, dünya birkerede bize dönsün. Yüzünü dönsene yüzüm yüzüne gülsün. Ölüm perisi.
Aldığım nefesi burnumdan vermeden ağzımdan verdim. Kalbimdeki gürültünün sebebi bu yakınlık olmamalıydi ,bu his, bu his her neyse beni rahatsız ediyordu. Arafin elini sırtımda hissedince ürperdim artık titreyen sadece ellerim değildi.
"Dün seni bulamayınca, delirdim. Sonra seni o adamla gör....görünce kafayı yedim delirdim lan delirdim.
*delirme çünkü delirince geçmiyor. Kendimden biliyorum.
Kapıyı açıp ordan çıktım bu his bana fazlaydı yabancıydi bana ben kaybettim bu hisi ve birdaha da bulmak istemiyorum. Aşağıya inerken sırtımda Hissetigim ağır baskı yüzünden son anda elimi merdiven demirlerine tuttum düşmekten kurtuldum. Gözlerimi kapatip içimden 10 kadar saydim. Ama geçmedi küçükken geçiyordu Oysaki, yada ben kendimi bu yalana inandiriyordum.
"Gitmesen kalsan bu sefer yanımda dursan ne olur söz birdaha istemem.
En ara dibime kadar geldi anlamadım son basamaklarida inip dış kapıyı aradım deli gibi ama bulamadım gözüm arafa kayinca kaçık herifin bana siritigini görmemle sinirim bir kat daha arttı.
*gitmek istiyorum yanında durmaktan nefret ediyorum senden nefret ediyorum değil aynı evde durmak aynı yerde nefes aldigim için kendimden nefret ediyorum, ya anla artık hiçbişey olmamış gibi davranamazsin izin veremem, sevme beni allah aşkına ya anlayın benide kardeşim öldü lan benim öldürdünuz lan anlayın beni ya beni anlamayan herkesin allah belasını versin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...