Yaşantımız hayattan ibaretti. Yaşa der yaşarız öl der ölürüz otur oturduğun yerde der otururuz. Sen kimsin der kim olduğumuzu sorgularız
Karşımda Enver abi yanında karakuğulardan arafı görünce ağzım açık bi şekilde bakakaldım babamın şokunu atlatamamışken bir de bu. Aldım başıma belayı. Araf ta bana böyle bakınca Enver abi bişeyler anlamış olmalı ki hemen araya girdi- şimasu kızım gel seni arafımla tanıştırayım kendisi oğlum sayılır
- eksik kalsın Enver abi
- kızım iyimisin sen neden böyle tepki verdin ?
- iyiyim ben tanışmaya gerek yok neyse arkadaşlar size servis açar
Arkamı döndüm attığım adımlar sanki geri geri götürüyormuş gibi beni. İyi görünüyordu pezevenk en son bıraktığım da çıldırmış gibiydi.
- ne istediğimizi sormayacakmısın kızım ?
Enver abinin sesiyle irkildim zaten zaten kendimde değildim ama bu sefer kaçmıyacaktım Arkamı döndüm masalarına doğru gittim
- ne zık.. isterdiniz?
Karakuğunun yanında promosyon olan cüce kız bana dik dik baktıktan sonra küçümser gibi tavırlar sergiliyordu. İnşallah bu gün burda katil olmam
- canım nerde menü illa bizmi soyliyelim
- canım derken nerden bu samimiyet
Ben bu kızı gerçekten yolarım ama Enver abinin hatırına susuyo rum
- şimasu sen iyisimi sürekli yediğim yemeklerden getir Araf ta onları çok sever Tülay da beyenir
- hemen geliyor Enver abi
Semaya gidip siparişleri verdim şimdilik kasaya ben bakayım. Çünki karakuğulara asla hizmet etmem asla sema siparişleri götürünce çırtlak kızı ağzını büzerek konuştu.
- aşkım az önce ki kızı çok sevdim o gelip yemekleri sunsun
Ne diyo bu salak kız bilerek yapıyor belli Araf bana doğru dönünce yüzündeki hain sırıtış gerkeçten moralimi bozuyordu. Enver abiyi yok sayarak iki adımda yanlarına vardım
- ne diyosun oğlum sen kimsin ayağına gelecem senin ayağına azrail gelir inşallah
- şimasu kızım sakin ol
- Enver abi sen karışma
- düzgün konuş lan Enver babayla!
Kulaklarım yanış duymadı değilmi. Araf Enver abiye baba diyordu değilmi. İşte bu bardağı taşıran son damla oldu.
- sen hangi hakla Enver abime baba dersin lan ! Enver abi bu pisliğin sana baba demesine nasıl izin verirsin
- ağzını topla çakılbey !
- toplamazsam ne olur karapiç!
İşte bu arafı çıldırtan tek noktaydı bir adımda yanımda belirdi kolumu sıktı Enver abi köşede şaşkınlıkla bizi dinliyor
- piç mi senden ala piç mi var !
Arafa attığım tokatla o mal kız çığlığı bastı müşteriler yavaş yavaş çıkıyordu zaten.
- sakın bi daha bana tokat atmaya kalkma sakın! Bu afiş yakmana benzemez!
- Enver abi yolla bunları
- defol lokantamdan!
- tokat sende yan etki yaptı sanırım karakuğu! Burası Enver abinin lokantası
- Enver baba sana saygısızlık etmek istemem ama kim verdi bu lokantayı sana
- asrın karakuğu
Bir darbeyi daha Enver abiden almıştım beni düşman gördüğü bu hayat yine nerden vuracağını biliyordu
- bana yalan söyledin
- kızım...
- dur orda bana kızım deme babam yerine koydum seni babam gibi sevdim seni. Bayramlarda öpülecek el yoktu geldim elini öptüm ama sende yalanmışsın abi. Neyse canın Sağolsun artık kızın yok
Önlüğümü arafın suratına fırlattım kasada duran telefonumu alarak Enver abinin yüzüne bakmadan çıktım. Motoruma binip son hızla sahile sürdüm. Yine ben yine deniz ve yine içimde hayattan aldığım başka bi darbeyle. Ağlasam acaba bu deniz taşıp ortalık sel olurmu taşmasına sebep olduğum deniz karakuğuları boğarmı şu yeryüzünde halimi soracak hiç mi kimse yok ?
Motoruma binip eve doğru sürdüm. Bi hafta sonra beni karanlık günler bekliyordu. Evin önüne geldiğimde motoru park edip içeri doğru geçtim akşam olmuştu yemeğimi yedim. Kulağımdaki olum seslerini hiçe sayarak kendime söz verdim. Bu hafta hiç evden çıkmayacam diğer hafta da beni çok kötü günler bekliyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Genç KurguGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...