mutluluklar birbirlerine benzerler ama her talihsizliğin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır demiş şairin biri.gözlerim borada aklım almıyor bana bunu nasıl yapmıştı Araf gibi bakıyordu bana NEFRETLE bütün silahlar bana doğru çekilince emniyetleri bır bir açıldı etrafı bir ok gibi saran bu yalnızlık zaman geçtikçe beni daha çok içine alıyordu.sesizligi bozan Kaya'nın sesi oldu,
-silahları indirin çünkü ferzin cakilbey oraya aliyi vurmaya gitmişti görünen oki biri oyun oynamış kanitim var musadenizle.
Kaya yanımdan kalkınca silahları daha kimse indirmişti cebinden çıkardığı belleği yerleştirdi dev ekrana işte ozaman gerçeklik ortaya çıktı silahlar bir bir indirildi=yinede ceza almalıdır 10. Kural gereği Araf ona unutmayacagi bir ders ver tıpkı alinin yüzüne bıraktığın iz gibi !
-seve seve akın abi.
Araf gelip kolumdan tutunca var gücumle onu itim ama milim kimildamadi.bagirirken kayaya dönüp baktım o oturduğu yerden kizginlikla boraya bakmaktan başka bişey yapmiyordu.
-boşuna direnme o iz yüzünde olacak
*ulan Araf karakuğu yeminim olsun sana yüzünde olmasada başka yerine öyle bir iz bırakacam ki
-falan filannAraf beni mekandan çıkarıp zorda olsa arabasına bindirince akla hayale siğmayacak küfürler siraliyordum ona.
*sen nereye götürüyorsun beni?
-o şerefsiz baban gelip seni bulduğunda bana diyecektin.
Ben ağzımi acmayinca Araf son hız arabasını kullandı,hala nereye gittiğimizi bilmiyordum zaten bu adamla olduğum sürece bana her yer cehennemdi.sesimi çıkarmadan beni sürüklediği yolda ilerledik,hiç bilmediğim yollardan geçince sonunda bir deponun önünde durduk.
-in arabadan
*inmiyorum lan!!
-lanli konuşup beni delirtme
Kızıl şafak yeni doğuyor geceye ışık katiyordu.araf kolumdan tuttuğu gibi zorla bindirdiği arabadan simdide zorla indiriyordu.bu adam bir çeşit ruh hastası falanmi???
-borayla olan iş birliğiniz beni sasirtmadi aslında.
Bir yandan beni oturttugu sandalyede kollarımi arkadan birleşerek bağlıyor diğer yandan beni delirtecek konuşmalarını yapıyordu biri bu adamı sustursun.
-o hep yardımseverdi ama onu farklı kılan ne biliyomusun? Kötü bi yardımseverdi aslında.
Araf buna kahkahayla gülerken ben yüzüne tiksintiyle bakıyordum arkasındaki yan masada duran neşter eline alıp bana doğru gelip tam karşımda durdu
-sana narkoz falan vermiyecem çünkü sen ferzin cakilbey yeryüzündeki bütün cezaları hakkediyorsun.
Araf eliyle ceneme baskı uyguladığı zaman yüzümü ona döndürdüm. Gözlerim tam gözlerinin derinine indi yüzüme yakın olduğundan bedenini saran sıcaklık yüreğimi yakıyor kalp atislarimi hizlandiriyordu.
*senin yüzüne tükürmeyecem senin verdiğin acı ki bana zevk verir sandığın acıya boyun eğmeyecem çünkü sen Araf karakuğu yeryüzünde lanet olarak gelmişsin.
Söylediklerim onu etkilemiş olacakki kaldırdığı neşterde yüzüme babamın yüzünde de gördüğüm o ×işaretini çizdi tek bi çığlık attım sonrasında zaten sustum canım acimismiydi HAYIR! !!
-ne o sustun fazla yakmadim canını umarım.
*senin gibi birisi benim canımı asla yakamaz !!
-öyle deme ama minik en sonki konuşmamizda benden vicdan dilenenn sendin...
*birgün sende dileneceksin karakuğu sana andim olsunki senin sonun olup mezarında kazidigin o kardeşimin intikamını alacam sana söz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...