Yaşam artık iyice çığrından çıkmıştı. Acı nefretli hayatımda mucizelerin gelmesini bekliyordum. Çığrından çıkan yaşam mucizeleri atlatıp karşımıza intiharı çıkarıyordu. İnsanlar yaşamaya biz ölmeye çalışıyoruz. Kim bilir belki mucizemiz budur.
Ekim ayı yaz ayı değilimdir? O zaman ben hala neden kışı yaşıyorum. Neden bedenim hala üşüyor güneşe hala ihtiyaç duyuyorum? Araf; vurup arkamı döndüğüm her adımda sanki ayaklarıma çiviler batıyor ayaklarımın adım atmasını engelliyordu. Peki yüreğim! Zaten amacım bu degilmiydi. O zaman içimdeki acı da ne , neden soğumadı ki içim. Neden içimdeki yangın biraz daha alev aldı ilerde motorumu zor seçebildim. Adımlarımı motoruma doğru yönlendirirken yerdeki taşa takılıp yere düştüm üşüyor du bedenim. Atlet giydiğimi yeni anlamıştım hayır pişman degilim...
Omzuma konan ellerin sahibine baktım
- Ferzin iyimisin? Titriyorsun
- Hayır pişman değilim
- Neye pişman değilsin ferzin
- Hayır amacım buydu pişman değilim pişman değilim.
-orda ne oldu ? Yoksa sen ne yaptın lannBora ellerini omzumdan çekip yanımdan uzaklaştı. Belki ölmemiştir. Allah'ım ölmemiş olsun. Bana seni seviyorum dedi demeseydi desede dedi ben vurdum. Lan ben vurdum beni seven tek adamı vurdum. Bora tekrar yanıma geldi. Gözleri kızarmıştı ağır yaralandı belki değilmi? Boranın ağzından çıkan umut dolu kelimeleri bekledim. Nerden bilebilirdim ki cehennem kapıları aralanacağı.
- ölmüş. İçin soğumuştur inşallah ferzin
- Pişman değilim
- git burdan hadi istediğini yaptın ama şimdi gitHaklıydı ben istediğimi yaptım.motoruma binip ordan uzaklaştım. İçimde tek bir duygu kırıntısı yoktu acıdan baska.eski evime gidip anahtarla kapıyı açtım. Seranın odasına koştum. O öldükten beri ilk defa o odaya giriyorum yatağın kenarında oturdum " sera onu aldım kendimden sana verdim. Kendi yüreğimi parçalayıp sana uzattım. Bu sefer korktum. İnanacam diye korktum. Ben seni seviyorum lan kardeşimin katilisin ama bende seviyorum demekten korktum. Kalbimin olduğunu onun kalbi durunca anladım. Sera onu alma pişmanım lan kalbi durduktan sonra kalbime aldığım adamın ölümüne pişmanım ben şimdi ne yapacam sera, yüzümdeki yaraya bir daha asla bakamiyacam ben bu gün katil oldum sera. Canını alan adamın canını aldım! Ben bu gün kendi kalemimi kendim kırdım. Artık bitti.
Belimdeki silahı kafama dayadım. Hiç düşünmeden sıktım. Çünkü düşünseydim korkardım. Silah patlamadı dört tane kurşun koyduğuma okadar eminim ki. Silahı yere bıraktım elimde kan görmemle nefesim bi daha kesildi. Ben hiç arafın kanına dokunmadım ki. silahı belime takıp son hız banyoya koştum. Ellerimi ne kadar yıkasamda kan gitmiyordu. Musluğu kapatıp evden çıktım. Motoru asıl hedefim olan o kişilerin yanına sürdüm benim canım yandiysa herkesin canı yanacak!
Deponun önüne gelip içeri girdim. Bu seferki acı daha ağırdı. Aşağı indim seranın şarkı söylerken ki sesi etrafta yankılanıyordu. Güvenin önceden bıraktığı şırıngayı alıp hücresine girdim. Hala şarkı tekrarlaniyordu. Ama su ve yemek yemediği için rengi soluk görünüyor du. Beni görünce kahkahalar attı. Yanına gittim sertçe uzamış saçlarından tutup kafasını kaldırdım
Ben ne yaptım biliyormusun. Kardeşinin canını aldım beni buna siz zorladınız. Ama ne biliyormusun içim hiç soğumadı belkide senin yüzündendir hıı!
Onun ellerini ayaklarını çözdüm yerdeki o iğrenç şeylere bakmamak için çaba sarf ediyordum. Ben çektikçe can geri kaçıyordu. Elimdeki iğneyi hiç acımadan boynuna sapladım yarı baygındı Kolunun altına girip onu yürüttüm ilerdeki halatı alıp merdivene doğru yürüdük
- Beni burdan çıkarma kızıl saçlı beni öldürmeye gelecek! Ne olur!
- Kes sesini hadi yürü.
Zorda olsa motora binmeyi başardık düşmemesi için onu halatla ve kendimle bağladım. Yarı uykuluydu verdiğin ağır sakinleştirici sayesinde. Böylece bizi görenler arkadaki şerefsizin uyuduğunu zanedecek. Tabi kokusunu almazlarsa...Karakuğuların kapısının önüne geldiğimde ağıt sesleri yankılanıyordu. Ben bunları duyabiliyordum peki içimdeki ağıtları niye kimse duymuyordu . Kapının önünde korumaların olmadığını gördüğümde biraz daha yanaşıp belimdeki halatı çözdüm. Can hemen arkamdan düştü gözleri açıktı ama tepki veremiyordu. Aldığınız canların ahında buğulun motormu geldiğim o yöne doğru tekrar çevirdim. Sıra digerindeydi. İçimdeki nefretle son sürat hızlandım. Artık bunların altında ezilmekten bıktım. Babam olacak o adamda ait olduğu yerde kalacak. İki saatin ardından depoya geldim. İçeri girdim o adamın ellerini kollarını çözdüm oda şarkıya eşlik ediyordu. Arkamı dönüp o hoparlörü kapattım. Ben kapatınca babam bana öfkeyle baktı
- Bana kendi ellerinizle kefen giydirttiniz ben bu yaşımda neler gördüm baba. Senin yüzünden benim masallara olan inancım bitti ben bu gün katil oldum nasıl bi canava dönmüştüm bak bana oysa eskiden ne isterdim sen gibi olmayı şimdilerde sen gibiyim diye ne çok nefret ettim kendimden. Yüzlerimizdeki izlerin sahibini öldürdüm ben.
Arkamı dönüp son şırıngayı elime aldım
Sana benziyorum ya kork benden çünkü ben artık kendimden korkuyorum. Babama iğneyi vurup zayıf bı insan olduğu için onu motora bindirmeden halatla bağladım onu hakedeceği o yere götürmeye. Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi nin önüne geldim. Hava karardığı için etrafta pek kimseler yoktu halatı çözdüm oda yere düştü ona son kez dönüp baktım
- Ve seni öylece öldürdüm bak sonun tımarhane en başta olman gereken yere en sonda geldin. Aldığınız canların ahında buğulun inşallah. Motorumu ters yöne hızla sürdüm. Araf hangi ara bu kadar içime işlendin. Hangi ara bu kadar içten sevmişim seni. Neden bu kadar pişmanım peki neden pişmanlığımı dile dökemiyorum. Neden dar ağacında sallanırken bi tekmede senden geldi lan! Boğazım yırtılırcasına çığlık attım iyi değildim ağliyabilsem rahatladım ağlayamiyorum içimde yangin sönmüyor bile. Ben artık ne yapacaktım ki ellerimdeki kan kalbimdeki ölüyle nereye kadar gelebilecektim ki. Motoru evimin önüne park ettim. Kapıyı yumrukladım hemen açıldı delinin gözleri kızarmıştı. Arkadaşının da gözleri şişmişti. İçeri girdiğimde bir kaya bey ve ulaşı beklemiyordum öğrenmişlerdi belkide kaya masanın emriyle sıkmaya gelmişti. En baştan beri çıkmaz sokaktayım . Benim her sokağımda ölüm varmış çıktığım bu sokaktada kendi ölüm emrimi vermiş oldum. Hiç bu kadar ölümü istemeyi istememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Ficção AdolescenteGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...