ÖLÜLER DİYARI

9 2 1
                                    

Bir sekilde ayakta kalıp acılarımıza katlanıyorduk. derdimizi sadece ölülere anlatabiliyorduk. Bende öyle yapıyordum artık acılarıma katlanıyordum ve acılarımı seviyorum.
Arafın mezar başına haka dikiliyordum. Onu affederek seraya ihanet ettim biliyordum. Tam içimde hisediyordum kardeşimin bana küstüğünü içimden ne kadar konuştum bilmiyorum. Ama gitmek istemiyordum. Telefonumu duymazdan geldim bilmek istemiyordum  o telefondaki kişiyi ben sadece acılarımdan arınmak istiyorum. Normal bi kız olmak istiyorum ben artık hayata küsmek istemiyorum gözlerim arafın musalla taşına kaydı. Böyle olmamalıydı. Olmamalıydık, ölmemeliydik.
   En son bana artık içimden özgürsün dedin keşke bilsem. Keske, keşke içinden özgür olup olmadığımı bilsem. Seni affetim karakuğu ama bu senin beni gerçekten sevmenden değil gözü yaşlı annen için affettim iyi bok yedim. Çektiğim bu acı ne Araf? Vicdan mı? Aşk mı? Annen sana sorunun cevabını vermiş lan benim sorumun cevabını verecek annem yokki!  aldın. Bende seni aldım  ve affettim artık sende özgürsün. Sen tam bı ölü bende yaşayan bi ölü övün eserinle karakuğu...
  Mezarlıktan çıktım bir mezar daha görecek gücüm kalmadı zaten gücüm kalsa yüzüm kalmaz. Affet beni seram yüreğime yenik düştüğüm için. Dünyamın üçüncü defa başıma yıkılışını küçük bir çocuk gibi izliyordum. Çocuksu yüreğim sevgiye açtı katil ellerim tek sevgisini boğdu. Zaman durdu hayat durdu küçük ellerim başka acılarda imza atacaktı. Bilecek yüreğimi ellerime alıp ilerlemesini. Bir daha çalan telefonuma kim olduğuna bakmadan bastım küfürü
  - ne var lan a** k** ne var! Ferzin öldü rahat bırakın!
  Masadan arıyorum normal olmayan kız. Ben Tunahan ulkuç acil masaya gelmeniz gerekiyor.
Yüzüme kapatılan telefonla yumruğumu sıktım bu masanın yeni üyesi benim masada olduğumda şaşıran salak. Son kere arkama bakıp motoruma bindim gözüm elime kaydı her ne kadar sargıyı değiştirmek istesemde ukala herif acil demişti. Deponun önüne geldim motorumu park edip kapıdan girdim. Orayı koruyan adamlar artık beni tanıdıkları için yadırgamıyorlardı karanlık küf kokulu salona geçip odanın önüne geldim. Derin bir nefes alarak sargılı kolumu kazağımın içine geçirdim. Acılarımı karakuğulara göstermem. Nefretimi yüzümde belli ederek içeri girdim herkes vardı. Kendi sandalyeme oturdum her bakışın ilgi odağı ben olmuştum arafın oturduğu sandalyeye bakmiyarak. Suratıma telefonu kapatan ile öfkeli bakışıyordum oda nefretle bakıyordu. Asrın söze girince kafamı ona çevirdim
-   Bu kadar beklediğimiz yeter bildiğiniz gibi oğlum öldürüldü dün sabah kim olduğu bilinmiyor. Umarım Taner artemis denen ittir en son yoğun bakımdaydı hemen çıkmış. Şimdi bu masadaki herkese söylüyorum o it bana canlı gelecek. Ferzin Bora Tunahan akın . Sizin tek göreviniz onu bulmak ve diri getirmek anlaşıldımı
  Bu adam kendini ne sanıyordu oğlu ölmüş bu hala gelmiş ne derdinde. Tunahanlar tamam diyince kafalar bana döndü onaylanmamı bekliyor gibiler.ve ben hala bişey dememişken  asrın görevi kabul edip ayağı kalktı.
 -  Onayladığımı hatırlamıyorum!
Bütün kafalar bendeydi benim ise önümde
- Ben buraya kurban olmak için gelmedim
 -  Bana bak çakılbeyin kızı! Yapacaksın zaten hepsi senin yüzünden o görevi başaramadın oğlumda sana yardım etmek zorunda kaldı. Aslında sende suçlusun
- Asrın neler söylüyorsun !
Kaya araya girdi birşeyler konuşuyorlar ama ben duymuyorum. Sakince ayağıya kalkıp iki elimide masaya yumruk şeklinde bıraktım. Artık ağzıma geleni düşünmeden savurdum.
- siz benim kardeşimi öldürdünüz ve ben saçma bi şekilde bu koduğum masaya üye oldum her önüne gelen görevi bana vermen hiç hoş değil asrın karakuğu! Sana iade ettiğim canları geri almasını iyi bilirim ama acın taze bişey demiyorum ölümün acısını iyi biliriz yani demem o ki senin oğlun hakettiği yerde!
  Son söylediğime ben bile inanmamışken asrın bana saldırmaya çalıştı. Tabi araya girenler olmasaydı saldıracaktı.
- Lan sen beni tehtit mi ediyorsun oruspu!  Asıl senin o ka...
  - Sakın karakuğu sakın kardeşime laf söyleme
- Ulan sizin nerden geldiğiniz belli defol! Seni kovuyorum! Bidaha olduğum masada olamiyacaksın lan karakuğular senin felaketin olacak lan! Ben araştıracam oğlumun ölümünde senin parmağın varsa görecem seni! 
  Sakince doğruldum kaya ve tanımadığım iki adam asrını zapt ediyordu. Yüzüme nefret gülümsemesi takıp asrına doğru yürüdüm üç adımdan sonra durdum. Onlarda susmuş her hareketimi süzüyordu
 -  O kadar zavallısın ki oğlunun adına seviniyorum senden kurtuldu diye darısı diğer oğullarının başına.
  - Ulan bizim geldiğimiz yer belli ya senin. Her felaketin bi ilacı vardır. Ben kendi felaketimin ilacını biliyorum fakat sen... Hüzün bir sana doğru gidiyorsun felaketin yakındır seninde.
  Asrının küfürleri ne aldırmadan çıktım ordan madem son gelişim bende içimi döktüm ama öğrenecek elbet öğrenecek benim öldürdüğümü. Dışarı çıkıp motoruma yöneldiğim sırada arkamdan bi ses geldi bu ses..
- Hey sen normal olmayan kız!
Hızla arkamı döndüm bu herif benden ne istiyordu
- bana bak! Numaramı nerden buldun bilmiyorum ama yüzüme kapatacak cesaretim varmış. Neden peşimden geliyorsun ki arafı öldürüp öldüremediğimi mi öğrenmek istiyorsun sor hatta sorma ben cevap vereyim ben vurdum iki kurşunla mezarlıkta oldumu. Hatta bu yeryüzündeki bütün ölümler benim. Şimdi artık beni rahat bırakın!
  Motoruma binip sahile doğru sürdüm madem acılarımdan arınmak istiyordum o halde deniz iyi gelecekti. Kısa sürenin ardından sahildeydim. Motorumu park edip paketimden bir sigara çıkarıp yaktım. Delinin merak edip önceden kaydettiğim numarasını arayıp
  - alo ferzin! Sergen dur yeter lan!
- bişeye ihtiyacın varmı diye aradım
- Hayır yok sen iyimisin
- Ben birazdan gelecem şimdi kapatıyorum.
Telefonu cebime koyup sargılı elime baktım sargım toprak ve kan lekesi içindeydi. Bir insanın hayatı daha ne kadar mahvolabilir derken kendimi en kötüsünü yaşarken buluyorum. Bu nasıl kader hiçmi umudum yok. Yaşamak için yaşıyorum resmen içimdeki mezarlardan yoruldum. Omuzlarım kaldıramıyorum tesellim yok sahte bi yaşam benimkisi şimasu demir olsaydım keşke. Ferzin çakılbey olmaktansa.
- Seninde eline toprak bulaşmış.
Sesin geldiği tarafa başımı döndürdüm bu Cem di hemde arafın kardeşi. Bi rahat bırakın lan
- kardeşimi benden aldıkları gün toprak elimdeydi zaten 
- benimde abimi aldılar
Nefesimin kesildiği o anı yaşıyorum cem elinde tuttuğu siyah poşetten  gazeteli bı içecek çıkarıp susuz kalmışçasına içti. Sanki sarhoş olmak istiyor tüm bu yaşananlardan beyninden silmek istiyor gibiydi onun etkisi alkol
  - Abim senin kardeşin aldı ama onun yüreğini ben bilirim
  - Can ve asrın mı? Biri abin biri baban
  Olmaz olsalardı. Abimin benim hayatımızı siktiler. Can delirmiş artık ne olmuşsa haketmiş. Asrın denilen adam yani babam. Acı çekmiyor abim ölmemiş gibi sanki zaten olmamış gibi
- nasıl yani
Cem sorumu yanıtsız bıraktı. Önüne dönüp denizi tekrar tekrar kokladı içine çekti.
- Ben abime doymadım ki
- bende kardeşime doymadım ki
- Hayallerimiz vardı
- Yaşanacaklarımız vardı
- Onu aldılar. Yeni gelmiştim. Bilseydim son gecedir kokusunu içime çekerdim benim kimsem yok gibiydi sadece sedef annem ve abim. Babam beni karanlık işlere sokmak istediğinde abim sert bı dille reddetti beni yurt dışına gönderdi. Bilseydim ben gitmezdim gitmezdim git... Cem ağzından homurtular alıp verince bir eli boğazına diğer eli cebine çıkardı fısfısı boğazına sıkıp derin derin nefes aldı ilacı bırakıp bağırdı birden
- s*** şimdi ha!
Sanırım astım hastasıydı anladığım kadarıyla. Önüme döndüm tekrar poşetten içtiğinin aynısı çıkarıp bana uzattı
Ben karakuğu değilim sende çakıl bey benim abimi aldılar babamı aldılar abimdi bana babalık yapan seninde kardeşin.  ikimizde eksiğiz seni bilmem ama beni tamamlamak senin elinde - benim kimsem olurmusun ?
Neden benden bunu istiyordu. Sonuçta ben onlar için düşman kızıyım. Bir anda bana bu teklif garip geldi ben hala yüzüne aval aval bakarken elindeki bana uzattığı şişe yi indirdi.
Kolay kolay kimse bana güvenmez sen şimdi diyorsun dur neden ben diye şöyle söyliyim, benim çok arkadaşım olmadığı gibi klişe laflara girmiyecem çok var ama arkadaş değiller. Abimdi ben yalnızım lan hemde çok insanlar bana hastalıklı bakıyor bi senin bakışın farklıydı abim gibiydi. Saçmaladım ben her neyse sen ben konuşmadım varsay...
Cem şişeleri poşete koyup ayağıya kalktı lan ben bu çocuğu deli dolu zannederken hoş delini de öyle zannetmiştim. Cem uzaklaşmadan ayağıya kalktım duyacağı bir şekilde bağırdım
  - Haklısın! Ben aslında çakıl bey değilim sende karakuğu. Ama ben senin kimsen olursan asıl ozaman kimsesiz kalırsın bendeki karanlık senide ele geçirirse cem tek kimsen toprak olur.
Cem bana doğru yaklaşırsa bu sefer kısık sesle konuştum.
- Sonun diğerleri gibi olur. Ben kim olduğumu bilmiyorum ki senin kimsen olayım üzerimdeki lanet sanada bulaşır yapma.
  - Bende sana beni mutlu et demiyorum ki ben zaten batacağım en kör karanlığa battım bile. Zaten ben ışık olarak gelmedim ki yinede beni dinledin saol.
Cem uzaklaşınca içim acıdı sonuçta kimse kim olduğunu bilerek gelmiyorki hayata tıpkı bizim soyadlarımız gibi belki acıdım belki sadece istedim. Belki arafı öldürmemden dolayı vijdanmı  etim bilmiyorum ama omuzları düşük bir şekilde  uzaklaşan ceme doğru hızlandım. Eminim Araf bunu isterdi cem yaklaşınca cem durdu.
  - Umarım şikayet etmezsin
  O poşetleri bana bana verirsen seni karanlığıma kabul edebilirim
Cem ferzine elindeki poşetleri uzattı iki insan  acılarını değil karanlıklarını paylaşıyordu. Yavaş yavaş acılarından arınıyorlardı belki, biri abisinin acısını diğeri kardeşinin acısını azaltarak birbirine tutunacaklar. Önündeki hayatları bilemem iki karanlığın tehlike çanlarını duymadan.
- Ferzin teşekkür ederim
Bir şey yapmadım ama dostum evimde iki misafir var umarım sıkıntı yaşamazsınız
- Öff! Hiç sevmem. Bu arada motorunu çalabilir..m bide kıyafetlerim. Nee bakma bana öyle temelli değil  ama kapıyı neden çalmıyon ?
- Ona değil. Yine acılarını saklıyorsun
  - söz verdim sana. Saklamayacam ama sadece senden evinde misafir varken bekleme benden. Yaşımı içimde tutarım
Onu anlayıp kapıyı çaldım tabi ilk açan delin oldu. Önce beni sonra cemi süzdü. Kapıdan çekildiğinde cem ile içeri girdik. Ayakkabılarımı çıkarıp ev terliği giydim cemede terlik çıkarınca önüne fırlattım. Nee önüne bırakmamı bekliyor değildi
-  Geçebilirsin cem. Delin senden birşey istiyecem yaparmısın.
Onaylayan bakışlar aldığımda
- Delin sen ve sergen alış verişe çıkarmısınız benim halim yok siz haletseniz. Kartım çekmecede şifre 6351.
- Ohh! Önce bizi kovacan sandım alış veriş diyince rahatladım. Ama sonra yine korktum kart demiyene kad..
- Kes sesini Sergen benim param var karta hiç gerek yok
-  Saçmalama kurallarım var anlaşmıştık ben şimdi üstümü değiştirecem sonra konuşuruz siz tanışırsınız.
Ben yukarı çıkarken dış kapı sesi geldi odama girdiğimde dolaba yöneldim üstümdekilerden kurtulup rahat birşeyler giydim. Banyoya geçip elimdeki sargıyı açıp yenisini sardım temiz kıyafetlerimi banyoda görünce elimdeki kanlı sargıyı atıp elbiselerimi dolaba koydum. Sıcak pofidiklerimi almak için eğildiğim sırada yine gözüm o poşete takıldı. Onu dolaptan çıkartıp yere diz çöktüm
- Üzgünüm Araf çok üzgünüm evet amacım seni öldürmekti diri diri gömekti sonra vazgeçtim sonra yine nefret tohumları doğdu içime
Yorgun kafamdaki ses öyle dedi ve yaptım pişman oluyorum bazen bazende olmuyorum. Çok saçma şimdi cemede söyliyemem onun nefreti benimkinden büyük. Bak yine beni ikilemde bıraktın karakuğu ama bak ben emanetine iyi bakacağım onun kimsesi olacam kendi ölüler diyarına getirmek istemesemde mecburum. Hayat ne garip karakuğu şu pijama takımını yüzüne fırlatmak istemiştim sana fırlattığım tek şey kurşun oldu sana senin imparator gibi yıkılacağını demiştim bak yıkıldın yıktım ama böyle olmamalıydı. Poşeti dolaba koydum ayağıma sıcak pofidiklerimi geçirdim. Hava hala bana soğuktu bedenim ısrarla zemheri ayından çıkmıyordu bunlara inat ayağımı yere sağlam bastım. Aşağıya indiğimde cem koltukta oturmuş hala içiyordu bu çocuk bu kadar içip nasıl ayık kalıyordu. İnip hızla şişeyi aldım
- Nasıl bu kadar içip ayakta kalıyorsun hala nasıl ayıksın
- Ben içmesem düşerim ayık kalmak için içerim
- Üzgünüm birader bu evde genç bir kız var bu kadar içemezsin
-   Anlamıyorsun benim abimi aldılar kim aldı neden aldı bilmiyorum keşke bilsem keşke içimi böyle soğutabilsem
- Soğumuyor gerçekten soğumuyor kendini öldürsende  soğumuyor ben denedim olmadı aksine seni en iyi ben anlarım. Ben sana içme demiyorum ama hiç olmasa şimdi içme sonra beraber içeriz
-  Beni sevmediler
- Bu ev ölüler diyarı ikimizin de farklı hayatları var sen gibi ....

KARANLIKTAN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin