Hayat bizim için tehlike çanlarını çalıyordu. Biz ısrarla duymuyor kulaklarımızı kapatıyorduk. Hayat işte kulağımızı kapatığımız anda kafamızın içinde bağırıyordu tehlikeler ve kafamızdaki sesler kulağımızı kapatan ellerimizi kesmemizi söylüyordu. Bu yolda ya hayata yenik düşüp elimizi kesecez yada tehlikeyi kabul edip çanlara eşlik edecez
İnsan oğlu çocukluktan sıkılıp büyümek ister sonra büyüdüğünde çocukluğunu ozler. Karşımda içmekten koltuğa sızan sonra uyuklayan ceme baktım. İçimde çok büyük bir azap vardı acaba onlar kardeşimi öldürürken bu kadar azap çektilermi? Alışmalıyım azap çekmeye. Koltuktan kalkıp odaya girdim boş olan ince bir yorganı cem için getirip üstünü örttüm. Saate baktığımda akşam üstü olduğunu gördüm. Cemin eşyası olmadığı için bu gün onun için eşortman takımı almam lazımdı. Koltukta delin ve sergenin gelmesini beklerken telefonum çalındı cem uyanmasın diye hemen telefonumu kaptım. Numara olduğunu gördüğümde her ne kadar cevap vermek istemesemde merakım beni ele geçirdiği için açtım.
- Kimsin ? Aloo! Ceset numarası yapacaksan hiç gerek yok. Aloo! Yüzüme kapatılınca meraklandım. Çalan kapı merakımı tehlikeye dönüştürdü. Yaklaşıp kapı deliğinden bakınca delini görmem rahatlattı beni.
- hoşgeldiniz çocuklar
- hoş bulduk ya senin misafirin var istersen ben kuzenimin evine Geçebilirim
- bana emanetsin ve bu evde senin sayılır delin. Misafirden rahatsız olduysa...
- Hayır ben onun için demedim
- o zaman sorun yok. Cem şimdi uyuyor ben onun için pijama takımı falan alayım. Ayıp olmasın.
- Eminmisin çok solgun görünüyorsun
- iyiyim ben
Bu sefer motorla gelmek istemedim yanıma telefon silah almak istemedim sadece sigaram ve ben. Hiç bilmediğim sokaklara girip kaybolmak istedim. Kimse bulamasın istedim. Kendimden kaçıp kendimi bulmamak isterdim. Kendimi hiç tanımadım o aynadaki yüze hep yabancıyım. Arafa yabancı olduğum gibi. Birisine yabancı olmanın en kötü yanı yanında otoruyor sana yakın ama ona asla ulaşamıyacağını bilmektir. Hangi ara geldiğimi bilmediğim mağaza da buldum kendimi. Cemin bedenini bilmediğimden göz kararı bi eşortman takımı alıp kartımla ödedim. Dışarı çıkıp paketimden sigara aldım. Kendimi yaktığım gibi sigaramıda yaktım. O bitince yere atıp ayaklarımın altında ezdim. Ben bitince hayat beni ayaklarının altına alıp eziyordu. Belkide hakettigim içindir kardeşimi öldüren adamı öldürdüm. Sonra affettim. Onu affetiğim için sanki serayı ben öldürmüşüm gibime geliyor. Allah'ım yardım et bana. Neresinden tutunmaya çalıştıysam hayatın üstüme yıkıldı. Enkaz olmaktan yoruldum
- Hey sen!
Kulağıma gelen o sesi yok saydım çarşıdaydık sonuçta herkese seslenebilirler yani. Silahımda yoktu yanımda. Evet yine bela ve ben mıknatıs gibi çekiyorum anasını satayım yaa. Adımlarımı hızlandırdım, uğraşamam.
- Hadi ama korktunmu? Asrına saldırdığında baya bir yürekli görünüyordun.
Asrının adını duymamla adımlarım yere çakıldı. Bu o ukala piç beni nerden buluyor anlamadım. Lan takip etse bu kadar bulamaz arkama dönmeden konuştum
- Kim tasmanı bıraktıda bana havlıyorsun.
- Bana baksana hayvanlarla ilgili ne çok cümle kuruyorsun veterinelmisin? Yoksa hayvan sevdiğini düşünecem
- Evet neren acıyordu?
Bu adamla tartışmak canla tartışmaktan daha beterdi. Kendini ne zanediyordu
- Her acıyan yerime bakarsın
- Yok büyük başlılara özel
- Özelim yani.
Hee. O kendine özelmi dedi yüzüme sahte gülüş ekleyip arkamı döndüm oda durdu
- Beni neden takip ediyorsun
- takipmi hiç sevmem
- ben de sevmem. Ama sana bir sır vereyim mi cehenem tohumu. İyi izle tekrarım yoktur. Haa! O asrın Karaköpeğe deki ateş olsa cümrüm kadar yer yakar gelsin ben burdayım.Yürümeye başladım bu adamla durup birde muhabbet edecek değildim
Küçüklerin büyüklük taslaması kadar tehlikeli birşey yoktur kıyamet çiçeği.
Bu lanet herifi benim başıma gönderen asrının ben taa yedi ceddini s***
Ne biliyormusun. Karşındakini küçük görmek daha zavallıcadır tehlike olduğumla ilgili söylentiler vardır doğrudur. Şimdi sen benim karşıma bidaha çıkmıyorsun tamam.
Hızla ordan uzaklaştım elimi kapıya yumrukluya yumruklaya vurdum. Bu sefer gerçekten içimde volkanlar patlıyor du. Kapıyı açan cem oldu yeni uyandığı belliydi
- ferzin nerden geliyorsun ve bu ne halin?
İçeri girip ceme o çocuğun kim olduğunu sordum.
- Masaya yeni oturan o piç kim?
- Tunahan ulkuç mu? Ne alaka sana bişey mi dedi?
İçeri girip koltuğa uzandım başım fena halde dönüyor du. Cemin sorunu eş geçerek
- Delinler nerede?
- Hao kız mı? Anormal olan. İnanabiliyormusun ben sesiz olun dedikçe gürültü yaptılar en son burda makineyi açmış ondan deli olan arkadaşıyla makarina dansı yapıyordu
Ben sadece temizlik yapıyordum
Nerden çıktığını anlamadığım deline şokla bakıyordum. Sergenin kafasına bağladığı temizlik bezimi lan!. Gerçekten şanslıyım hayat benden bir kişi aldı üç kişi verdi, her ne kadar seramın yerini tutamasada. Elimde hala duran poşedi ceme uzattım. Cem almak istemesede zorladım alması için o yukarıda duş alırken bende mutfağa gitmek için ayağıya kalktım. Delin sofra kurmuştu bile Sergen ise sofrayı kuruyordu. Aslında kafamı kaldırsam görürdüm ama kafamı kaldıracak gücüm bile yoktu. Delin konusunda şanslıyım. Sergene baktığımda o üzgün delinde sinirli görünüyor du. Sandalye çekip oturdum beni görmüyolardı bile.
-seni bırakmak hiç iyi fikir değil ayışığı.
-Aklın bende olmasın hem araşırız
- Yalnız uyuyamazsın
- Normaldede uyumuyorum Sergen
- Acaba sendemi gelsen?
- Daha neler
- Kim nereye gidiyor
- Benim yarın gitmem lazım. Okul için aldığım izin bitti!
- Sen okulamı gidiyorsun
- Evet ve delin ısrarla gelmiyor
- Kuzenim beni buraya bıraktı
Bak ne diyecem sen istediğin zaman buraya gelebilirsin
- Kralsın
-Menemen yaptım nasıl sevdiğinizi bilmiyorum. Bende kendi bildiğim gibi yaptım
- Eminim güzel olmuştur
Delin ve Sergen de yerini aldı. Son olarak cem geldi. Oda yerini aldı. Sadece delin alınmasın diye iki lokma tek yiyebildim. Gerisi sesizlik cem aldığım eşortmanları giymiş ve oldukça dalgın görünüyordu. Abisini öldürdüm ben ve diyemiyorum.ve ben ilk defa birisinin tepkisinden korkuyorum. Bu ölüm sessizliğini bana borçluyuz kimse yemeğinden yemedi bile dokunsam hepsi ağlıyacaktı. Sergen kafasını kaldırıp hepimize göz gezdirdi.
- Sizi tanımazsam gidişime üzüldüğünüzü sanacam.
- Utanmasam göbek atacam ne diyorsun
- sen hiç konuşma ayışığı. Benimle gelmiyorsun.
- Bu konuyu konuştuk seninle heryere kuyruğunmuş gibi gelemem, gelemezsin
Delinin son kelimesiyle Sergen gözlerini sonuna kadar açıldı. Delin ne dediğini anladığında ise çok geçti. Sergen hızla yukarıya çıktı. Ceme baktığımda oda deline inanmıyormuşçasına bakıyordu. Gözüm tekrar deline kaydı. Elinde tuttuğu kaşığı öyle bir sıkıyorduki. Sanki kırmak istiyordu kırıp parçalamak daha fazla dayanmadan ayağı kalktı.
- Allah kahretsin!
Delin son cümlesiyle ceketini ayakkabısını giydi onu hazırlanırken bulunca ayağıya kalktım. Oda anlamış olacak ki
- Sadece kapıya çıkacağım
Onu rahat bırakmanın daha iyi olacağını düşündüm. Hazır ayağıya kalkmışken bulaşıkları kaldırıp makinaya dizdim. Cem hala oturuyor. Yine uzaklara dalıyordu. O burda değilde fırtınalı bir günde kayıkla denize kadar açılmış gibiydi. Son kalan yemeğide dolaba koyup bize kahve yapıp cemin önüne bıraktım
- Şuan kendini yalnız bildiğin kadar kalabalıktasın. Yanındayım Araf senin bu halde olmanı istemezdi. Onu üzme hadi kalk !
Ona elimi uzattım bir süre elime baktı
Arafta bana elini uzatmıştı ben tutmadım ama cem tuttu. Ayağıya kalkıp kapıyı açtım delin ağlıyordu. Sesli olmasada burnunu çektiğinde anlamıştım. Kolundan tutup onu içeriye getirdim. Ceme baktığımda oda koltukta oturuyordu deline baktığını gördüm.
-Sakin ol. Sergen sana kırılmaz
-onu kırdım ferzin. Bana belli etmez ama kırıldı
- Benim yüzümden
Başımı omzuma koydu ağlaması sakinleşince kafasını kaldırdı.
- Ben sergene bakıp geleyim.
Ayağıya kalkıp sergenin olduğu odaya bakındım ama bulamadım. En son odaya baktığımda kapısı kilitli odaya vurdum ama açmadım. Nasıl olsa biraz gelirim diye aşağı indip delinin yanına oturdum. İkiside beni fark etmeleriyle farklı yerlere baktı paketimden sigara çıkarıp içtim.
- Daha iyimisin
- evet. Sergen neden inmedi
- Yalnız kalmaya ihtiyacı var sonra iner
- Kuzenim aradı 2 güne döneceklermiş. Seni aramış ama ulaşamamış.
- Telefonum odamda. Ben sonra ararım
Etrafa tekrar sesizlik hakim oldu. Bu sefer buna izin vermeyip konuştum.
- Sen nasılsın cem
- Senden halliceyim.
- Yaşanılanlar senin yüzünden değil kendini suçlama
- Ben abimi kurtaramadım buda yetmezmiş gibi onun ölümünün kimin elinden olduğunu bilmiyorum bu sefer bütün yollar kapandı
- Araf seni böyle görmek istemezdi
- ne o arafın kardeşimi!
Kulağıma bağıran deline lanet ettim. kulağım yırtıldı resmen. Cem onun tepkisine sinirlice bakarken olayı yumuşatmak bana düştü
- Daha önce arafı yanımda görmüştü
- Ölenle ölünmüyor diye birşey yok. Ölenle birlikte sende o mezarlığa gömülüyorsun
- Bir gün abimi unutmaktan korkuyorum
- İstesende unutamazsın
- Hiç var olmamış gibi yaşarsın anca yaşamak için yaşarsın
- Senindemi elin toprağa bulaştı
- Hayır benimki toprak değil kan oldu.
Cem ile birlikte deline baktık ancak sustu. Bişey demedi
- Sevdiğini mi toprağa verdin?
- Hayır sevmeyenim!
Cem susma hakkını kullandı yine yasına döndü.
-Kendine bunu yaparak yas tutamazsın kendini bu acıya alıştırarak. Ben denedim olmadı. Bak ferzine olmuş mu?kendini suçluyacağına onun için birşeyler yap. Kendine işkence etme mesela?
- Abime bunu yapanı bulduğumda benim işkencem sona erecek o zaman bitecek.
Kafamı eydim söylemek istedim ama yine birşeyler engelledi. Boğazımdaki düğüm konuşturmadı. Deline baktığımda gözüme dolu dolu bakıyordu. Yumruğumu sıktım. Cemin telefonunun sesi bozdu ortamdaki sessizliği. Sonra kapıyı ısrarla çalan bir çift el...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAN GELEN
Teen FictionGeçmişin kirli elleri peşlerini bırakmamışken o hala karanlıkta koşuyor o adamdan kaçmaya çalışıyordu bir yandan dua ediyor diğer yandan elindeki telefonla kardeşini arıyordu adamın sesi duyuldu uzaktan... --kaçamazsin benden ne kadar...