Bu bölüm bir nevi #gülbar aşkının tohumu diyebiliriz sanırım. Birazcık miniminnacık da #ferzat'ın olabilir. Neyse iyi okumalar.Baran Alp SANCAR
"Yengeyi eve mi bıraktın tertip?"
İçeri girer girmez Galip hemen darlamaya başlamıştı bile. Zaten çay ocağındaki sözleri sinirimi bozmuştu şimdi de tuz ile biberini ekliyordu herhalde. Karşısındaki sandalyeyi çekip bir hışımla oturdum.
"Sanane tertip!! Sen onu bunu boşver de, sen niye abi lafını ortaya atıp suyu bulandırıyorsun? Ya bana da abi deseydi kız ha o zaman ne edecektin lan gavat!!"
Galip odayı kaplayan gür sesimden etkilenmemiş gibi koca bir kahkaha atınca sinirim bir kat daha arttı. Ellerini kaldırıp dur der gibi salladı.
"Hangi suymuş o? Aşk suyu mu? Hani nerede ben göremiyorum öyle bir su? Abicim sen net misin ki ben bulandıracağım ha? Bak bunu söylemek belki bana düşmez ama Gülfeyza'yı kendi kardeşim gibi sevdim şu kısa zamanda ve eğer onu üzersen sonuçları pek de iyi olmaz haberin olsun."
Neyden bahsediyordu bu?
"Ne alakası var oğlum? Neyden bahsediyorsun sen?"
Galip az evvelki haline zıt bir şekilde ciddileşince dikkat kesildim. Eğer Engin ciddileşiyorsa önemli şeyler söyleyecektir demektir.
"Neyden mi bahsediyorum? Oğlum sen kör müsün? Gülfeyza'nın sana nasıl baktığını görmedin mi? Abi mevzuuna bu kadar takıldığına göre sende de var bir şeyler belli ki. Diyorum ki o suyu bu gün Gülfeyza abi demeyerek bulandırmadı. Sen de bulandırmamaya bak diyorum. Eğer diyorum benim zannettiğim gibi bir şeyler yoksa daha fazla bu oyunu uzatma diyorum. Uzatma ki ne Gülfeyza daha fazla kendini kaptırsın ne de bu su daha fazla bulansın diyorum. Anladın mı tertip?"
Galip'in sözleriyle beynime balyoz yemiş gibi hissettim. Gülfeyza bana nasıl bakıyordu ki? Ayrıca ben gerçekten de neden takılmıştım bu abi mevzusuna? Abi dese ne olurdu ki? Ne mi olurdu, olmazdı tabi ben onun nişanlısıyım bir kere!! İnsan nişanlısına abi der mıydı?! Ne münasebet abi falan!
Düşüncelerimin farkına varmamla afalladım. Ne diyorum ya ben? Aman!
Tam Engin'e cevap verecekken kapı açılıp içeri Nevzat girince susmak zorunda kaldım. Yoksa çok iyi bir cevap verecektim. Evet evet, baya iyi.
Nevzat kederli bir şekilde yanımdaki sandalyeye bıraktı kendini.
"Feride beni istemedi. Hatta bana git dedi."
Şaşkınlıkla baktım Nevzat'a. Açıkçası bu kadar yıkılmasını beklemiyordum.
"İstediğin de bu değil miydi devrem. Rahat bir nefes alırsın artık."
Nevzat yerdeki kafasını kaldırıp Engin'e pişmanlık içeren gözlerle baktı.
"Öyle değilmiş işte. İstediğim bu değilmiş. Kız bana git dediğinden beri değil rahat nefes almak, aldığım nefes batar oldu. Ben ilk defa ona ettiğim sözlere pişman oldum. Ben ne bileyim sözlerin bu kadar ağır olabileceğini."
Vay be! Feride'ye bak sen. Nevzat'ı insansı duygularla tanıştırdı resmen.
"Siz varya salaksınız oğlum. Hem de süzme salak. Elinizdekilerin değerini anca kaybedince anlıyorsunuz! Bak şimdi pişmanlığın tadına. Dua et de Feride'nin inadı çabuk bitsin. Yoksa çok daha başka ve acı duyguları tatmaya hazır ol. Ya da olun!"
Galip'in iğneleyici laflarına daha fazla tahammül edemeyip hızla yerimden kalktım ve çıkışa doğru ilerledim.
"Sohbetinize doyum olmuyor beyler ama benim uykum geldi. Hadi hayırlı geceler!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Safderun
Любовные романыPaçasını kurtarmak için ortaya attığı yalanın onu bu kadar farklı noktalara sürükleyebileceğini hiç düşünmemişti öğretmen hanım. Çünkü atladığı ufak bir nokta vardı; kader. Doğu'da görev yapmak için yanıp tutuşan ve gönüllü olarak bunu yapmayı başa...