Bu bölüm, bu bölümü uzun süredir bekleyen tüm okuyuculara gelsin. Ama en çok da merak edip yorum atan seroo456 ya gelsin. İyi okumalar. #EvdeKalTükiye
"Ne demek ya! Ne demek Gülfeyza'dan şikayetçi olabilir? O köpek nasıl oluyor da böyle bir hakka sahip olabiliyor? Gülfeyza'nın yaptığı şey sadece nefsi müdafaa!"
Genç adam hastane koridorunda bir yukarı bir aşağı mekik dokuyordu. Gülfeyza bayıldıktan sonra Baran arabayı alıp hastaneye gitmiş arkadaşlarına da bir ekip göndermişti. Hastaneye ulaşır ulaşmaz Gülfeyza muayeneye alınmış ve tetkiklerden sonra hafif darp izleri dışında fiziksel çok büyük bir hasar olmadığı anlaşılmıştı. Tabi işin psikolojik tarafını öğrenebilmeleri için Gülfeyza'nın uyanmasını beklemeleri gerekiyordu.
Baran kanlı makasın hastane polisi tarafından sorun oluşturabileceğini bildiğinden arabadan inmeden önce almıştı makası sevdiğinin elinden.
Gülfeyza müşahede için bir odaya alınırken Galip ve Kadir de o şerefsiz herifle birlikte gelmişlerdi. Adamın durumu ağırdı ve şuan ameliyattaydı. Ve Galip'in söylediklerine göre bu adamın şuan için ölmemesi gerekiyordu. Hatta yaşasa bile Gülfeyza için tehdit arz ediyordu. Çünkü adamın şikayetçi olma gibi bir lüksü vardı.
O adam yüzünden sevdiğim kadının geldiği hali görmüşken bu durumu hazmedemiyordum.
Galip önüme geçip beni durdurdu ve sakin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Daha hiçbir şey belli değil Baran'ım. O odada neler olduğunu sadece o adam ve Gülfeyza biliyor. Şuan önceliğimiz Gülfeyza'nın ifadesi. Nefsi müdafaa sayılması için bir takım şartlar var. Bunların olup olmadığını Gülfeyza'dan öğreneceğiz. Şimdi lütfen sakin ol. Gülfeyza'nın, uyandığında senin sakin haline ihtiyacı olacak. Şimdi, söyle bakalım darp raporu aldın mı?"
Galip'in söyledikleriyle bir nebze sakinlerken darp raporunu almadığım aklıma gelince bir posta da kendime kızdım. Bu kargaşadan aklıma gelmemişti. Sessizliğimden cevabımın olumsuz olduğunu anlayan dostum omzuma destek olurcasına vurdu.
"Tamam. Bak şimdi ben gidip darp raporu alayım. Kadir o şerefsizi beklesin sen de sakince Gülfeyza'nın uyanmasını bekle. Bir de kız uyanırsa hemen sıkboğaz etme. Odanın halinden kolay şeyler atlatmadığı belli oluyor. Hadi bakalım kardeşim. Sakin."
Galip ve Kadir uzaklaşırken gözlerimin önüne telefon ekranından gördüğüm oda geldi. Yerde Gülfeyza'nın kıyamadığı saçları, yatağın üstünde dağılmış ve kanlı nevresimler. Ahhh!! Aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyordum.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışarak Gülfeyza'nın odasına yöneldim. Tam içeri girecekken çalan telefonumla duraksamak zorunda kaldım.
"Anne'mm arıyor..."
Annemin Gülfeyza'nın başına gelenlerden haberi vardı. Ve en son hastaneye gelmek için yola çıkmıştı. Telefonu daha fazla beklemeden açıp annemi dinlemeye başladım.
"Ben geldum uşağum. Ha siz neredesuniz?"
"Anacım ikinci kata çık ben seni karşılıyacağım."
Telefonu kapatıp asansörün önüne doğru ilerledim. Annemin asansörden inmesiyle birlikte Gülfeyza'nın odasına girdik. Hâlâ uyuyordu. Doktor sakinleştirici yüzünden akşama doğru ancak uyanacağını söylemişti zaten ama içimdeki sabırsız taraf en son yaşlı gördüğüm güzel gözlerini görmek için yanıp tutuşuyordu. Annem içeri girer girmez Gülfeyza'nın yanındaki tekli koltuğa oturmuş ve dua etmeye başlamıştı. Bense biraz gerideki ikili koltuğa bıraktım bedenimi ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Safderun
RomancePaçasını kurtarmak için ortaya attığı yalanın onu bu kadar farklı noktalara sürükleyebileceğini hiç düşünmemişti öğretmen hanım. Çünkü atladığı ufak bir nokta vardı; kader. Doğu'da görev yapmak için yanıp tutuşan ve gönüllü olarak bunu yapmayı başa...