Yeni bölüm aylar sonra sizinle. sizi ve yorumlarınızı çooook özledim. Hepiniz kocaman seviyorum ve öpüyorum. İyi okumalar.
Galip masaya çay bardaklarını da koyunca geri çekilip masaya baktı. Bir eksik yok gibiydi. Nazlı'sını kaldırabilirdi artık. Dün Nazlı'yı o hale getirecek neler olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ve bu bilinmezlik canını sıkıyordu. Her ne kadar Nazlı'sı ona dönmüş olsa da sebebini öğrenmesi gerekiyordu.
Galip sonraya ertelediği düşünceleri eşliğinde yatak odalarının yolunu tuttu. O kadar özlemişti ki. Her şeyi. Nazlı'yı, beraber yuva yaptıkları evlerini, onunla uyuyup onunla uyanmayı her şeyi çok özlemişti Galip. Bir kere hata yapmıştı. Çok büyük ve geri dönülemez yıkımlar bırakan bu hata Galip için acı dolu pişmanlıklar bıraksa da bir daha böyle bir şeyi ölse yapmazdı Galip. Eğer Nazlı dönmeseydi annesinin yanına gidip önce yaptığı eşekliği anlatacak ve af dileyip ardından da ondan yardım isteyecekti. Ailesi duysaydı emindi Galip her şey daha da sarpa sarardı. Zira annesi de babası da önceliği Nazlı'ya verirlerdi. Şimdi salim kafayla düşündüğünde söyleseydi eğer ailesi de Nazlı'nın boşanma isteğini destekleyebileceklerini daha iyi kavrıyordu Galip.
Odanın kapısına vardığında zihninde dolaşan olumsuz duyguları yok etmek ister gibi kafasını sağa sola sallayıp yavaş ve sessizce girdi içeriye. Girmişti girmesine ama ilerleyemiyordu Galip. Haftalar sonra yatağın ortasında sarı saçları yatağa dağılmış minik karısını görmek içindeki yaramaz çocuğun sevinçle zıplayıp durmasına neden oluyordu adeta. Derin bir nefes çekti içine. Nazlı'sının mis kokusu yeniden can bulmuştu odada sanki. Sakin adımlarla yatağa ilerleyip huzurla uyuyan karısının yanına oturdu Galip. Elleri uzun zamanın ardından saçlarını buldu Nazlı'nın. Sanki kırılması muhtemel bir cama dokunur gibiydi Galip. Utanmasa ağlardı mutluluktan ya koca adam olduğunu hatırlatıyordu devamlı kendine.
Nazlı saçlarındaki dokunuşları hissedince rahat uykusundan uyansa da gözlerini açmak gelmiyordu bir türlü içinden. Sanki gözlerini açsa dün yaşadıkları bir olup hücum edeceklerdi üzerine. Onun yerine derin bir nefes çekti içine özlemle. Onun varlığını hissettiği ilk güne gitti aklı bir anda. O hastane odasındaki ilk duyumsadığı koku Galip'in kokusuydu. Galip'in kendine has kokusu güven demekti önceden Nazlı için. Şimdi ise sevgi ve güven demekti. Hırçın dalgalarla boğuştuktan sonra saklanıp dinleneceği limandı Galip. Nazlı bu limanı birkaç hafta önce kaybetmek üzere olduğunu düşününce gözleri dolmuştu.
Galip Nazlı'nın uyandığını anlasa da sessizlikle beklemeye koyuldu. Elleri halen saçını okşarken hasret kaldığı mavi gözleri görmek için sabırsızlanıyordu. Bir an sonra Nazlı'nın narin sesi ulaştı kulaklarına.
"Beni o evden kurtardığın zaman seni kokundan tanımıştım."
Galip aylar öncesinden gelen itiraf ile şaşırsa da dudaklarında peyda eden gülümsemeye de engel olamamıştı. Nazlı sakince devam etti.
"Senin odanda kalıyordum ve belki inanmayacaksan ama bir fotoğrafını bile görmemiştim. Sadece kokun vardı."
Nazlı da gülümsüyordu şimdi. O günler her ne kadar acı olsa da sonuçları çok güzeldi. Şimdi de öyle olur muydu ki? Bu acı günler de yerini güzelliklere bırakır mıydı?
"Benimle evlenmek istememiştin."
Nazlı Galip'in sitem dolu sesini duyunca kıkırdadı.
"Hiç gülme Nazlı ceylanım. Nasıl ağrıma gitti hiç haberin yok tabi."
Nazlı o anları hatırlayınca burukça tebessüm etti.
"Senlik bir durum olmadığını bilmelisin Galip. Sana yetemeyeceğimi düşünüyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Safderun
RomancePaçasını kurtarmak için ortaya attığı yalanın onu bu kadar farklı noktalara sürükleyebileceğini hiç düşünmemişti öğretmen hanım. Çünkü atladığı ufak bir nokta vardı; kader. Doğu'da görev yapmak için yanıp tutuşan ve gönüllü olarak bunu yapmayı başa...