"Bu kapının önünden bir saniye bile ayrılırsan ölüm fermanını imzalamış olursun koçum anladın mı? Ben gelirim bir saate."
Uzaklardan kulağıma ulaşan seslere gözlerimi açmaya çalıştım. Başım fena halde ağırıyordu. Gözlerimi zorlukla araladığımda bir süre nerede olduğumu kavramaya çalıştım. Oldukça geniş ve güzel döşenmiş bir yatak odasındaydım.
İyi de nasıl geldim ben buraya. Yerimden doğruluk yatağın başlığına dayanmak üzereyken hatırladığım gerçeklerle hızla ayaklandım. Anlık kararan gözlerimle duraksasam da kendimi hızla toparladım. Burdan hemen kurtulmam gerekiyordu.
Kim kaçırmıştı ki beni. Teröristlerin bu kadar muhteşem bir yere sahip olduklarını sanmıyorum. Ama başka kim için kaçırılabilir nitelik taşıdığımı ise kesinlikle bilmiyorum. Burdan nasıl kurtulacağımı da bilmiyordum. Tek bildiğim çok fazla korktuğum galiba.
Tam kapıya yönelip kapıyı yumruklayacağım sırada uyanmadan hemen önce duyduğum sözleri anımsayınca bu fikirden vazgeçtim. Ne demişti o adam. Burdan ayrılma bir saate gelirim. Bu da demek oluyor ki kapının önünde biri var ve benim de kendimi farkettirmeden kaçmak için bir saatim var. Allah'ım ne yapacağım ben şimdi.
Yenilgiyle yatağın kenarına yere doğru kendimi bırakınca altımda hissettiğim çıkıntıyla yüzüm aydınlandı. Telefonum yanımdaydı. Ve kaçıran salak onu almayı akıl edememişti. Odada kamera olma olasılığını göz önünde bulundurarak yataktaki yorganı kaldırdım ve altına girip kafama kadar çektim.
Hızla telefonu çıkarıp şarjıma baktım. Yüzde yirmi beş bana yeter de artardı tabi Baran beye ulaşabilirsem. Hızla Baran'ı tuşladım bir haftadır yaptığım gibi. Çaldı çaldı ve yine hattan düştü.
Gözlerimin dolmasıyla onları kırpıştırdım. Neden yoktu ki şimdi yanımda. Her şey onun yüzündendi. Onun yanına gitmeye çalışırken kaçırılmıştım ben.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Bu sefer yine mesaj yazdım hızlıca. Yakalanmak istemiyordum ve bu yüzden de acele etmeye çalışıyordum. E bu da haliyle yazıma yansıyordu.
"Barn biri bni kaçrıdı km oldnu ve nrde oldumu blmiym yadım et"
Umarım anlar. Konum evet bir de konum attım mı bulur beni bence. Tabi önce telefonunu açması lazım. İnşallah çabuk görürsün Baran.
Konumu gönderip hızla tuşlar bölümüne girip bu sefer 155 i tuşladım. Tam ara tuşuna basacakken kapıdan gelen kilit sesiyle hızla telefonu kilitleyip yastığın kılıfının içine sakladım. Eğer o telefonu bulurlarsa benim burdan kaçmam imkansız hale gelirdi. Kapının açılma sesiyle cenin pozisyonunu alıp iyice küçüldüm yatakta. Gözyaşlarım gözlerimi zorlarken ağlamaya direniyordum resmen. Her kim kaçırdıysa beni karşısında aciz görünmek istemiyorum.
Ayak sesleriyle vücudumu bir titreme aldı. Allah'ım sen koru. Üstümdeki yorganın kalmasıyla savunmasız kalmıştım. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Görmek istemiyorum geleni her kimse. Yatağın kenarının hafifçe çökmesiyle kayarak geriye gitmeye çalıştım. Ta ki saçımdan tutulup da sabitlenene kadar.
"Sevgiliiiiim. Kaçma benden. Hadi aç gözlerini de sana olan aşkımı gözlerimde gör."
Saçımın acısını mı düşüneyim yoksa duyduklarıma mı şaşırayım bilemedim. Saçımdaki elin izin verdiği hareket kapasitesi dahilinde kafamı olumsuzca salladım.
"Aaaa. Ama yapma böyle bebeğim."
Saçımı daha da çekip devam etti.
"Aç bence o güzel gözlerini kendi iyiliğin için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Safderun
RomancePaçasını kurtarmak için ortaya attığı yalanın onu bu kadar farklı noktalara sürükleyebileceğini hiç düşünmemişti öğretmen hanım. Çünkü atladığı ufak bir nokta vardı; kader. Doğu'da görev yapmak için yanıp tutuşan ve gönüllü olarak bunu yapmayı başa...