Evet sonunda hem evime hem de size kavuştum. Yaklaşık bir aydır memleketteydim. Ve evimi çok özlemiştim. Şimdi evdeyim ve yeni bölümle geldim. Sizi çok özledim. Gerçekten sizi çoooook özledim. Neyse daha fazla konuşmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum iyi okumalar. Umarım beklediğinize değen bir bölüm olur. Bir de bu bölümü dün yanlışlıkla bir kere paylaşıp hemen kaldırmıştım. Bölüm ithafımız dünkü bölümü havada kapan misss_halka1453'nın hakkı gibi ha?😊 Bir de bu bölüm ve bundan sonraki bölümlerde ilahi bakış açısıyla anlatmak istiyorum. Bana bu fikri veren 1RastgeleBiri1' ne çok teşekkür ederim. Bu kadar hadi okuyun bakalım😉
Medya Gülfeyza
Bölüm için şarkı önerisi; Fatma Turgut/ sonbahar kıyametGenç adam oturduğu sandalyede rahatsızca kıpırdandı. Dün parktaki olanlardan sonra Feride'yle birlikte eve gidip onun yemek yapmasına yardım etme bahanesiyle onunla vakit geçirmiş ardından da onu babasının kaldığı kliniğe bırakıp askeriyeye gelmişti. Fakat dün yaşananlardan sonra sabah ilk iş hastaneye gelmişti.
Flashback
"Feride, güzelim zeytinyağını nereye koydun?"
Feride yaklaşık beş dakika önce lavobaya gitmiş ve hala gelmemişti. Parktan geldikten sonra Feride'nin akşamki planını bozmamak adına birlikte babasına yemek yapmaya başlamışlardı. Ve bu onunla çok güzeldi. Gerçi onunla muhtemelen her şey güzeldi.
Nevzat, Feride' den geri dönüş alamayınca ellerini yıkayıp koridorun sonundaki banyonun kapısına ulaştı ve kapıyı tıklattı.
"Feride? İyi misin?"
İçerden sadece su sesi geliyordu. Nevzat'ın içinde oluşan endişe büyürken bir kez daha seslendi kapının ardından.
"Feride içeri geliyorum canım."
İçerden boğuk bir mırıltı duysa da umursamayıp içeri girdi Nevzat. Gördüğü manzara endişelenmekte ne kadar haklı olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Feride lavobaya eğilmiş kanayan burnunu yıkıyordu. Bunu yaparken kollarını da ıslamıştı. Nevzat hızla Feride'nin yanına varıp dağılmış, ipek saçlarını ensesinde topladı. Kan durmuş gibi görünüyordu. Nevzat, onun eline engel olup çeşmeden aldığı suyla burnunu yavaşça temizledi. Aynı işlemi birkaç kez daha tekrarlayınca kan durmuş ve yüzü temizlenmişti Feride'nin. Nevzat askıdaki havluyu alıp yüzünü nazikçe kuruladı.
Yakından bakınca yüzünün solgunluğu da fark ediliyordu. Nevzat ilk defa fark etmiyordu sevdiğinin vücudundaki değişimleri ama yine de her seferinde kalbi acıyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini birkaç saniyeliğine yumdu. Sanki bunu yapmasa ağlayacakmış gibi hissediyordu. Utandığından değil de sırf Feride üzülmesin diye tutuyordu kendini.
Gözlerini açıp arkalarındaki klozetin kapağını kapatıp oturttu Feride'yi. Kendisi de önünde dizlerinin üzerine çöktü. Tüm bunlar olurken ikisi de sessizliği tercih etmişti. Ona kızmak istiyordu Nevzat . Neden bana söylemedin? Neden yanında olmama izin vermedin? Ve daha bir çoğu. Ama kıyamıyordu savunmasız sevdiğine.
Tüm bu düşünceleri def edip Feride'nin kollarını kendine çekip, tişörtünün ıslak yerlerini kıvıracakken, Feride elini hızla kendine çekti. Nevzat sebebini anlayamadığı bu hareket karşısında kaşlarını çatıp tekrar koluna doğru bir hamle yapınca kollarını tamamen arkasına sakladı Feride. Neden yapıyordu bunu? Nevzat ellerini kendine çekip yüzünü sıvazladı. Yine kendisinden bir şey saklamaya çalışıyordu. Sesini alçak tutmaya çalışarak konuştu Nevzat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Safderun
Roman d'amourPaçasını kurtarmak için ortaya attığı yalanın onu bu kadar farklı noktalara sürükleyebileceğini hiç düşünmemişti öğretmen hanım. Çünkü atladığı ufak bir nokta vardı; kader. Doğu'da görev yapmak için yanıp tutuşan ve gönüllü olarak bunu yapmayı başa...