Sevgili okuyucularım, lütfen vote ve sevgi dolu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın...
🖤🖤🖤***
Çıplaktı!
Yatağa oturmuş, elindeki telefona bakıyordu. Dehşetle gözlerim iri iri açıldı. Ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğimi bilemedim bir süre. Yanına gitmek ya da bulunduğum yerde kalmak arasında gidip geliyordum. Derince yutkundum ve bulunduğum yerden ona seslenerek burda olduğumu, varlığımı hissettirmeyi düşündüm.
Tam ağzımı açacağım sırada, ayağa kalktı elindeki telefonu yatağın üzerine doğru savururken gözleri bana ulaştı. O an fark ettim ki üzerinde sadece iç çamaşırı vardı. İçimde ki bir ses tamamen çıplak olmasından iyidir diye seslendi. Gözlerimi gözlerinde tutmak istesemde olmadı ve istemsizce gözlerim yüzünden omuzlarına, oradan göğsüne kaydı. Sertçe yutkundum. Avuç içime batan tırnaklarımın canımı acıtmaya başlamasıyla kendime geldim ve utançla gözlerimi hızla yere çevirdim.
Yaklaştı ve tam önümde durdu, yüzümü incelediğini fark etmem zor olmadı. Buz mavileri bir ok gibi bana çarpıyordu.
Ne o nede ben konuşmadık bir süre, ikimizden de tek kelime çıkmadı. Sesli bir soluk alınca göğsü şişti, gözlerim yerden hızla kabaran göğsüne kayınca yutkundum. Bu aramızda ki ilk hareketlenme oldu.
Birden elini belime koydu ve elbisemin üzerinden tehlikeli bir yavaşlıkta bel oyuntumu okşadı. Gerildim. Ne yaptığını anlamak için başımı yukarı kaldıracağım sırada, belimdeki elini kendine doğru çekti ve böylece ona doğru bir adım atmış oldum. Şimdi aramızda bir adımlık boşluk bile yoktu, göğsümüz birbirine yaslanmış, teninin sıcaklığını giydiğim elbisenin üzerinden bile hissedebiliyordum.
Bu durumdan rahatsız oldum ve belimdeki elini umursamadan bir adım geri giderek araya mesafe koymak istedim. Ama buna eli izin vermedi.
"Ben." dedim ortamda hüküm süren sessizliği bozmak için.
"Sen?" diye karşılık verdi hemen. Başını eğerek, alnını alnıma yasladı. Kokusu, burnuma doldu. Ağır baharatsı kokuyordu her zaman ki gibi ve onun bu kokusuna bayılıyordum. Ellerimle göğsünden biraz itekleyerek araya mesafe koydum. Beni etkiliyordu ve bunun olmasını istemiyordum. Aramızda biraz boşluk oluştu ama yine eli belimden inmedi.
Kısık bir nefes alarak konuşmaya başladım. "Ben buraya şey için geldim."
Gözleri çıplak göğsüne yerleştirdiğim ellerime kaydı ardından bunu umursamadan bana doğru bir adım attı ve benim arada oluşturduğum boşluğu tek bir adımla kapattı. Ellerim ikimizin göğsü arasında sıkışıp kalmıştı.
"Ne için geldin?" diye fısıldayarak sordu. Sıcak nefesi yüzüme çarpınca içimde tuhaf bir hareketlenme oldu.Tekrar bir adım geri gittim.
"Şey için..." diye mırıldandım.Lanet olsun bir cümleyi söyleyememiştim. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve konuşmak için ağzımı açacağım sırada yine bir adım atarak bu sefer beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı. Sırtım duvara, ellerim göğsüne yaslıydı. Yakın olması yetmezmiş gibi birde yarı çıplaktı. Gözlerim belirli bir yerde, yüzünde durmuyordu. Durduramıyordum.
"Ben, şey. Aslında sen biraz uzak dursana." dedim ve kenardan süzülerek yana geçtim. Şimdi daha iyi sayılırdım en azından onun alanından çıkmıştım.
Dikkatimi toparlayıp başımı dikleştirince, "Sen neden beni takip ettiriyorsun?" diye sinirle çıkıştım. "Sana daha önce de söyledim burası İstanbul veya Almanya değil. Dedemi tanıyanlar var, onun kulağına benimle ilgili bir şey gitsin istemiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDER
JugendliteraturYüzünde bu zamana kadar hiç görmediğim tuhaf bir ifade belirdi. Yana doğru bir adım atıp kulağına doğru eğildiğimde sessizce fısıldadım: ''Sana bir sır vereyim mi? Kalbini kırdığın bir kadına asla güvenme. Bu vereceğin en büyük yanlış karar olur. Y...