ALIŞMAK

87 24 2
                                    

Davetsiz misafirinin gözyaşlarına şahit olduktan sonra, odasına çekildiğin de karma karışık olan düşüncelerini düzene sokamayacağını anlayarak uyumaya karar vermesinin üzerinden koskocaman bir gün ve bir gece geçmişti.
Uyandığın da ise sabah saatleriydi. Kabusların rahatsız etmediği sakin bir uyku geçirmeyeli yıllar olduğundan, uzun süre sonra ilk defa beynide bedeni gibi dinç uyanmıştı.
Evin de hiç tanımadığı birinin varlığından rahatsız olmadan bu kadar uzun uyuyabilmiş olmasına kendide şaşırmıştı.
Anlam veremediği bu güven duygusu da nerden çıkmıştı bilmiyordu ama garipdir ki bu yabancıdan hiç bir şekilde tehlike sinyalleri almıyordu.

Şeytani iç sesi "Ne ara insanlara güven duyar oldun. Yine güvenipte canını yakmalarını mı istiyorsun" diyerek silkelediğinde yatakta kendini sorgulamayı bırakıp kalktı.
Banyoda ki işlerini bitirip mutvağa  geçtiğinde yabancıyı merak etse de ortalarda göremeyince gitmiş olacağını düşünerek kahvaltısını hazırlamaya koyuldu.

Mutfak masasına hazırladığı kahvaltılıkları ve fincanına attığı sallama çayıyla aç midesini büyük bir hazla doldururken, yabancının mutvak kapısında belirmesiyle keyifsizce elinde ki çatalı masaya bıraktı.
Ece, imkanı varken neden çekip gitmedi diye düşünürken yabancı konuşmaya başladı.

-Karım sekiz aylık hamileyken, emlakçı arkadaşının ricasını kırmayıp bir evi kiralamak isteyen kişiye göstermeye gittiğinde üç kişinin tecavüzüne uğradı.  O olaydan sonra çocuğumuzu kaybettik. Adamlar yakalandı ama karımın o yere ayağıyla gitmesini arzusu dahilinde gösterdiklerinden az bir cezayla kurtuldular. Karım da bu durumu kaldıramadı ve intahar etti.
Yıllar sonra hapisten çıktıklarında ise onları öldürüp ülkemden kaçtım. Lakin ülkeden çıkığım fark edilince kırmızı bültenle aranan biri oldum ve burada da kaçak durumuna düştüm.

Yabancı anlattığı acı hatıralarını tekrardan yaşıyormuş gibi yumruk yaptığı avuçlarını sıkarak, kabaran öfkesini bastırmaya çalışırken Ece

-Bunları bana neden anlatıyorsun diye sordu.

Yabancı tüm konuşması sırasında yerde olan başını kaldırarak Ece'nin ela gözlerine gözlerini sabitlediğinde, Ece karşısında dikilen yabancının kara irislerinden garip bir rahatsızlık hissetse de güçsüz görünmemek için bakışlarını çekmedi.
Yabancı
-Gidecek yerimde ülkemde yok. Yıllardır sokaklar da yaşıyorum. İzin ver burda kalayım. Ne isterse itiraz etmeden yaparım desede sunduğu gerekçeler sadece olursa iyi olur diye geçiştire bileceği bahaneleriydi. Gerçek neden, kendisininde adını koyamadığı karşısında ona bakan ela'lar da ve bu ev de kalmaya duyduğu yoğun istekti.

Duyduğu kelimelerin şaşkınlığını üzerinden çabuk atan Ece öfkeyle oturduğu sandalyeden kalkıp parmağıyla kapıyı göstererek
-Hemen defol git burdan diye gürledi.

Ece'nin sabrını fazlasıyla zorluyordu.
Ne yani iki gün önce tanıştığı yanlız kadının ihbar edilme korkusundan yararlanın evine çökerim diyemi düşünüyordu.
Eceli gelen köpek cami duvarına işermiş, bu adam direk caminin içine giriyordu.

Kovulmuş olması yabancının gururunu incitse de kararlıydı. Kilitli kaldığı oda da gözünü açtığında elinde bıçakla bekleyen kadını zapt etmiş olsa da asıl o an eli kolu bağlanan kendi olmuştu. Ellerinin arasında ki bedenin titreyişi yüreğinde kapanmak bilmeyen yarayı kanatırken korku dolu ela gözler, iki gündür aklından çıkmaz olmuştu.

Karşısında ki kadının başına ne geldiğini bilmese de yaşadıklarının kolay şeyler olmadığını hissedebiliyordu.

Esaretin korksunu ondan iyi kimse bilemezdi. Yaşadığı vahşetten sonra teselli etmek için karısına her yanaşmak istediğinde aynı korkuya şahit olmuş, kendisinde de kapanmayan yaralar alçılmıştı.
Gözlerinin önünde acılar içinde eriyip yok olurken sevdiği kadına sarılamamak, ben yanındayım geçti diye teselli edememenin acısını çok derinden çekmişti.
Şimdi karşısın da karısını, kırizleri sırasında sakinleştirmek için kollarının arasına aldığında titrediği gibi titreyen bir kadın vardı.
Karısını düştüğü çukurdan onu incitmekten korktuğu için çıkaramamış ölümünü şahit olmuşken, ne olursa olsun arkasını dönüp gidemezdi.
Yeni tanıştığı bu kadın karısından daha güçlü biri olsa da derin yaralarının kapanmadan kanadığını görebiliyordu. Bunu iliklerine kadar öyle derin hissediyordu ki, kendisinin  incineceğini bilse de yok olup gitmemesi için her şeyi göze almaya kararlıydı.
Karısını kurtaramamanın vicdan azabını onun gibi yaraları olan birini sararak giderecekti. Bunun için gururunuda hiçe sayabilirdi.

ECEL  (Ölüm kraliçesi) *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin