ZOR SEÇİM

94 24 6
                                    

Bir haftadır kabuslarının adı Yujindi. Aralarında başından beri adlandıramadığı bir çekim olduğunu hissediyordu ama bunun adının aşk yada sevgi olabileceğini hiç düşünmemişti.
Yujin'in onu öpmeye çalışmasından kendisine aşık olduğunu var sayamıyor olsada, nasıl biri olduğunu öğrendikten sonra çekip gidmeyişinide başka bir şeye yoramıyordu.
Şeytani yanının yardakçısı olan iç sesi polis olma olasılığını arada hatırlatsa da, öyle olsaydı aylar önce yakalanmış olacağı gerçeği ile bu olasılık çarçabuk eleniyordu.

İçinde boğulmaya başladığı karmaşık düşünceler yetmiyormuş gibi birde Yujin'e olan ilgisini kullanarak ona eziyet eden kabusları gecelerini çekilmez kılmaya başlamıştı.
Buna kulaklarına işagal eden, gündüz aydınlığının bile kovamadığı seslerin eklenmeside cabasıydı.

Sonuçta Yujin'in varlığının huzurlu etkiside bir yere kadardı.
Ve bu etki ne yazık ki Yujin'in Ece hakkında ki tüm gerçekleri öğrendiği gün son bulmuştu.

Kabuslar ve sesler eskiye nazaran daha yoğun ve acımasızca üzerine gelmeye başladığından buyan zorladığı sabrı, direnme duvarını sonunda yıkmıştı.
Buda, evin duvarlarının üstüne karabasan gibi çökmesine, ölmeden mezara girmiş gibi hissetmesine neden oluyordu.

Yujin'in yeniden durdurma ihtimaline karşı bir kaç gündür dayanma sınırlarını fazlaca zorlayarak kendini kalabalığın gürültüsüne atmamak için direnmesinin nedeni,
fazlaca gergin olan sinirlerinin bir daha zabdedilmeyi kaldıramayabileceği gibi içinde ki şeytanı durdura bileceğinden de pek emin değildi.

Yine, korkunç kabuslarla geçen bir geceyi sabaha erdirse de işkenceyi devralan sesler güne gözlerini açar açmaz başlayınca kıyafetlerini değiştirip aracına bindi.
Şehrin kalabalığına karışmak için hızını her saniye arttırdığı aracıyla ilerlerken, tekrar aynı durumu yaşamaya cesaret edemeyerek Ece'yi durdurmayan Yujin motorsikletle takipteydi.

Ece'nin yeni bir kurbanı günah listesine eklememesini umarken, ne yapacağı hakkında bir fikri dahi olmamasına lakin her hangi bir olumsuzlukta engel olabilmek için adım adım Ece'nin peşinde geziyordu.

Ece, bir saat süren boş boş gezinmesini sonlandırıp boğazın kenarında ki bir kafede sıcak çayını yudumlarken Yujin görünmeyeceğine emin olduğu bir köşeye sinmiş, boğazın serin sularını seyre dalan tutulduğu ele gözlerin sahibi kadını izliyordu.

Yujin, yan profilden gördüğü kadının sukut içinde denizi seyretmesine memnunken Ece'nin kulakları ardında ki masada ağlayan kızı çoktan radarına almıştı.
Genç kız
-Ailem hamile olduğumu öğrenirlerse öldürürler beni diye ağlarken orta yaşın sonlarında olduğu belli olan adam
-Benim evli olduğumu bilerek nasıl hamile kalırsın diyerek kısık sesle ama yoğun bir öfkeyle çıkışıyordu.
Kız, kesik kesik hıçkırıklar eşliğinde ağlarken, adam etraftan yanlış anlaşılacağını söylerek kızın ağlamayı kesmesi için diretiyordu.

Kız sırasını bekleyen hıçkırıklarını derin bir solukla yutup
-Biliyorum... Dedikten sonra burnunu çekip ağlamasını sonlandırmaya çalışarak devam etti.

-Ben yapmamam gereken en büyük hatayı yaptım. Suçluyum, hemde çok suçluyum ama
hocam ve olgun yaşta biri olarak sana yakınlığımı geri çevirmek yerine, baba hasretimi kullanarak beni kendine alıştırdın...
Diyerek sözün sonunu bağlayamayınca isyanını yarım kesti.
Adam dalgamı geçiyorsun der gibi soğuk ve bir o kadar alaycı kesik bir kahkaha atıp
-Kollarımın arasındayken hiç böyle söylemiyordun diyerek kızın suçlamasını geri çevirirken kelimeleri yaralayıcı bir tonda netti.

Kız adamın yargılayıcı alayına karşı
-Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim diyerek çıkışsa da, devam ettiremediği cesartiyle -Durdurmaya çalıştım ama sen artık çok geç olduğunu söyleyip...
Dediğinde kısılan ve titreyen sesi duyduğu utançtan kesik kesik çıkmıştı.

ECEL  (Ölüm kraliçesi) *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin